Ne Demişler?

155 22 18
                                    

Ağrıyan başımla yattığım yerden zorda olsa kalkmıştım. En son ne olmuştu? Ah doğru. En son 92929292 tane gerçeği söyleyen kadın benim beynimi emcüklemişti ve ben de tribe girmiştim. Sonra krize girerken Nisa beni uyutmuştu.

Yataktan kalktım. Etrafa baktım. Bizimkiler koltukta uyuya kalmıştı. İstemsizce gülümsedim. Bugün eve dönüyorduk. Şu kadın ile sonkez görüşelim. Delilerin üstlerini örterken geriye çekildim. Pekala bir konuşmamız yarım kalmıştı.

Odadan çıktım. Imm bir sorun var... BEN ORAYA NASIL GİDEDEĞİM? Acaba Selan'da ki gibi mi çağrılıyor. Ya da aynaya üçkez adını mı demem lazım. Ne etsem ne etsem... Ben de bilmiyorum. Derken o da ne? O bir kuş? O bir uçak? Ah, hayır o General Ateş.

Bir adamla konuştuklarıbı görünce gizli gizli bir ajan misali yanına gittim. Bir sütunun arkasına saklandım ve onu izlemeye başladım kısık gözlerim ile.

"-Evet öyle Alara. Şimdi git ve raporları teslim et."

Kızıl saçlı sexy afet başını sallayıp giderken Ateş bana doğru döndü. Gözlerim büyüdü ve ben de arkamı döndüm. Göremez beni.

"Tolunay ne işin var burada?"

Yakalandık. Ajan olamadık. Gergince gülerek Ateş'e döndüm. Elimi kaldırıp salladım.

"Merhaba... Şey-"

"Su ile görüşeceksen bu aralar yoğun."

Bana yaklaştı ve bana bir zarf uzattı. Bir zarfa bir ona baktım anlamayarak.

"Bu zarfta olanlar ve yapman gerekenler yazıyor. Tek başına oku mümkünse. Arkadaşların da hazır olunca çıkabilirsiniz."

Başımı aşağa yukarı salladım ve zarfı alıp cebime attım.

"Teşekkür ederim."

Hafif eğildim ve arkamı dönüp yürümeye başladım yavaşça.

"Tolunay!"

Bana seslenilmesi ile arkamı döndüm. Bana burukça gülümseyen Ateş'e baktım anlamayarak.

"Dikkat et. Ölmeni istemeyiz."

******

"Bu da son bavul. Oh be sonunda Hogwarts. Yemin ederim özledim taşını toprağını."

Konuşa konuşa ortak salona gidiyordum. Bir yandan boynumdaki atkıyı çıkarıyordum. Şifreyi söyleyerek içeri girdim. Şöminenin başında oturmuş dörtlünün bakışları bana döndü.

"Ah, Lily daha gelmemiş anlaşılan. Seni daha sonra onunla tanıştırırım Nisa. Hadi yatakhaneye gidelim."

Nisa tabii şok. Nisa iptal. Ulan kız ilk defa görüyor Çapulcuları. İç çektim gülerek şaşkınca onlara bakan Nisa'ya.

"Nisa!"

Yeribde sıçrayıp bana baktı. Ona "Hadi yavru" bakışlarını attım. O da başını aşağa yukarı sallayarak yürümeye başladı. Peşinden gidiyordum bende yavaşça. Bir yandan atkımı katlayıp kolumun altına almıştım. Üzerimizdeki bakışlar bizi rahatsız ederken yatakhaneye çıktık. En azından Nisa ile aynı yatakhanedeydik. Girer girmez kendimi yatağa attım.

"Ben... Daha demin Çapulcuları gördüm... Bildiğin... FAN GİRL ÇIĞLIĞI ATARAK TEPİNMEK İSTİYORUM!"

Bu haline kahkaha atarken yataktan kalktım.

"Sen çığlık at o halde. Ben de sayın Sirius Black ile görüşeyim. Kendisi bana zaten deli daha da deli olsun."

İç çektim. O sırada Nisa etrafı kurcalıyordu. Bu haline istemsizce güldüm ve yatakhaneden çıktım. Ortak salona inince anınca kesişen bakışlarımız ile olduğum yerde durdum. Asırlar gibi gelen o on saniye sonucu ayağa kalktı. Dışarıya yönelirken ben de peşine takıldım. İkimizde koridordaydık. O önde ben arkasında yürüyordum. Birdne durunca ben de durdum.

Delilik/Çapulcular/Askıya AlındıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin