Hayat Fani

210 34 12
                                    

Bir şeyler duysam da uyku daha ağır basıyordu. Biri beni kaldırmaya çalışıyordu galiba. Homurdanarak dönerken sırtımın üzerine yattım. Üzerine yatmam ile gelen keskin acı ve yanma hissi ile bağırarak doğruldum, gözlerimi açarak. Elim sırtıma giderken sövüyordum.

"Keşke daha dikkatli olsan."

Gelen sesle başımı çevirdim. Sirius başımda durmuş somurtarak bana bakıyordu. Ona dil çıkardım. Salak ne olacak.

Etrafa bir bakış attım. Hala olduğum yerde yatıyordum. Dizlerime düşen ceketi baktım ilk daha sonra elime aldım ve Sirius'a geri verdim. Ayağa kalktım yavaşça. Sırtımdaki ağrıyı umursamadanan etrafa baktım. Diğerleri Remus ile ilgileniyordu. Onun yanına yol aldım. İpler çözülmüş oturuyordu. Duvara dikmişti gözlerini ve ruhsuzca bakıyordu. İç çektim.

"En azından ağır yara alan olmadı. Bu da iyi."

Dediğim şey ile bana dönen üç çift göze gülümsedim. Remus gözlerime baktı. Gözlerinde şaşkınlık, korku ve sinir duyguları adeta birleşmişti. Hepsinin nedeni de elbet bendim.

"Bunu söyleyen kişinin sırtından ağır yaralanması?"

Gözlerimi kısıp arkama baktım. Sirius umursamazca bana bakıyordu. Göz devirip önüme tekrardan döndüm.

"Bunun nedeni hazırlıksız olmamdı. Görü daha erken gelseydi hazırlana bilirdim elbet. Ama işte olana bak. Amann elbet geçer bir şey olmaz."

Bunu demem ile Remus ayağa kalktı ve karşımda dikildi. Ne yazık ki benden uzun olduğu için biraz başımı kaldırıp ona tek kaşımı kaldırarak baktım. Gözlerini yumup birkaç saniye sonra açtı. Gözlerin de olan duyguları bu sefer okuyamıyordum.

"Bak... Senin ne olduğunu az çok biliyorum ama kendini bizim için tehlikeye atman ile bu işler olmaz, biliyorsundur umarım."

İstemsizce gülümsedim. Ah ah Remusum sen benim için mi endişeleniyorsun.

"Bu benim görevim Remus. Koruduğum kişi ve arkadaşlarına dikkat etmeliyim. Eğer birine bir şey olursa bu paraler evren yok olur. Beni buraya bu evrende bir terslik olduğu için yolladılar ve ben de görevimi yapıyorum. O görüde biriniz hiç kalkamayacak derecede yaralanıyordu. Ne yapmamı bekliyorsun, boş boş durmamı mı? Ben buraya bunların olacağını bilerek geldim."

Gözlerin dolmasın Tolunay. Sikiyim sinirlenince dolan gözleri. Gözlerimi yumup derin bir nefes aldım. Arkamı döndüm. Gözlerimi açtığımda bana bakan Sirius'u görmezden gelerek odadan çıktım. Hızlıca aşağıya indim ve tünele girdim. Teşekkür edeceklerinr azarlıyor resmen.

*

Yazariçe'nin ağzından:

Tolunay sinirle odadan çıkarken dört çift göz onu arkasında giderken izliyordu sadece. Remus elini anlına koyup masaj yapar biçimde ovaladı.

"Hem sinir bozucu hem gerici. Bir de o halde tek gitti."

Remus tam gidecekken Sirius kolunu önüne uzatıp onu durdurdu. Anlamayarak bakışlarını Sirius'a dikti Remus. Sirius ciddi bir şekilde bakıyordu sadece.

"Sen bizimkiler ile gel. Ben onu hallederim. Hastane Kanadına ben götürürüm onu. Gelirken de size ağrı kesici alırım bu sayede gelmenize gerek kalmaz."

Gelecek cevabı duymadan arkasını döndü ve hızlıca oradan çıktı. Tolunay'a hızlıca yetişti. Tolunay tam delikten çıkıyorken onu kolundan tutup geri çekerek durdurdu.

"Sana dediklerimi unuttun bakıyorum. Madam'a yalanın var mı?"

Tolunay, Sirius'a bakmıyordu. Bir şey demedi ve sadece kolunu çekiştirdi. Ama Sirius daha sıkı tuttu. Kısık sesle.

Delilik/Çapulcular/Askıya AlındıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin