Ben Ölsem Mi?

193 36 12
                                    

Her şeyi kontrol ettikten sonra iç çektim. Bugün dolunay vardı ve benim de gitmem gerekiyordu. İçimdeki ses beni fazlasıyla rahatsız ediyordu. Derin bir nefes aldım. Tam odadan çıkacakken duyduğum ses ile olduğum yerde kaldım.

"Nereye bu satte?"

Lily'nin uykulu çıkan sesine karşı gülümsedim. Yavaşça yanına gittim ve yorgan ile iyice örttüm.

"Şşş bu bir rüya Lily ve ben hiçbir yere gitmiyorum. Ben uyku perisiyim ve seni uyutmaya geldim. Şimdi gözlerini kapat ve uyku tozumu içine çekerek uyu."

Lily'nin gözleri tekrar kapanırken kendimi gülmemek için fazlasıyla kasmıştım.

Lily'nin tamamen uyuduğunu anladığımda derin bir nefes aldım ve odadan çıktım. Hızlıca aşağıya indim ve etrafa bir göz attım. Kimse yoktu. Bu iyiydi işte. Hızlı adımlarım ile ortak salondan çıkarken yol bilgimi kullanmaya çalışıyordum. Bu okul neden bu kadar karışık olmak zorunda ki?..

Sonunda çıkışı bulduğumda ilk bahçeden geçtim. Sonrasında şamarcı söğüte vardım. Taman Azkaban Tutsağı'ndaki bilgileri hatırlamam gerek. Ağacın dibindeki delikten girmeliyim. Süpürge oyunu gibi düşün Tolunay. Gelince zıpla. Aynen öyle.

Hızlıca koşmaya başladım. Ağaç dalları bana doğru gelirken ben en yükseğe zıplamaya çalışıyordum. Zor oluyordu ama yapıyordum. Nefes nefes deliğe geldiğimde hemen içine girdim ve yere düştüm. Ağzımdan acı bir inleme çıkarken zorda olsa ayağa kalktım ve üzerimi silkeledim. Pekala planın üzerinden geçme zamanı.

Diğerleri animegus olabiliyor. Bundan ötürü kesinlikle olacak. Ama Remus bu dolunay birisine ağır hasar vericek. Bunu engellemem gerek. Peter olmadığından eminim -ki olsaydı zaten gelmezdim- ondan ya James ya da Sirius kalıyordu. Muhtemelen Sirius'du çünkü onun anıları gösterilmişti bana.

Yavaşça ve dikkatlice sesleri dinliyordum. Sesimi duyabilirlerdi. Bunu istemezdik. Onların olduğu yere biraz yaklaştım ve durdum. Seslerini net alıyordum. Elim kapşonlumun cebine gitti. Gümüş renkteki cep saatini çıkardım ve baktım. Ay şeklimdeki akrep yavaşça ilerliyordu. Zamanın vardı evet. O zaman dedikodu dinleme vakti.

"O kız cidden sinir bozucu. Ondan nefret ediyorum."

Bu ses Sirius'undu. Lan kimden nefret ediyon sen.

"Abartma Patiayak. Bize yardım etmek istiyor işte."

Aaa benim dedikodum lan bu demek. Aferin James benden bir puan aldın.

"Her işe burnunu sokarak mı? Hep bizi rahatsız edecek biliyorsunuz. Her şeyi bilmesi daha da çileden çıkartıcı. Güvenmiyorum ona ben."

"Senin şovalyen ama sen güvenmiyorsun. Aman ne iyi."

Şerefsiz Sirius. Şovalyen olmasam döverdim seni. Aslında dövebilirim ha. Bi' ara döviyim seni.

"Yaklaşıyor... Hazırlansak iyi olur."

"Bu dolunayı da atlatacağız, merak etme."

Sirius bunu rahatlatıcı bir ses tonu ile söylemişti. Derin bir nefes aldım ve sırtımı daha da duvara yasladım. Asamı çıkardım ve sıkıca tuttum. Diğerleri kaçabilirdi ama ben animagus bile olamıyordum tabii. İç çektim. Tamam bir şey olursa burada çıkacaktım.

Birkaç ses duydum. Muhtemelen animegusa dönüşmüşlerdi. Elimle sıkıca asamı tuttum. Sakin ol Tolunay. Yapabilirsin bunu. Remus'un bağrışları kulağıma gelirken istemsizce gözlerim dolmuştu. Çok acı çekiyordu.

Bir şeylerin düşme sesi gelirken odaklanmaya çalışıyordum. Yavaşça odaya yol aldım. Kapının kenarından bakmaya başladım. Üç animegus ve bir kurtadam... Remus kükreyerek James'e saldırıyordu. Biraz daha ileri gidecekken bastığım tahta zeminden büyük bir gıcırtı gelmişti... SİKERİM AMA CİDDEN Mİ?

Delilik/Çapulcular/Askıya AlındıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin