Hepimiz filmlerin ve kitapların içinde olmayı, karakterler ile arkadaş olmayı, sevgili olmayı diledik. Bunu gerçekleştiren birisi var. Altın üçlü ile arkadaş, Cedric Diggory ile sevgili olan birisi var. Hikayesini merak ediyorsanız okumaya başlayın...
"Kapa çeneni de dinle aptal," diye tısladı. Ağzımın fermuarını çeker gibi yaptım.
"Mağaranın o odasında anısı olan neye dokunursan içine girersin. Fotoğrafa dokunursan o anıdan başlar hayatın. Mesaj atarken dejavu olursun çünkü aynı mesajı çok kez atarsın ve kaybolursun. Film veya dizi izlerken hangi sahnede dokunursan oraya girersin. Kitapta hangi sayfaya dokunursan oradan başlarsın."
Anlamaya çalışırcasına gözlerimi kırpıştırdım ve "Ne yani ben şimdi ciddi ciddi Hogwarts'dayım?" dedim.
Kafasını sallayınca çığlık attım.
Zıplayarak "Mükemmel! Mükemmel!" Aklıma gelen şeyle hızla ona ilerledim "Muggle mıyım?"
Bilmiyorum anlamında başını salladı "Karakterine göre belirliyorlar."
Yan tarafta duran asayı alıp bana uzattı. "Al dene."
Asayı havaya vurarak "Lumos!" Dedim.
Işık çok fazla parıldarken "Kapat şunu!" Diye bağırdı.
Hızla yine havaya vurarak "Nox!" Dedim.
Kahkaha atarak "Ben bir cadıyım!" diye bağırdım. Bu o kadar mükemmeldi ki!
"Anladığım kadarıyla seviyorsun burayı? Eve dönebilirsin 1 hafta içinde. Eğer dönmezsen 1 yıl beklemen gerekli. Bu biraz tuhaf. Kaldığın yerde isteyerek kalınca mağara ile eşleşiyorsun ama istemeyerek kalınca bir hafta da gidemez isen bir yıl kalıyorsun."
"Burada okuyacağım. Telefona da ihtiyacım yok nasılsa!"
"Eve geri dönebilmek için galerideki bir fotoğrafa dokunmak zorundasın."
Alaycıl bir şekilde güldüm "Eve hiç gitmek istemiyorum ve gitmeyeceğim de!"Aniden duraksadım "Bekle yani filmdeyim ben ve gözüküyor muyum?"
Bu kız salak dercesine alnına vurup "Burada farklı üç zaman vardır." dedi.
"Geçmiş, şimdi ve gelecek. Ee?"
Sinirle gülümsedi "Hayır aptal! Kitabın zamanı, senin olduğun zaman ve filmin zamanı. Burada yaptıkların ve yapacakların kitap ve filmi değiştirmez. Filme dokundun o yüzden filme göre gidiyorsun kitaba göre değil."
Kafamı anlayışla salladım ve kapıdan hızla çıkarken "Çantam nerede?"
"Adım Marcus ve çantan Draco'da. Çantanı al, kıyafetlerini giyin ve büyük hole gel. Giriş katında. Seçmen şapka ilk sınıflarla senin binanı seçecek." Dedi gülümseyerek.
Karşımda olan aynaya baktım ve çığlık attım. Karşımdaki 15 yaşımdaki halimdi!
"Ve evet! Bilinçaltın buraya gelirken kaç yaşında olmak istersen gezen mağara o yaşa götürür seni."
Gözlerim açıkca kafamı salladım.
"Burada olmama değer. Ölmeme bir yıl kalsa bile değer. Normalde 16 yaşındayım ama olsun." dedim. Zaten çok fark yoktu.
Gülümsedi. "Eline yüzüne bulaştırma. Söyledim ve tekrar söylüyorum. Çantan Draco da."
