üç

1K 91 63
                                    

"Alp, annecim hadi gel."

Sultan Hanım'ın sesi, Alp'in dalgın bakışlarını derin uçurumdan kurtardı. Odak noktası kaybolsa da çok geçmeden annesinin gözlerine dikti gözlerini.

"Sen git," dedi, Alp yorgun bir sesle. "Ben sonra gelirim."

Kadın korkuyla oğlunun ellerine sarıldı ve sıkı sıkıya tuttu. "Lütfen, Alp. Gidelim hadi."

Alp, derin bir nefes alırken elini annesinin ellerinden kurtardı ve bir adım geri çekildi. Gözlerini direkt karşısındaki kadının gözlerine sabitledi. Yüzüne bir gülümseme yerleştirdi lâkin o kadar sahteydi ki saniyeler içinde vazgeçerek ifadesiz kalmayı seçti.

"Geleceğim." dedi sakince. "Söz veriyorum."

Biliyordu. Annesinin tıpkı Giray gibi bir sonu olmasından deli gibi korktuğunu biliyordu. Aslında defalarca aklına geçmişti. Bir nevi Giray'dan sahne çalacak ve ona kavuşacaktı fakat yapmadı. Yapamadı.

Kendi hâline alayla güldü. Hiçbir zaman onun kadar cesaretli birisi olamamıştı.

"Söz verdin bak." dedi annesi, ağlamaklı bir tonla.

Sadece başını salladı ve tek bir kelime daha etmeden arkasını döndü. Yavaş adımlarla hastaneden çıkarak nefes alacağı tek yere doğru ilerledi.

Düşünceler kafasını meşgul edemeyecek kadar doluydu zihni. Gördüğü rüyalar, kabuslar, ansızın beliren anılar ve daha nicesi öylesine karmaşık bir hâl almıştı ki düşünce yetisini kaybetmiş gibi hissediyordu.

Gözleri aylar sonra ilk kez geldiği yerde dolandı. Buraya Giray ile gelir, sabaha kadar içerek boş yaparlardı. Şimdi ise tek başına adım atıyordu.

Buruk bir gülümseme peyda oldu dudaklarında. Bakışları usul usul etrafta dolandı; sonu denize çıkan bir uçurum kayalıklarla doluydu. Kayalıkların keskin yerlerine bakarken kendi sesi adeta yankılandı.

"Giray, düzgün yürü! Kayalıklara düşerek ölmeni izleyemem."

Giray alayla ona doğru döndü ve ellerini iki yana açtı. "Ölümüme dayanamazsın kabul et."

Alp nah işareti yaparken güldüler. "Kan tutuyor beni."

Alp, dilini dudaklarının üzerinde gezdirirken kayalıkların sivri yerlerine bastı. Ayağının altına batsa da umursamadı ve yürümeye devam etti. Ruhuna saplanan acılar varken bunlar sadece sinek ısırığıydı.

Uçurumun tam ucuna geldi. Uzun bir süre dalgalanan denizi izlerken ellerini ceplerine koymuştu. Derin derin nefesler alıp verdi. Yaşadığını anca böyle hissediyordu.

Boş bakışları tek bir noktaya odaklanmışken bir anı daha fırladı belleğinden.

"Bana ordan bir şişe daha versene." Giray'ın sarhoş sesi, Alp'in kaşlarının çatılmasına neden oldu. Öylece suratına bakarken Giray ısrarla elini ona doğru uzatıyordu. "Versene lan!"

"Hayır." dedi Alp, son derece ciddi bir tonla. "Artık yok."

"Sikerler ama," derken oturduğu yerden kalkmasıyla sağa sola sallandı. Alp endişeyle ellerini açarken Giray bir şekilde dengesini sağladı ve sırıttı. "Ver bana."

Alp orta parmağını göstererek tıpkı onun gibi sırıttı. "Gel de al."

Giray ağzının içinde hamurdansa da Alp küfür ettiğini adı gibi biliyordu.

özgür' olmak istiyorumHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin