'Yirmi İki Şubat'

303 26 22
                                    

"Demek bana kahvaltı hazırladın?" Diye sordu Bahar ve Ateş'ten ayrıldı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Demek bana kahvaltı hazırladın?" Diye sordu Bahar ve Ateş'ten ayrıldı.

"Evet."

"Ateş Bey, zehirlenmeyiz değil mi?"

"Aşk olsun doktor hanım." Eliyle mutfağı gösterdi. "Parmaklarınızı yerken konuşuruz bunları." Bahar, bu sözler karşısında gülmeden edemedi.

"Sen geç, yüzümü yıkayıp geliyorum." Dedi ve oturma odasından ayrıldı. Banyoya geçip, önce ellerini ardından yüzünü yıkadı. Aynada kendine bakıp saçlarını düzeltti. "Bence güzelim ya." Diye mırıldandı ve banyodan çıktı.

Mutfağa geçerken gözü takvime takıldı. Bugün yirmi iki Şubattı.

Onun öldüğü gün.

Derin bir nefes alıp sakinleşmeye çalıştı fakat pek becerikli olamadı. Ellerini saçlarından geçirdi. Kahvaltıyı mahvetmek istemiyordu. O sırada Ateş, mutfaktan çıktı. Üzerine montunu giyiyordu.

"Bahar.. hastaneden aradılar. Gitmem gerekiy.. sen iyi misin? Yüzün bembeyaz olmuş." Bahar takvime yeniden baktı. Sonra başını sağa-sola çevirip kendine gelmeye çalıştı.

"Ateş. Her şey için çok teşekkürler ama.. iş dışında seninle görüşmek istemiyorum." Ateş şaşkınlıkla kaşlarını kaldırdı. Bu nedense canını fazlasıyla acıtmıştı.

"A-anlamadım?" Emin olmak için sordu.

"Seni iş dışında görmek istemiyorum!" Diye bağırdı Bahar sinirle.

"Özür dilerim. Rahatsız ettiğim için Bahar Hanım." Dedi ve Bahar'ın omzuna hafifçe vurup kapıya ilerledi. Hızlı bir şekilde açıp dışarıya  çıktı. Kapıyı çarpmayı da ihmal etmedi.

Bahar'ın ilk işi takvime söküp kapıya doğru fırlatmak oldu. Takvim yaprakları yere dağılırken onları izledi. Zaman her yerdeydi. Sakinleşmeye çalışıyordu fakat ne yaptıysa başarılı olamıyordu. Hırsını çıkarmak için, komidinin üzerinde duran vazoyu eline aldı. Onu da kapıya fırlattı.

"Yeter! Yeter Allah kahretsin! Kaldıramıyorum yeter." Kendini yere atıp vazonun bir parçasını eline aldı. Boynuna dayadı. "Bitsin artık bu aptal acı. Ne olur bitsin." Diye mırıldandı. Gözlerini kapattı. "Bahar yapabilirsin. Yaparsın. Yapmalısın." Gözlerini kapattığında onun gözlerini gördü. Ateş'in, güzel gözlerini.

"Hayır. Çık aklımdan. Çık. Çık. Çık!" Vazonun parçasını kapıya fırlattı. "Allah'ım ne olur, artık acı çekmek istemiyorum. Ne olur, yardım et! Onu aklımdan çıkart. İstemiyorum! İstemiyorum!"

Bahar'ın haykırışları dört duvar arasında yankılandı.

**

Ateş, ameliyattan sonra odasına girdi. Hâlâ çok kırgındı. Neden birden bire değişmişti Bahar? Neden onu görmek istememişti? Yine ne yapmıştı? Onun iyiliğini düşünmekten başka.. üzerindeki önlüğü çıkartıp koltuğa fırlattı. Sandalyesini hızlıca çekip oturdu. Önündeki dosyayla ilgilenmesi gerekiyordu. Derin bir nefes alıp konsantre olmaya çalıştı.

NeverlandHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin