" Uyandığın zaman bu mektup hala yanında olur mu? Ya da uyanır mısın? Bilemiyorum... Sadece yazmak istedim. Eğer olurda okursan bana ne olduğu ilk benden öğren istedim.
Ben gitmeye karar verdim... Sensiz bir dünyada yaşamamaya karar verdim. Yakut gözlerini açamadığın bu dünyadan göç etmeye karar verdim. Çünkü sensiz herşey daha soluk, herşey daha anlamsız...
Yaşama arzumu yitirdim... Hepsi de benim yüzümden. Hepsi o gün o çukura basmam yüzünden.
Kendimden nefret ediyorum. Sana bunları yapandan nefret ediyorum.
Onu o yüzden öldürdüm. Ama şimdi sıra bende.O yüzden... Burada, senin hayatının damla damla aktığı bu yerde öleceğim.
Kendimi bir yaprak misali bırakacağım binadan ve seni bekleyeceğim.Sadece unutma...
Seni çok ama çok sevdim, sevmeye de devam edeceğim."Sevgiler Deku,
Katsuki kafasını kağıt parçasından kaldırdı. Mektupta bahsedilen o yakut gözlerinden yaşların akmasına izin verdi. Zaten güçsüz olan bacakları daha da güçsüzleşti. Bağırmak istiyordu. Haykırabildiği kadar İzuku'nun adını haykırmak istiyordu.
Ona kızgındı. Onu beklemediği için, ondan bu kadar kolay pes ettiği için kızgındı.
Kendine kızgındı. Onu bu kadar çok beklettiği için, onu sevdiğini söyleyecek zamanı elde edemediği için kızgındı.
İzuku'nun gittiği yoldan gitmeye karar verdi kendince. Böyle onu orda bulabilir ve sonsuza kadar mutlu olabilirlerdi. Ne de olsa İzuku olmadan Katsuki de mutlu olamazdı. İzuku olmadan Katsuki de yaşayamazdı.
Kağıt parçasını özenle katladı. Hastane gömleğinin cebine koydu. Yavaş ve zor adımlarla odadan çıktı. Odanın hemen yanındaki yangın merdivenlerinden çatıya doğru ilerledi.
Kapıyı açtı. Karşısında beliren dolun aya baktı. Güzeldi... Tıpkı onun gibi. Gözlerini aydan çatının kenarına kaydırdı. Ve aydan daha güzel ve daha büyüleyici bir şeyle karşılaştı.
Onun o zümrüt gözleri....
Ona bakıyorlardı. Büyük bir şaşkınlık ve mutlulukla...