❤️Asker Ailesi❤️

16 3 7
                                    

3-4 gün geçmişti. Babam tadilatı bitirmişti. 4 yıl geçireceğimiz evimizin kapısındaydık. Çevreye şöyle baktım. Dışarıdan bakıldığında yeşillikler içinde çam ağaçları ve birkaç tane meyve ağacının bulunduğu 4 katlı bir apartmandı. Ve biz 1. kattaydık. Annem ile ben çok heyecanlıydım. 4 yıl boyunca güzel anılar biriktireceğimizi hissettiğim evimize heyecanla adım attık. Babamın uğraşları sonucu evimiz harikaydı. Herşeye rağmen 4 yılı geçireceğimiz bu ev bana sıcak gelmişti. Arkadaşlarımdan ayrı olmama rağmen bu evi çok sevmiştim. Bugünü evimizde geçirdik. Çok güzel bir gündü. Ve ben yarın okula başlayacağım için çok heyecanlıydım. Hatta o kadar heyecanlıydım ki gece uyuyamadım. Ve sabah oldu. Heyecanım gitgide artıyordu. Ama bizimkileri de aklımdan çıkaramıyordum. Onları çok özlüyordum. Ben bunları düşünürken okul zili çaldı. Ve herkes sınıflara dağıldı. Bende müdürün yanına gittim. Sınıfımı sormak için. Sınıfım 5/F idi. Ben sınıfı ararken ders başlamış öğretmen sınıfa girmişti. Hemen sınıfını bulup kapıyı çaldım. Ve içeri girdim.

Esin = Hoşgeldin Aslı.

Aslı= Hoşbuldum hocam.

Esin = Çocuklar yeni arkadaşınız Aslı.
Aslıcım bize kendini tanıtır mısın?

Aslı= Ben Aslı Koç. İzmirliyim,İzmir' den geliyorum. Babamın tayini çıktı o yüzden buradayım.

Esin = Buradaki herkesin babası asker, anlarlar seni. Bende ingilizce derslerinize giriyorum. Aynı zamanda sınıf öğretmeninizim. İsmim Esin Solak. Tanıştığıma memnun oldum Aslıcım.

Aslı= Bende tanıştığında memnun oldum Esin hocam.

Esin= Aslıcım sen şimdilik Pınar arkadaşının yanına otur.

Ben hemen Pınar' ın yanına gittim. Ve oturdum. Pınar çok tatlı bir kızdı.

P= Hoşgeldin Aslı.

A= Hoşbuldum.

P= Ben Pınar tanıştığıma memnun oldum.

A= Bende Aslı tanıştığıma memnun oldum.

Pınar ile tanıştıktan sonra dersi dinlemeye başladık. Hocamı çok sevmiştim. Çok iyi ders anlatıyordu. Bu dersi çok sevmiştim. Ders bitince Pınar ile biraz daha konuşup bahçeye çıktık. Pınar çok samimi ve iyi bir kızdı. Pınar ile çok eğleniyorduk. Ama bizimkiler de hep aklımdaydı. Onları çok özlüyordum. Ama bu duruma alışmak zorundaydım. Acaba onlar ne yapıyorlardı şu an? Ben bunları düşünürken zil çalmıştı. Ve okul bitmişti. Ne tesadüf ki biz Pınar ile aynı apartmanda oturuyormuşuz. Eve gelip vedalaştık. Ben de yemeğimi yedim,ödevlerimi yapıp annemler ile de biraz sohbet ettikten sonra hemen yatağıma yattım.

Geçirmiş olduğumuz seneler boyunca Pınar ile çok iyi arkadaş olduk. Sevinçlerimiz, hüzünlerimiz, kaygılarımız hep ortaktı. Asker babaların ,asker çocukları!! Asker çocukları derken ; Askerlerin yaşadığı hayatınl aileleri olarak minyatür halin de biz yaşıyorduk. Babamın görevini son kışındaydık. Ayrıca da zor kışındaydık. Burası coğrafi olarak ülkemizin en sıkıntılı şehirlerinden biriydi. Bu dönem babam sürekli görevdeydi. Sadece babam değil lojmandaki tüm askerler neredeyse hiç eve gelmiyorlardı. Bu dönemlerde bizler; anneler ve çocuklar birbirimize iyice kenetlenmiştik. Gecelerimiz gündüzlerimiz hep bir arada geçiyordu. Pınar ve annesi ile neredeyse sadece gece yatmak için birbirimizden ayrılıyorduk. Bir akşam askeri hattın olduğu telefonumuz çaldı. Telefonu ben açtım. Telefonun ucundaki babamdı. Ama sanki babam değil de farklı biriyle konuşuyordum. Çok ciddi bir ses tonuyla bana " Aslı soru sorma beni dinle dedi. " Bir süre görüşemeyeceğiz kendinize iyi bakın." Tam sorularıma başlayacakken çok sert bir üslupla " Bana anneni ver" dedi. Annem telefonu eline alıp babamla konuşurken yüzündeki ifade hiç bir zaman gözümün önünden gitmedi. ( Seneler sonra o ifadenin anlamını annem şöyle açıklamıştı bana ; Filiz seni ve Aslı' yı Allah a emanet ediyorum. Eğer bana bir şey olursa Başınızı hep dik tutun. Aslı' ya iyi bak" demiş.) Annem telefonu kapattığında yüzü sapsarıydı. Bana gülümsemeye çalışarak "Aslıcım korkma birşey yok .Baban görevinden dolayı bir süre yanımızda olamayacak onun bilgisini verdi." O an kapıdaki anahtarı alıp " Hadi kızım biraz dışarı çıkıp hava alalım" dedi bana. Tam dışarı çıkmıştık ki Pınar ve annesi de merdivenlerden iniyordu. Pınar' ın annesi ve Pınar' da korkmuş bir halde bize bakıyorlardı. Hemen Pınar' ın yanına gittim. Elini tuttum ve koşarak aşağıya indirdim onu. Annemler de konuşarak arkamızdan geliyorlardı. Pınar ile benim yalnız kalmak istediğimizde gittiğimiz ortak bir yerimiz vardı. Koşarak oraya gittik. Gider gitmez birbirimize sarılıp hiç konuşmadan dakikalarca ağladık. Konuşmaya gerek yoktu ki. Biz susarak gözlerimizle anlaşıyorduk. Korkularımız, hüznümüz ortaktı. Babalarımız gelecek miydi acaba? Bir daha onları görebilecek miydik. On gün geçmişti. Hayat ne kadar normal gözükse de ( annem ile birbirimize rol yaparak) korkularımız gün geçtikçe artıyordu. Her gün akşam haberlerinde şehit haberlerini duyunca artık babamdan iyice ümidimi kesiyordum. Ama kimseye belli etmiyordum. Annemin her gece odasında sessizce ağlamalarının devam ettiği bir gün aniden kapı çaldı. Ben koşarak kapıyı açtım. Karşımda benim yiğit babam duruyordu. Üniformasının içinde o kadar zayıflamış gözüküyordu ki içimden birşeyler koptuğunu hissettim. Bir o kadar da gururum artmıştı. Babama öyle bir sarıldım ki bağıra bağıra ağladığımı hatırlıyorum. Çok özlemiştim... Çok korkmuştum onu bir daha göremeyeceğim diye. O sırada annem de geldi ve birbirimize kenetlendik. Yukarıdan Pınar' ın ağlama sesi de geliyordu. İşte böyle bir şey asker çocuğu olmak.

Anlatılmaz yaşanır...

Aslı'nın İncileriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin