|6|

258 53 100
                                    

'Bir şeytan kaç tane melek öldürürse vücudunda o kadar acısı asla dinmeyecek yaralar oluşurmuş.'

...

Gün boyunca babası yüzünden dışarı çıkma fırsatı bulamamış ve birkaç gündür meleğini görememiş olmasını huzursuzluğu ile şelaleye doğru yürüyordu. Her adımı bir öncekinden iki kat daha yavaş oluyordu. Ama umursamadan şelaleye doğru yürümeyi sürdürdü. Dışarı çıktığında saat altıya yaklaşıyordu. Bir kaç adım attığı sırada arkasından gelen adım sesleriyle bakışlarını tam oraya çevirecek iken vücudunun yerle buluşması bir olmuştu. Gözlerini açtığında kucağında uzanmış çilli meleğini görünce gülümsedi.

"Biraz değişik bir hoş geldin oldu."

"Kaç haftadır gelmiyorsun çok merak ettim."

"Sadece üç gündür yoktum saymayı mı unuttun acaba." Küçük bir kahkaha attıktan sonra meleğin kafası göğüsünden hafifçe kalktı ve melezin yüzüne baktı. Bir süre bakıştıktan sonra boynunu ovuşturdu melez.

"Biliyorsun burası biraz rahatsız edici."

"Beni bekletmenin cezası olarak kabul et." Kollarını birbirine kavuşturdu ve küçük bir çocuk gibi dudaklarını büzdü. Bunu gören melez hafifçe gülümseyerek ellerini meleğin beline koydu ve anında pozisyon değiştirerek üstüne çıktı.

"Hm. Bir şey mi demiştin?"

"Tamam ya şaka yapıyorum." Bunu duyunca meleğe bakarak gülümsedi ve hızla yüzünü karnına bastırarak gıdıkladı. Sesli bir şekilde kahkaha atmaya başladı melek. Bir yandan konuşmaya çalışıyor ama başaramıyordu.

"S-Sho, g-gıdıklıyor!" Birkaç saniye daha gıdıklamayı sürdürdükten sonra yavaşça geri çekildi ve gülümseyerek soluklanan suratını izledi meleğinin. Ardından elinin tersiyle gözlerinin önüne düşmüş olan saçlarını geriye ittirdi. 

"Gıdıklandığımı ne zaman öğrendiysen o güne lanet olsun." Birkaç saniye güldükten sonra melez bakışlarını onun yemyeşil gözlerinde gezdirdi. Bunu fark eden Midoriya gülümsemeyi sürdürdü.

"Kaç sene oldu Shoto?"

"Hm, yanlış hatırlamıyorsam geçen gün on sekizine girmiştin. Yani dört yıl mı?" Melek evet anlamıyla kafasını salladı ve gökyüzüne baktı. Oysa sessizce süzmeyi sürdürdü yüzünü. 

"Zaman çok hızlı geçiyor. Özellikle de seninle." Bunu duyan melez yüzünün kızarmasını saklamak için kafasını meleğinin göğüsüne gömdü ve sıkıca sarıldı. Bir süre öyle kaldıktan sonra Midoriya yavaşça bedenlerini yan çevirdi ve sıkıca sardı kollarını beline. Bunu fark eden melezin yüzüne yayılan gülümsemeyi bastırabilmek için daha çok bastırdı kafasını.

"Bazenleri melek olmayı diliyorum. Öylece bunların hiç birini yapmak zorunda kalmaz, sürekli birlikte olabilirdik."

"Ama en azından birlikteyiz ve birlikte kalacağız değil mi?"

"Evet. Ama bazen bir gün seni hiç göremeyeceğim korkusuna kapılıyorum. Bir gün gelipte seni burada beni beklerken bulamamaktan. Sen sahip olduğum tek kişisin." Melek istemsizce yüzünü ekşitti aklına gelenlerden dolayı. Ama belli etmemek için çabaladı. Çünkü ona daha hiçbir şey söylememişti.

O sırada havayı dağıtmak istercesine ayırdı kollarını meleğin belinden. Aklına gelen tüm hüzünlü şeyleri bir kenara bırakıp gülümsedi.

"Bu gece babam eve dönmeyecek. Burada kalabilir miyim?"

"Burada derken?"

"Yani seninle?"

"Köye mi geleceksin? Bu biraz tehlikeli değil mi?"

"Hayır ya. Burada kalacağım hemen girişte." Elini gökyüzüne uzattı dokunmak istercesine.

"Daha önce burada hiç gece kalmamıştım. Bahsettiğin yıldızları bir kere dahi olsun görmek istiyorum. Sadece bana verdiğin kitaplarda okudum. O huzuru bende yaşamak istiyorum." Bunu duyan melek gülümsedi. 

"Bana uyar." Uzandığı yerden doğruldu melez ve gülümseyerek baktı yıllardır duygularını içinde sakladığı kişinin gözlerinin içine. O andaysa meleğin düşünceleri tamamıyla karışıktı. Ona söylemesi gereken önemli bir şeyi vardı. Ama sanırım geceye kalmıştı. Umarım biraz daha dayanır diye dua etti. Ardından yavaşça melezin boynuna doladı kollarını ve tekrardan yanına, çimenlerin üstüne çekerek sıkıca sarıldı.

"En azından gece olana kadar... Böyle kalabilir miyiz?" Bunu duyan melez gülümsedi ve cevap olarak kollarını beline doladı sevdiğinin...

...

"Shoto. Shoto uyan. Vücudunda hissettiği sarsıntıyla hafifçe gözlerini araladı. Hava karanlık olmasına rağmen sevdiğinin parlak olan yüzüne baktı. Gözlerinin karanlığa alışmasını beklerken meleğinin gülümseyerek ona bakan suratını inceledi. 

"Gece oldu. Yıldızları görmek istemiyor muydun?" İşittiği şeylerle hızla kafasını gökyüzüne çevirdi. Bakmasıyla birden bire sanki kalbi durmuş gibiydi. Karşısında duran küçük parıltılara bakarken melek onun bu yüz ifadesine gülümsedi. Çok güzeldi...

Silam kdkdkdkd. Evet erken bir bölüm ama olsun ehehehe. @bloodreina_x bu bölüm sana gelsin ehehehehe. Ve daha olaylar başlamadı haaa. Sakın şimdi mutlular falan demeyin ben ebelerine kaymayı iyi bilirim dkdkdkd. Umarım beğenirsiniz. Yorum yapmayı ve vote atmayı unutmayın. Seviliyorsunuz♡

mi promesa para ti-tododekuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin