Bu bölüm tamamıyla baştan aşağıya kelimesi kelimesine ughosego 'ya yaaaniiii çok sevdiğim birine ithaftır 🥺 ufak bir baya baya baya geçmiş doğum günü hediyesiiii
Seni seviyorum dünyanın en güzel kızı🥺❤️✨Yorum istiyorum bir sürü tşkler iyi okumalar
**
Hayat kimse için kolay değildi. Jimin bunu son senelerinde oldukça zor bir şekilde tecrübe etmişti- gerçi etmemeyi çok isterdi.
Hayatı boyunca sürekli çeşitli zorluklarla başa çıkmıştı; eşcinsel olması, ailesinin maddi durumu vs. gibi. Bu zorluklardan çıkarmış olduğu en iyi ders ise, ne olursa olsun pes etmemekti.
Jimin, hiçbir zaman pes etmemişti ve ne olursa olsun yaşamak için hep bir sebep aramıştı, tutunacak bir dala her zaman sahip olmuştu. Çok da sebebi yoktu aslında; en yakın arkadaşı Taehyung ve hiçbir zaman tam anlamıyla sevgisini hissetmediği annesi, onlar için yaşamıştı bu zamana kadar.
Ölmeyi istemeyecek kadar yaşamak istiyordu bu hayatı. Elbette yaşadığı zorluklardan, çektiği sıkıntılardan bunalmış ve birkaç kere intiharı düşünmüştü ama sadece düşünceyle kalmıştı. Çünkü Jimin, tanrının ona verdiği bu canı en iyi şekilde yaşatmak istiyordu. Ona verilen bu hakkı güzelce kullanmak istiyordu.
Yeni hayatı ise bunun için bir adımdı işte. Ailesini arkasında bırakarak yeni bir hayata yelken açmıştı ve tek temennisi hayalindeki gibi günler geçirmekti.
Çok bir şey istemiyordu Jimin, sevilmek ve sayılmak istiyordu. Artık önemsenmek sahiplenilmek istiyordu. Çünkü küçüklüğünden beri bu hislere hep yabancı kalmıştı ve bu hisleri tatmanın zamanının geldiğini düşünüyordu artık.
Jimin, tüm bunları düşünerek hareket edecekti artık- hatta galiba başlamıştı bile.
Jungkook ile aklını fazla meşgul etmeden devam etmeye çalışacaktı. Çünkü nerden bakarsa baksın, şu an Jungkook, ona engeldi. Her anlamda engeldi.
En basitinden son günlerde aklını fazla kurcalıyordu ve onu düşünüyordu, bu yüzden yaptığı işlere odaklanamıyordu bile. Jungkook'u düşünmek, Jimin için hiç de sağlıklı değildi.
Taehyung'un evinde şu an bunu düşünüyordu, Jimin.
Okuldan çıkar çıkmaz Taehyung'un evine geçmişti ve orada hazırlanmış Jungkook'u bekliyordu. Beklerken de düşüncelere dalmıştı yine.
"Jimin? Jungkook gerilmemen gerektiğini söylemiş, sence de bu kadar durgunluk gereksiz değil mi, Fındığım?"
Jimin, Taehyung'un neyden bahsettiğini anlamaya çalıştı ilk birkaç saniye.
Muhtemelen Jungkook'un babası ile tanışacağı için gergin hissettiğini sanmıştı.
"Hayır hayır, sorun o değil. Sadece- sadece genel düşünüyorum o kadar işte." birkaç saniye beklemiş ve ardından, "Nerde kaldı bu?" diye devam etmişti Jimin konuşmaya.
"Mesaj attın mı?"
"Hayır. Rahatsız falan ederim diye düşündüm. Sonuçta benden hiç haz etmiyor." cümlesini küçük bir gülüşle tamamlamıştı, Jimin. Fakat bu gülüş, keyiften bir hayli uzak bir gülüştü.
"Senden haz etmeyen insanın aklına şaşarım. Hem kimse sevmese bile seni herkes yerine bir kez daha severim ben, sorun değil bu yüzden."
"Hey!" Jimin gülerek bağırmış ve Taehyung'un üstüne atlamıştı, "Beni ağlatmak mı istiyorsun sen?!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HEARTBREAK ° jikook
FanfictionEşcinsel olduğundan dolayı ailesinden şiddet gören Jimin, bir gece yine şiddet görür. Bu onun için artık sınır olmuştur ve o gece evden kaçar. Aldığı fiziksel darbelerden dolayı daha fazla dayanamayan Jimin, karşıdan karşıya geçmek isterken yolda ba...