Yüksek Sadakat-Haydi Gel İçelim
Eski Bölüm
Yalın bana nefretle bakıyordu. Ondan korkuyor muydum? Hayır bu mümkün değil. Ondan deli gibi nefret ediyordum. Ellerini yumruk yapıp suratıma indirdi. Şebnem orda ağlarken ben napıyodum. Onun ağlamasına izin mi vercektim. Hayır böyle olamazdı. Canım acımamıştı. Bunu anlamış olmalı ki Şebnemin yanına gitti. Ne yapacaktı. Kolundan tutup kendine çekti. İlk bana baktı "Belki bu sefer en derinden girerim. Kaybeden sen olursun Selim İnan. İstediğimi alırım. " dedi. Şebneme bakıp dudaklarına yapıştı. Dur bir dakika. Hayır sinirlenmiştim. İplerden kurtulup hızla Yalının yanına gittim. Tekme tokat dalarken hağla gülüyordu. Suratına bir tekme atıp orda bıraktım. Korumaların yanına gidip bir güzel onlarıda patakladım. Geri Yalının yanına gidip çömeldim. Yakasından tutup kendime çektim. Kulağına yaklaşıp fısıldadım
"Benim olanı benden alırsan seni öldürürüm. Git kendine başkasını bul. Şebnem benim ve öylede kalacak. "Yeni Bölüm
Yalından ayrılıp Şebnemin yanına gittim. Yüzünü avuçlarımın içine aldım. Alnına minik bir öpücük kondurdum. Omzumda ağlıyordu. Saçlarına minik öpücükler kondurup "Tamam hayatım geçti. Bak ben yanındayım. " dedim. İlk bana öylece baktı. Ardından kucağıma alıp arabaya taşıdım. Ön koltuğa oturup arabayı çalıştırdım.
...
Eve gelmiştik. Gelmeden önce bara gidip kendi arabamızı aldık. Şebnemi kucağıma aldım. Anahtarları çıkarıp evi açtım. Yukarı odasına çıkarıp yatağa yatırdım. Alnına minik bir öpücük kondurdum. "Hadi Şebnem biraz dinlen. Sonra konuşuruz. " dedim. Kafasını tamam anlamında salladı. Üstünü örtüp odadan çıktım. Aşağı kata inip kendimi koltuğa attım.
Neydi bizim yaşadıklarımız? Bunun oyun olması için nelerimi vermezdim bir bilseniz. Belki yaşadıklarım çok ağır değildi ama kesinlikle can yakıcıydı. Her defasında kendimi bildim bileli bütün acıları içime attım. Öfkem her geçen gün artarken "onun" yanımda olması öfkemi dahada güçlendiriyordu. Zaten planımda bu değil miydi? Herşeyin acısını çıkarmak için değil miydi bütün bunlar? İçimdeki intikam ateşini söndürmek değil miydi? Saçma sapan işlerle kendimi yakmak. Anlaması mümkün olmayan şeylerdi bunlar. Bu acımasız dünyada kendini korumak için öldürmek gerekmez miydi? Avlanmadan önce avımı tanımam lazım değil miydi? Herzaman sadece kendimi düşünmek istiyordum. Bende biliyordum bu acımasız dünyada sadece ben olmadığımı. Ama böyle hissetmek hoşuma gidiyordu. Zaten şeytanla iş birliği yaparken düşünmemiş miydim bunları? Ne pahasına olursa olsun ondan nefret ediyordum.
Şebnemin Ağzından
Gerçekten ne yapmıştım ben? Bu hayatı hak edecek ne yapmıştım? Selim bana değer veriyordu. Ve bende ona değer veriyordum. Beni sevmesi kadar güzel birşey yoktu. Bu yaşanan olaylar beni hem mutlu hemde kötü hissetirmişti. Selim beni sahiplenmişti. Fakat Yalının beni öpmesi hağla aklımdan çıkmıyordu. Selim beni yatırdıktan sonra sıcak bir banyo yaptım. Yorgundum fakat onca yapmam gereken şeyler varken uyuyamazdım. Saate bakınca 9'a yaklaştığını gördüm. Gerçekten bugün günlerden neydi? Hayır! Bugün yılbaşı günüydü. Ve gerçekten çok saçmaydı. Yılbaşını hiç sevmezdim ve Selim bunu bildiği için bahsetmezdi. Kaç yıl olmuştu kutlamayalı? 7 mi? Belkide 12 olmalı. Farketmez her yılbaşı aynı ve ben asla kutlamayı düşünmüyorum. Yapmadım da zaten. Uykum kaçmıştı. Aşağı Selimin yanına indim. Düşünceli bir hali vardı. Nefretle hırs karışımı bakışları beni korkutmuştu. Merdivenlere çöküp oturdum. Bir süre sonra o bakışların üzerimde olduğunu hissettim. Ne düşünüyordu öyle. Belki de hağla kızgındı. Hayır! Olamaz! Bu seferki bakışları farklıydı. Sanki karşısındakini düşünmeden kül edebilecek kadar. Beni görünce birden bakışları değişti. Yerinden kalkıp yanıma geldi. Soğuk merdivene otururken merdivenin soğukluğuyla irkildi. Biraz bana battıktan sonra elimi tuttu. Ona güveniyordum. Sessizlikten sıkılmıştım. Zaten herşey sıkıcıydı. Konu açmak istercesine yüzüme büyük bir gülümseme koydum. " Selim bugün yılbaşı. Bişiler yapmak isters-" lafımı bitirimeden kendisi konuştu "Gerek yok! Sen düşünme beni. Sen nasılsın onu söyle bana?" hem kırılmış hemde sevinmiştim. Birkez daha beni önemsediğini anlamıştım. Elini ben iyiyim dercesine sıktım. Anlamış olmalı ki yüzünü başka yere döndürdü. Ayağa kalkıp "Hadi iyiysen bahçeye çıkalım. " dedi. Ani bir hareketle kalktım. Kalkmamla başımın dönmesi bir oldu. Tam düşecekken Selimin ceketinden tuttum. Dengemizi kaybedince yere düştük. Tam anlamıyla benim üstümdeydi. Fazlasıyla yakındık. Kendimi zor tutuyordum. Dudaklarıma bakıyordu. Bende onunkilere bakmamak için çabalarken ellerini belime götürdü. Kalkacağım sırada beni kendine dahada batırıp dudaklarıma yapıştı. Çok sert öpüyordu. Birden havai fişekler patladı. 2015'e girmiştik. Galiba en güzel sene bu olacaktı. (Canlarım burdan sonrası birazcık şey olcak. İşte +18 ama birazcık. Ben nasıl yazim bilemedim. Arkime yazdırdım. Ama tabi gözden geçirdim. Birkaç yerini kaldırdım. Etkilenecekler okumasın lütfen. Bilginize.)
Dudaklarımı öperken daha doğrusu emerken bile kendimden geçmiştim. Bir anda bende karşılık verdim. Kazanmış bir şekilde çarpık bir gülüş attı. Oturur pozisyona geçip beni kucağına aldı. Nefesim kesilmişti. Ellerimi dağınık saçlarında gezdirirken alt dudağımı ağzının içine alıp ısırmaya başladı. Zevkle inlerken hoşuna gittiğini anlamıştım. Ayağa kalkıp yatak odasına çıktı. Beni yatağa atıp üstüme çıktı. Boynuma minik öpücükler kondururken elim tişörtüne gitti. Bir çırpıda tişörtünü çıkardım. Yeniden dudaklarıma geldi. Şevkatle öperken elleri gömleğimin düğmerine gitti. Teker teker açarken bir çırpıda çıkardı. Göğüs hizama gelip bana baktı. Yüzünde yine çarpık bir gülüş vardı. Ellerini arkaya getirip sütyenimin kopçasını açtı. Sütyeni bir kenara atıp hayranlıkla baktı. O kadarda büyük değildi ki. Yüzüme baktı. Göğüslerimi avuçlayıp "Ne demek büyük değil Şebnem. Baksana avcuma sığmıyor." dedi. Ben onu sesli mi söylemiştim. Yüzüm kızarınca kulağıma yaklaşıp "Şebnem yaptığımız şeye değil de konuştuğumuz şeye mi utanıyosun?" dedi. Pislik yaa. Üstümden itip yataktan kalktım. "İstemiyosan gideriz Selimcim. Ayrıca aşağıda ben yapışmadım dudağına sen geldin." dememle beni geri yatağa itti. Üstüme çıkıp köprücük kemiğimi yalamaya başladı. Elim pantolonuna gitmişti. Oha ne kadar da sertleşmiş erkekliği. Ben bunu değil içime ellerimle bile tutamam. Pantolonunu çıkardı. Boxerı ile kalmıştı. Benimde pantolonumu çıkardıkran sonra bacaklarımı yalamaya başladı. Kilotumu yavaşça sıyırıp yere attı. Utanmış mıydım? Hayır. Bakire olmadığımı biliyordu. Çünkü bozan oydu zaten. Göğsümü emip ısırıyordu. Bir göğsümü emerken eliyle diğer göğsümü sıkıyordu. Diğer eliylede vajinamı okşuyordu. Zevkle inliyordum. Bir anda göğsüme acı bir ısırık attı. Diş izi kalmıştı. Pislik. Vajinama diliyle darbeler atarken inliyordum. Boxerini indirdi. Birden erkekliği havaya kalktı. Tereddüt etmeden içime girdi. Çığlığım duvarlarda yankılanıyordu. Ve geri bana geliyordu. İçimde gitgeller yaparken en sonunda içime boşaldı. Yorulmuştuk. Her yerim ağrıyordu. En çokta vajinam. Birden üstüme düştü. Yorgunluğun etkisiyle bende uykuya dalmıştım.
■○■○■○■○■○■○■○■○■○■
Yb geldi. Bilmiyorum kısa mı oldu uzun mu. Lütfen vote ve yorumlayın. Hikaye hakkında ne düşünüyorsunuz onları da söyleyin. En azından fikir verin. Çünkü aklıma başka gelmiyor. Diğer kitabımada bakamıyorum bunu yazmaktan. Olsun yinede buna daha çok uğraşıyorum. Neyse şimdi Kaçak Gelinlere gelelim. Gerçekten sonu çok saçma bitti ama yarı finaldi bu. Yazın devam edicek. Başka yazarlar çok saçma sapan yerlere getirmiş. TV 8 de olmicak başka kanalda olucak. Ama merak etmeyin devam edicek. Başka bir konu ise öldüler gibi gözüktüler ama ölmediler. Medyada resim var. " Her son yeni bir başlangıçtır." Zaten ölselerdi dizi biterdi. Baş karekterler onlar. Dizi biterkende mesaj vermiş zaten. Son olarak da bölüm şarkısı yapmaya karar verdim. Medyada var şarkı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Biz Birlikte İyiyiz(Kaçak Gelinler)
AléatoireHer zamankinden çok farklıydık.Verdiğimiz kararların yanı sıra biz ne hissediyorduk. Doğru mu yapıyorduk?Yoksa yanlış mı?Aşık mı olmuştuk?Hayır!Aşık olmak aptalcaydı.Saçma sapan kararlar ve bir tabak dolu dert.Peki neydik biz?Herkes gibi sıradan ins...