Eski Bölüm
Doğuş...Şebnemin...canını mı...acıttı. Beynime kanın fışkırmasıyla Doğuşa doğru yöneldim. Yakasından tutup yumruğu geçirdim. Kafa, göz, dalak , burun daldım. Sen kimsin ki benim Şebnemime elini sürersin. Selim lan o daha Şebnemin değil. Sen onun dostusun gerzek kafa. Laa içses bi sus. Sanki ben senle çok konuşmak istiyom. Tamam yaa. Bi get. Doğuşu kapıdan dışarı attım. Şebnemin yanına gittim. Koltukta oturmuş telefon oynuyordu. Hiç bişe olmamış gibi. Tuhaf ama gerçekçi.
Yeni Bölüm
Şebnemin AğzındanYaa yemin ediyorum Selime gıcık oluyorum. Hayatıma , kararlarıma karışma hakkı yok! Ben İzmire gitmek için ondan izin almama gerek yoktu. O bana karışamazdı. Neyimdi ki o benim. Sadece kardeşim gibi gördüğüm kişi. Kimi kandırıyorum. Ona aşıktım. Ama şimdi. Duygularım değişiyor. Galiba aşka sevincim ve güvenim kalmadı. Tabikide İzmire gitmeme izin vermediği için değil. İzin vermese de gidicektim. Neyse sonra yeniden sorgularım duygularımı. Aşağı inince o çocuğu gördüm. Bana hakaret ve canımı yaktığını düşününce ondan tiksindim. Tabiki ondan korkmuyordum. Hiçbir zamanda korkmicaktım. Selimin arkasına sığındım. Tabi bana yaptıklarını hesabını aldı. Şimdi tamamdı. Hiç bişey olmamış gibi koltuğa yayıldım. Acaba eski kötü kız Şebnem Gürsoy geri mi dönüyordu? Neden olmasın. Hiç fena fikir değildi. Selim karşımda dikiline ne oldu der gibi ona baktım. Umursamaz bir şekilde omuz silkip mutfağa geçti. Telefonumu elime alıp Kainatı aradım. İki çalıştan sonra açtı. "Aloo. Şebnem sen misin? Neden hiç bize gelmiyosun?" diye soruları sıraladı. Telefonu kulağımdan çekip bir of çektim. Ardından kulağıma götürüp "Kainatcım ilk bi sus. Tamam mı? Sonra şu sorularını bir kenara at beni dinle. 2 gün sonra size gelicem. Tabiki de sizi almadan gitmicem. Bu sefer kendi bildiğimi uygulicam. Sevgilerden bir demett. Almilaya selamlar." dedim. Telefonu kapatıp koltuğa attım. Selim mutfakta kahvaltı hazırlıyordu. Ne oluyordu bana anlamıyorum. Ben onu çok severken şimdi nasıl intikam duygusu besliyordum ona karşı. Normal miydi? Benim onu sevişim bir anlık duygu muydu? Farketmez sonuçta kalp yerine beyin konuşur aşkta. Sevgi yerine mantık işler... Her zamanda mantık kazanmaz mı zaten? Ben öyle düşünüyorum. Ağzıma salatalıklardan alıp dolaptan meyve suyu aldım. Bardağa koyup içmeye başladım. Sessizlik sıkıcıydı. Ama huzurluydu. Sessizliği bozmak adına "Ee Selim. Naber?" dedim. Bu neydi gerçekten! Ne kadar saçma bir soru. İlk önce bana bakıp geri kesmekte olan domatesine döndü. İşi bitince tabağı masaya koydu. "İyi işte. Bugün ne yapacaksın. " Bugün mü? Bugün dışarı çıkıp Almila ve Kainata hediye almayı düşünüyorum. Bugün uyumayı planlıyorum. Sandalyeye oturup "Bugün mü? Bugün Kainat ve Almilaya hediye filan alıcam." dedim. Çatalını yavaşça bırakıp bana döndü. Gözlerini kısıp bana bakmayı sürdürdü. Gözlerinde acımasızlık vardı. Nefter vardı. Kin vardı. Ve en önemlisi küçümseme vardı. Tek kaşımı kaldırıp sorgulayan bakışlarımı ona yönelttim. Kimse beni küçümseyemez. Degil mi?
Selimin AğzındanŞebnem mi? Ondan sıkıldım galiba. Ama onu bırakmam. Bırakamam. Önceden verilmiş bir intikam var. Yanımdan gitmesini istemiyordum. Gözlerimi onun gözlerine diktim. Geriye yaslanıp "Hadi ama. Şebnem gerçekten gitmeyi mi planlıyorsun?" dedim. Şebnem çatalını bırakıp sinirle ayağa kalktı. Ellerini masaya vurup "Evet tabiki de gidicem. Ve onları almadan da gelmicem. Başka eve taşınıcaz. Sadece ÜÇÜMÜZ!" dedi. Burdan ayrılacak mıydı? Benden ayrılıyordu öyle mi? Görürüz Şebnem Gürsoy. Elinden geleni ardına koyma. Benim olan benim yanımda kalır...
Masayı toplayıp içeri girdim. Televizyon açıktı. Şebnemin yanından kumandayı alıp koltuğa yayıldım. Gözleri kocaman açıldı. Ben umursamaz şekilde maç haberlerini dinlerken elimdeki kumandayı işaret edip "Ver şunu Selim." dedi. Tabiki de vermicektim. Kısa bir bakış atıp geri televizyona döndüm. Bu sefer kumandayı almaya yeltenirken geri çektim. Ani yakınlaşmamız sayesinde afallamıştım. Onu çok seviyorumdum. Ama bu hissin aşk mı yoksa geçici hoşlantı mı olduğuna karar veremiyordum. Kendimi toparlayıp "Şuan ben izliyorum Şebnem. Sen sonra izlersin." dedim. Kısa bir oflama çekip geri yerine geçti.
《《 4 Gün Sonra 》》
Şebnem İzmire gideli 2 gün oldu. Neymiş kızlarla birlikte gelip ayrı bir ev tutucaklarmış. Oldu başka. Benim yanımdan gidemez ki. Biz birlikte iyiydik. Ayrı olarak yaşayamayız. Televizyona dalmışken kapı çaldı. Kim şimdi bu. Saat 9 olmuş zaten. Oflayarak ayağa kalkıp kapıya doğru yürüdüm. Kapıyı açmamla karşımda çatık kaşlarla bana bakan Şebnemi gördüm. Şaşırmıştım. Bana niye haber vermemişti. Hızla içeri geçti. Bavulunu alıp içeri götürdüm. Geri koltuğa yayılıp "Beni niye aramadın? Ben alırdım. " dedim. Gözleri kafasının karışık olduğunu belli ediyordu. Çatılan kaşlarını serbest bırakıp koltukta emekleyerek yanıma geldi. Gözlerime bakıp bana sıkıca sarıldı. Ne olduğunu anlamadan daha çok sıktı. "Seni çok özledim. Lütfen bana soğuk davranma." Kokusunu içime çekip bende sarıldım. Zaten istesende bırakmam artık. "Bende seni çok özledim bitanem. Ve asla sana soğuk davranmam." Alnına minik bir öpücük kondurup sımsıkı sarıldım.
**********
Yb geldi. Kusura bakmayın. Sorunlarım vardı biraz. Birde hastaydım tabi . Zar zor yazabildim. Çok özür dilerim. Sizleri seviyorum. Sevgilerden bir demett.. Sınır koymayı düşünmüyorum.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Biz Birlikte İyiyiz(Kaçak Gelinler)
De TodoHer zamankinden çok farklıydık.Verdiğimiz kararların yanı sıra biz ne hissediyorduk. Doğru mu yapıyorduk?Yoksa yanlış mı?Aşık mı olmuştuk?Hayır!Aşık olmak aptalcaydı.Saçma sapan kararlar ve bir tabak dolu dert.Peki neydik biz?Herkes gibi sıradan ins...