Kesinlikle her ters bakışın, her samimiyetsiz gülüşün, her alınmayan selamın, her bencilce davranışın, her şeyin bir cezası olmalı şu hayatta.
2. bölüm
2005
Nicole hiç iyi değildi. Üstelik kimse fark etmiyordu.
Birilerinin fark etmesi için gözlerinin içine bakıyordu. Ama öz annesi babası bile fark etmiyordu. İnsan hiç çocuğunun yavaş yavaş çürüdüğünü görmez miydi? İnsan bu kadar kör olabilir miydi?
Nicole o gece anladı. Kendisine yardım edecek tek kişi yine kendisiydi. Sorun şuydu ki Nicole kendine yardım etmek istemiyordu. Nicole sadece hızlı bir ölüm istiyordu.
Salonda annesi babası ve alt komşuları Oğuz Bey vardı. Sakallı, bıyıklı, göbekli, iri yarı bir adamdı. Nicole da kardeşi Deniz de o adamdan korkarlardı. Aslında mahalledeki çoğu erkekten korkarlardı. Oğuz Bey daha önce hiç gelmemişti evlerine. Bugünkü gelişinin sebebini odada sadece Nicole biliyordu.
Oğuz Bey klasik konuşmalardan sonra asıl konuşmak istediği yere geliyordu. Adamın üstünde garip bir gerginlik vardı. Sanki ecel terleri döküyordu.
Bu durum, Paris'in en iyi oyuncularından olan Nicole ve Deniz'in annesi Clarice'in gözünden kaçmadı.
Oğuz Bey konuştu, ''Leyla kızımız da pek bir büyümüş.''
Mahallede Nicole'a Fransızca adıyla hitap etmezlerdi. Nicole da zaten en çok Türkçe adını daha çok severdi. Babası koymuştu Leyla ismini.
Clarice Hanım çat pat Türkçesiyle konuştu, ''Türkiye geleli 1 ay. 1 ayda büyür mü çocuk.''
Nicole'un babası duruma hemen el attı. Fransızca ''Lafın gelişi söylüyordur. Kurcalama,'' dedi sessizce.
Clarice gülümsedi. Öyle olmadığını biliyordu. Zeki bir kadındı.
Babası tekrar konuştu ''Haklısınız Oğuz Bey her geçen gün büyüyorlar. Leyla gel kızım otur yanıma,'' dedi salon kapısında ayakta bekleyen Nicole'a karşı.
Nicole oturmak istemiyordu.
Nicole'un kafasını eğdiğini gören babası hemen bir sorun olduğunu anladı. Keşke gerçek sorunu da anlasa diye geçirdi içinden Nicole. Baba benim canım çok acıdı demek istedi. Diyemedi.
''Kızım bir sorun mu var?''
Kimse Nicole'un dün geceden beri konuşmadığını fark etmemişti. Tek bir kelime bile etmemişti. Nicole daha babasına cevap veremeden, odadaki iki kişinin yüreğini ağzına getiren bir şey oldu. Polis sirenleri.
Polis geliyordu.
Ellerinde giriş izinleriyle, rozetleriyle, onları her türlü bilgiye götürecek tanıklarla geliyorlardı.
Nicole hiç bu kadar korktuğunu hissetmemişti.
Nicole bininci defa ölmek istedi.
Gözleri dolu dolu dışarıya baktı.
Oğuz Bey aceleyle ayağa kalkarak pencereye gitti ve perdeyi araladı. Polisler apartmanlarının önünde durmuştu. Bu Oğuz Beyi daha da telaşa sürükledi.
''Ben gitsem iyi olur. Neden gelmişler bir bakayım. Ben ve hanım daha önce gelemedik ziyarete kusura bakmayın. Mahalleye hoş geldiniz,'' dedi. Son cümlesini söylerken Nicole'a bakıyordu.
Nicole usulca ağlıyordu. Ama kimse fark etmedi.
Oğuz Bey gidince ve ev eski haline dönünce Deniz, Nicole ile odaya geçti. Deniz şöyle dedi;
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARMA
Teen FictionCehennem boş, bütün şeytanlar burada. -William Shakespeare ---- ''Bu gece ölmek istiyorum Robin. Tam şu an hatta. Kaçmak istiyorum. Bunun yükünü daha fazla taşıyamam, ölmek istiyorum. Ölmek, ölmek ve ölmek... Yapamam, yaşayamam. Bir insan nasıl kald...