İlk başlarda beynimin soğuk havayla ittifak yaparak bana karşı oynadıkları bir oyun olduğunu düşündüğüm karaltılar, şekillenmeye başladıkça içimdeki korku da kendiliğinden yükselmeye başlamıştı. Her şey olabilirdi bu karaltılar. Aç kalmış bir kurt ya da domuz sürüsü, tipi yüzünden köyün yolunu bulamamış çoban köpekleri ya da göz gözü görmeyen bu havayı bir fırsat gibi görüp karakola saldırı için yola koyulmuş bir grup terörist. Beynimde bu ihtimallerin hepsi birbiriyle çatışıp en iyi ihtimali (kendimce) ortaya çıkarmaya çalışıyordu. Karaltıları bir ben görüyorum diye düşünürken rüzgardan uçuşan paltomun ucunu çekiştiren İsmet yanıma yanaşarak:
- Hocam karşıdakileri gördün mü?
- Evet İsmet bir süredir ben de onları düşünüyordum. Ne olabilir?
İsmet sanki beynimden geçenleri okumuşcasına:
- En iyi ihtimal çoban köpekleridir hocam!
- Dur bakalım İsmet şöyle yolun kenarına toplanalım, eğer öyleyse köpekler kalabalık görüp geçip giderler.
- Ya değillerse hocam?
- …….