2.Bölüm - Minah

663 56 38
                                    

Multimedya Minah

"Nedenmiş o?"

"Öyle işte"

Dedi umursamayarak.

"Sana cevap vermem gerektiğini sanmıyorum."

Kitabı yerine koyarken, düşünceli gözüküyordu. Sonra bana döndü.

"Hadi, artık çık burdan odana gitmelisin."

"Ne yapacağım odada?"

"Neden bu kadar meraklısın?"

Dedi sırıtarak.

"Daha önce bu kadar konuşan ve soru soran bir vampire rastlamamıştım."

Dedi alaylıca. Ne vardı ki bunda? Fazla meraklı olmak, neye zarar verebilirdi?

"Sorduğum hiçbir soruya cevap vermiyorsunuz ki."

Omzunu silkti.

"Cevap vermemiz gerekmiyor çünkü sen de artık vampir olmaya baş-"

Cümleyi bölen, Nora'nın sesi oldu.

"Hey, siz. Burada muhabbet mi ediyorsunuz!"

Telaşla Nora'nın yanına gittim.

"Şey, benn.. Kita-"

Jack atıldı.

"Ben, burayı düzenliyordum da, birşey sormaya gelmiş."

Jack neden bunu yapmıştı? Eğer Nora, o kitabı okuduğumu öğrenirse nolurdu?

"Şey, ben neden odama gitmeliyim? Etrafı ince-"

"Sorularını kendine sakla, küçük kız. Odana çıkmalısın. Çünkü, Minah seni orda bekliyor."

"Minah kim?"

Sonra bana sinirli sinirli baktı.

"Ah, şey ben üzgünüm. Tamam, soru yok."

Jack arkadan güldü. Ben de ona ters ters bakarak kütüphaneden ayrıldım. Bahçeye çıktım. Bahçede çok güzel çiçekler vardı. Ama benim ilgimi çeken bu değildi. Burada bir kan kokusu hakimdi. Kimindi bu kan? Enfes bir kokuydu. Hah, bunu dediğime inanamıyorum. Kan mı dedim ben biraz önce? Yavaş yavaş vampir oluyordum. Ve bu.. Bu çok garip bir histi. Vampir olmak. Aslında kulağa biraz saçma geliyor öyle değil mi?

Bunları düşünürken uzun koridordan geçmiş, turuncu kapıya, odama ulaşmıştım. Kapıyı tam açacakken, karşıma bir kız çıktı. Kim olduğunu anlayamadan beni içeri çekti. Yatağıma oturdum.

"Sen de kimsin?"

"Ah, Nora sana kim olduğummu söylemedi mi?"

"Şey, sen Minah olmalısın."

"Evet."

"Peki neden buraya geldin?"

"Merak etme, zevkimden gelmedim."

Dedi umursamazca.

"Nora sana yapman gerekenler listesini vermiş olmalı. Ezberledin mi?"

"Şaka mı yapıyorsun? Okumadım bile."

Sinirlice oval masanın üzerindeki kağıdı yüzüme fırlattı.

"Oku, hadi!"

"Her -"

Tam okuyacaktım ki Minah beni durdurdu.

"Kendi başıma oku, duymak istemiyorum"

"Neden bunları okumalıyım? Buraya nereden ve nasıl geldim? Kim beni-"

"Yeter, yeter bu kadar Suzy! Hah, cidden Nora'nın dediği kadar varmışsın."

Tam gidiyordu ki kolundan tuttum.

"Soruların cevabını ne zaman öğreneceğim."

"Zamanı gelince SUZY!"

Neden bu kadar agresiflerdi! Herkes şifreli konuşuyordu. Nasıl buraya geldim ben? Yeter artık buradan çıkmalıydım. Ya beni yakalarlarsa? Vazgeçmeliydim.

Tam yatacaktım ki, bir şey dikkatimi çekti. Telefon? Burada nasıl telefon kullanabilirlerdi? Vampir değil miydik? Ah, kullanabilirdik tabiki de. Telefonu elime alarak mesajlara girdim.

Jack ve Minah'ın konuşması vardı. Tam okuyacakken, bir ses duydum. Telefonu kapatıp yatağa yattım. Gözlerimi kapatmamla yanağımda bir nefes hissettim. Tekrar bir ses geldi ve yanımdaki kişinin sadece kan kokusu burnuma geldi. Hızla yanımdan geçtiği için olabilir mi? Hah, biliyorum komik ama buna dayanmak çok zordu.

"Off!" diye cırladı birisi. Bu Minah'ın sesiydi. Boğuk bir sesle kulağıma fısıldadı.

"Umarım karıştırmamışsındır, KÜÇÜK KIZ."

Küçük kız. Bu Nora'nın bana kütüphanede söylediği kelime değil miydi?

Kapının çarpmasıyla, o nefesi yanağımda tekrar hissettim. Sonra da bir el. Gözlerimi araladım ve baktım. Jack'di bu. Ne işi vardı ki odamda?

Hem de, bana yakın olma demesine karşı o neden bana yakın davranıyordu? Gözlerimi açtığımı görmemişti.

Fısıldadı.

"Çok.. Çok güzelsin. Suzy."

Gözlerimi açtım.

"J-jack!"

"Kahretsin!"

Göremeyeceğim kadar hızlı bir şekilde odadan çıktı. Noluyordu böyle?

Kırmızı DokunuşHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin