12.Bölüm - Kurtlar

242 31 19
                                    

“Hayır!” diye bağırdı Eddy.

“İtirazım var. Neden ceza alıyorum? Yapacağımı söyledim ama yapmadım.”

Şimdi inkar etmesi kötüydü işte. Ama kesinlikle ceza almalıydı, yaptıklarının cezasını çekmeliydi. Aria kalktı ve Eddy'nin önünde dikilerek tek kaşını havaya kaldırdı.

“Demek itiraz ediyorsun ha? Neye dayanarak yapıyorsun bunu Eddy? Kaçacak yerin kalmadı anlasana. İtiraz etme hakkın yok, susma hakkını kullanmalısın. Akıllı ol Eddy, bir kere olsun dürüst davran. Kimseye zarar vermeden işini hâlledemez misin sen? Eski Eddy olsaydın keşke. Keşke sevdiğim Eddy olsaydın, şimdi tamamen farklı birisin benim gözümde. Kimsin? Onu bile bilmiyorum. Herşeye herkese zarar vermekten sıkılmadın mı, ha? Söylesene zorla sahip olmaktan hiç mi canın yanmıyor? Bir kere olsun düşün Eddy, neden Aria bana dönmüyor? Diye sor kendine. Yüzüne tükürülmeyi bile hak etmiyorsun.”

Odadan çıkıp gitmesiyle Eddy gözlerini kapadı, bu laflar ağır gelmişti ona. Ama hak etmişti hepsini. Bayan Nora'ya baktığımda, gidebilirsin anlamında başını salladı. Koşar adımlarla Aria'ya yetişmeye çalıştım.

Heryere baktım ama yok, nerede bu kız? Son olarak bahçeye çıktım. İleriye ormana doğru koşuyordu. Hemen koştum ve ona yetiştim. Bilirsiniz, vampirler hızlıdır. Omzuna dokundum.

“Aria, sakin ol.”

“Bırak beni.”

Benim söylediğimin aksine fazla hızlıydı. Yetişmem zorlaşınca etrafıma bakındım. Tanımadığım bir yerdi burası.

“Aria, geri dönmeliyiz!”

Avazımın çıktığı kadar bağırdığımda Aria duraksadı. Arkasını dönüp bana baktı. Sonra bir ağacın altına oturarak başını ellerinin arasına aldı. Ağlıyordu.

Kahretsin, Eddy onu gereğinden fazla üzmüştü. Bu kadar üzülmesine dayanamazdım. Ama onu hemen geri döndürmeyecektim. Biraz sakinleşmeye ihtiyacı vardı. Onunla susana kadar konuşmayacaktım.

Çünkü; Kendimden biliyorum. Birisi ağlarken ne kadar ağlama derseniz o kadar çok yaşadığı olayı hatırlar ve ağlamaya devam eder. Böylece sakinleşmesi daha iyiydi.

2 saat sonra.

Artık sakinleşmiş olmalı diye düşündüğüm sırada oturduğum yerden kalktım. Etrafıma ve havaya bakındım.

“Aria, hava karardı soğudu ve etraf sessizleşti. Daha fazla kötü olmadan buradan gitmeliyiz.”

Aria ayağa kalkıp etrafına bir süre bakındıktan sonra elini başına koydu.

“Sanırım kaybolduk.”

“Sen de duydun mu?”

Dedim korkuyla gözlerimi açarak.

“Neyi?”

Dedi sakince, sakin olması beni daha da korkuturken tekrardan  konuştum.

“Bu.. Bu bir kurt sesi, kahretsin!”

“Hayır, olamaz! Suzy burada öleceğiz.”

“Şşt, ağlama. Ses çıkarmazsak eğer bizi duymazlar. Ama ya kokumuzu alırlarsa? İşte o zaman bittik demektir.”

Aria'nın yanına oturup ona sarıldım. Ben böyle şeylerde fazla cesaretliydim. Bu özgüvenimin nereden geldiğini bilmiyorum ama fazla korkum yok.

Hava iyice kararmış, kurtların sesi çoğalmıştı. Hep böyle mi bekleyecektik? Yardım beklersek ya soğuktan donarak, ya da bir kurt tarafından yenilerek öldürülecektik.

Kırmızı DokunuşHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin