14| sahip olduğum her şey sensin, birçok korkum var

3K 329 282
                                    

Snow Patrol-Make This Go On Forever




Sabah uyanıp da gözlerimi araladığımda gördüğüm ilk şey, yüzünde tuhaf bir ifadeyle beni izleyen Taehyung olmuştu. Gözleri yüzümdeydi, dalmıştı, uyandığımı görmüş müydü bilmiyordum ancak fark etmemiş gibi duruyordu. Yüzündeki bu ifadeyi onu tanıdığım yıllar içerisinde hiç görmemiştim, bilmiyorum, bana hiç böyle bakmamıştı. Bir başkasına da baktığını sanmıyordum ve bu yüzden bunun anlamını çıkarmakta zorlandım. Sinirli miydi, uykulu muydu, aklına unuttuğu bir ödev mi gelmişti, sadece mutlu muydu, bilmiyordum. Hiçbir şey anlayamamıştım.

"Günaydın," dedim sessizce, gözleri gözlerime çıktı. "Uyanmışsın."

Yine tuhaf bir sakinlikle bana baktı.

"Günaydın. Çok olmadı."

"Bir şey mi oldu?" dedim kaşlarımın çatılmasına engel olamadan, bakışları değişmemişti.

"Hiç," dedi ve derin bir nefes aldı. "Yeni hiçbir şey olmadı. Olmamış."

"Anlamadım?"

"Yok bir şey."

Kaşlarımı kaldırdım, anlamsız konuşuyordu ve bence anlamsız konuştuğunun da farkındaydı. Açık açık bana söylemek istememişti. Yine de onun üzerine gitmemeye karar verdim. Böylesi daha iyi olurdu, Taehyung kenara sıkıştırıp bilgi alabileceğim birisi değildi. Öyle anlarda daha çok sinirlenme imkanı vardı. Eğer ilgilenmemiş gibi yaparsam neden sormadığımı merak ederek bana anlatmaya başlıyordu. Hem bir de küslüğümüzün üzerine şimdi üzerine gitmemem gerekiyordu. Onu kızdırmak ya da tekrar bana yüklenmesine neden olmak istemiyordum. Böylesi daha iyiydi.

Birlikte uyumuştuk, açıkçası biraz da tuhaftı ancak hiç bu konu hakkında konuşmadığımız için kesin bir şey yoktu ve açıkçası konuyu açan kişi de olmak istemiyordum. Biraz akışına bıraksak iyi olurdu sanırım, bu şey bizi epey yıpratmıştı.

"Bugün de okul yok. Bir planın var mı?" Doğruldu ve üzerindeki örtüyü açtı.

"Yok." Gözlerimi ovaladım. "Seokjin hyunga sataşmak dışında yani..."

Gerçekten de hiçbir planım yoktu. En azından... düşünmemiştim yani. Ödevlerim de yoktu, sınavlara bir aydan fazla vardı, benim Taehyung gibi okulun antrenmanlarına katılmam falan da gerekmiyordu. Evde pinekleyerek geçirmek istediğim günlerden birisi olabilirdi.

O sallana sallana koridordaki banyoya yürürken ben de su içmek için mutfağa gitmeye niyetlendim, salonun önünden geçerken bir kolu aşağı sarkmış bir şekilde uyuyan Hoseok hyungu görmeden önce planım buydu yani. Birkaç gecedir onunla uyuyordum, şimdi Taehyung benimle kalmıştı, gerçekten unutmuştum. Sessizce suyumu içtim kimseyi uyandırmadan ve tekrar odama döndüm elimde bir bardak suyla, Taehyung yatağın ortasında öylece oturuyordu. Aynı sabahki gibi, tuhaf tuhaf duvara bakıyordu. Yüzünde değişik bir ifade vardı.

"Acaba dün akşam yediğin bir şey mi rahatsız etti?"

"Ha?" Gözlerini bana çevirdi.

"Yüzün diyorum. Hazımsızlık çekiyormuşsun gibi görünüyor."

"Haa." Dudaklarını ıslattı ve daha rahat bir şekilde oturmaya başladı. "Öyle de denebilir tabii."

"Ha?" Gerçekten karnı mı ağrıyordu, anlayamamıştım. "Bu sabah epey bir tuhafsın ya da şu an hala ayılamadım." Suyu ona uzattım.

"Tuhaf... doğru. Doğru. Mantıklı." Kendi kendine anlamsız şeyler tekrarlayarak ayağa kalktı, elimdeki suyu aldı ve odanın içinde yürümeye başladı. İçmedi, onu aldığının farkında mıydı, bilmiyordum.

Sentimental | vminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin