3

1.1K 75 79
                                    

-Naruto-

Telefonumdan gelen sesler gözlerimi açmama neden oldu. Hava hala karanlıktı. Yataktan kalkıp telefonumu elime aldım. Sasuke de bana bakıyordu. Arayan kişiyi görünce gözlerim şaşkınlıkla açıldı. Aramayı açıp telefonu kulağıma dayadım.

"E.. Efendim? "

Beni aramasını beklemediğim bir isimdi kendisi. Ama mutlu olmuştum. Kısa bir konuşmadan sonra telefonu kapattım. Hızla üzerimi değiştirmeye başladım. Sasuke hala bana bakıyordu.

"Ne oldu Naruto? Bu saatte nereye gideceksin? "

Turuncu bir tişörtü üzerime geçirdim. Siyah pantolonumu da giydim. Saçlarımı tararken Sasuke'ye cevap verdim.

"Jiraiya amcam gelmiş. Onu yıllardır göremiyordum. Eve gelmiş tabi. Benim burada kaldığımdan haberi yoktu. Eve gidiyorum. "

Sasuke de kafasını sallayıp geri yattı. Telefonumu küçük bir sırt çantasının içine koydum ve ayakkabılarımı giyip evin yolunu tuttum. Hava yeni yeni aydınlanıyordu. Saate bakım. 6 ya geliyordu. Hava hafif rüzgarlıydı. En sevdiğim havalardan biriydi. Kulaklığımı taktım. Ellerimi cebime sokup güzel bir müziği dinlemeye koyuldum. Melodi kulaklarımı kutsuyordu adeta. Öylesine saf ve güzeldi ki. Şu an hissettiğim mutluluğu en iyi bu melodi tamamlardı. Uzun zamandır çok stresliydim. Birçok olay arka arkaya gelmişti ve Jiraiya amcamı görmek beni mutlu edecekti. Olacakları biliyordum. Bana yaptığı şeyleri anlatacaktı. Sapıklıktan başka şeyler anlatmasını umuyordum. Belki bana tavsiye verebilirdi. Her ne kadar sapık biri de olsa bilgili biriydi. Beni bu kötü durumdan olsa olsa bu sapık keşiş kurtarabilirdi.

Sonunda eve vardım. Buraya bayadır gelmiyordum. Kapının önünde bekleyen Jiraiya amcama elimi salladım. O da bana gülümseme ile karşılık verdi. İçimi ısıtmıştı bu gülümseme. Müziği kapatıp kulaklığımı çıkardım ve amcama sarıldım.

"Nasılsın Naruto? Görmeyeli epey büyümüşsün"

"İyi olmaya çalışıyorum."

Kapıyı açtım. Ev biraz havasızdı. Pencereleri açtım. Bayadır gelmiyordum. Bu normaldi. Kanepeye oturduk. Her şeyi anlattım ona. Bunca zaman yaşadığımız her şeyi. O da dikkatle dinledi beni.

"Nagato ile konuşmayı denediniz mi hiç? "

Bu beklemediğim bir soruydu. Hayır. Bunu hiç denememiştim. Neden bilmiyorum ama hiç aklımıza gelmemişti. Hayır anlamında başımı salladım.

"Bunu denemelisiniz bence Naruto. Kendisinin yapmadığını söylemişti değil mi? Ama sen onun seni bıçakladığını söylüyorsun. Neden suçunu üstlenmesin ki? "

Çok mantıklı konuşuyordu. Belki de o gerçekten Nagato değildi. O zaman kimdi? Nagato'yu senelerdir görmüyordum. Öldü sanmamdan anlaşılır zaten. Ama ölmediyse bunca zamandır kimseye gözükmeden mi yaşadı? Şimdi Itachi san'ın da yaşadığını öğreniyoruz. Ya aslında kimse ölmediyse ve sadece biz öyle biliyorsak?

"Peki ne yapmalıyız sensei? "

Bir süre sessiz kaldı. Bir şeyler düşünüyordu belli ki. Bizi bu durumdan kurtarabilecek en doğru kişi oydu. Biliyordum. Ve çok doğru noktalara parmak basıyordu.

"Konan ile konuşacağım. Sen de Tsunade ve Sakura ile iletişimde kal. Tsunade'nin daha önce ders verdiği kişileri de öğren. "

"Tamamdır sensei. "

-yazar-

Genç bayan ağır adımlarla önündeki masaya ilerledi. Sandalyeye oturdu ve arkadaşını beklemeye başladı. Uzun, mor ojeli tırnaklarını masaya vurarak ritim tutuyordu. Çok beklemesine gerek kalmayacaktı. İki gardiyan kızıl saçlı genci getirdiler ve bileklerindeki kelepçeyi çözdüler. Gülümseyen bir suratla karşıdaki sandalyeye oturdu.

"Seni tekrar görmek güzel Konan. "

Genç bayanın gözleri oldukça durgundu. Arkadaşını böyle görmek onu üzüyordu. Onu buradan çıkartmak için aylardır uğraşıyordu ancak hala bir sonuç alamamıştı.

"Nasılsın? İyi misin? "

Kızıl saçlı adam gülümsedi. Daha dün aynı bayanla görüşmüştü oysaki. Tekrar bu soruyu duymak garip hissettirmişti .

"Dün nasılsam bugün de aynıyım. İyi olmaya çalışıyorum. "

Konan Nagato'nun cinayeti işlemediğini biliyordu. Ancak ispatlayamıyordu ve bu onun moralini çok bozuyordu. Ancak Jiraiya ile konuşmuş ve bazı şeylerin düzeleceğine inanmıştı.

"Jiraiya sensei gelmiş. O bize yardım edecektir. Masum olduğunu ispatlayacaktır eminim. "

Gülümsemekle yetindi Nagato. Konan ve Jiraiya'nın beraber bu işi halledeceklerini biliyordu. Adalet yerini bulacaktı. İnanıyordu.

"Teşekkür ederim Konan. "

Ayrılık vaktiydi tekrar. Gardiyanlar içeriye girdi. Kızıl saçlıya yaklaşırlarken o ani bir hareketle bayanın dudaklarına minik bir öpücük bıraktı. Konan hala şaşkınken gardiyanlarla beraber ilerleyen Nagato'nun ağzından son kelimeleri duydu.

"Sana güveniyorum. "

Hem kısa hem geç geldi ama gerçekten elimden gelen bu:/ derslerimin yoğunluğundan ancak zaman buluyorum ve kişisel bazı problemler yaşadım maalesef...

Neyse bunlar önemli değil. Sizi de çok bekletmek istemedim ve içime sinmese de yayınlıyorum.

Okuduğunuz için teşekkür ederim <3

Son Dilekler (Acı 3)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin