*Sasuke*
"Sakura geliyormuş, yanında da birilerini getiriyor sanırım. Sürprizmiş ama. "
"İno ve Hinata'dır belki? "
Mantıklı gelmişti ancak sürpriz demesi aklımda soru işaretleri bırakmıştı. Sesi de pek neşeli gelmişti aslında. Bilmiyorum.
"Kahvaltıyı hazırlayalım. "
Misafirlerimiz olduğuna göre özel bir yemek yapmam gerekirdi sanırım. Ancak bana sormadan geliyorlardı ve umrumda değildi açıkçası. Sıradan bir kahvaltı yeterli olacaktır. En azından benim için sıradan bir kahvaltı. Patatesleri doğradım ve kızgın yağın içine attım. Onlar pişerken domates ve salatalıkları doğramaya başladım. Naruto da tabakları ve diğer şeyleri masaya dizmişti.
"Bu sefer bardak kırma Usuratonkachi. "
İki adet kol belimi sardı yavaşça. Sonra da boynumda bir sıcaklık hissettim. Dikkatli olmazsam elimi kesebilirim ama bu Naruto'nun pek de umrunda değil gibiydi.
"Merak etme, takımlarını bozmam. Hem bayadır sana böyle sarılmamıştım. "
Göz devirdim ve meyvelerle uğraşmaya devam ettim.
//toprağın altında yetişenler ve otlar sebzedir havuç ve turp gibi, çiçek olup toprağın üzerinde büyüyenler meyvedir biber ve salatalık gibi.//
İçten içe mutlu olmuştum tabi. Ancak belli etmedim. Naruto ile 4 kişilik kahvaltı hazırladık. Aç olmadığını ve yemeyeceğini söyledi ama yemekleri görünce canı çeker belki diye onun için de tabak koydum. 1 saatlik uğraşın ardından kahvaltı hazırdı.
"Harika oldu Sasuke. "
Kafamı sallayarak onayladım. O sırada kapı çaldı. Tam zamanında bitirmiştik. Naruto bir koltuğa oturdu, ben de kapıya yöneldim. Derin bir nefes alıp kapıyı açtım. Gördüğüm insanlarla gözlerim ardına kaçar açıldı. Nefesimi tuttum.
"İ... İtachi? Shisui nii? "
Onlar tam karşımda duruyordu. Ama bu nasıl olur? Hayal mi görüyorum? Yavaş adımlarla İtachi'ye yaklaştım ve ona sıkı sıkı sarıldım. Kokusunu hissedebiliyordum. Ona dokunabiliyordum. O gerçekti. Gözyaşlarımı tutmaya çalışmadım bile. O gece kollarım arasında kaybettiğim abim gerçekten de hayattaydı ve yanımdaydı. Üstelik Shisui nii de buradaydı. Abim kollarını bana sardı. Shisui nii de ikimizi beraber sardı. Çok mutluydum. Mutluluğumu kelimeler anlatmaya yetmiyordu. En son Naruto ile barıştığımızda bu kadar mutlu olmuştum. Yavaşça ayrıldık birbirimizden. Abime soracak çok sorum vardı tabiki. Ancak önce teşekkürü hakeden birisi vardı. Sakura'ya döndüm ve sımsıkı sarıldım ona. Başta tepki vermese de sonrasında o da bana sarıldı. Bu kez gurur yapmayacaktm. O kız bana kaybettiğim iki değerli insanı geri getirmişti ve en özel teşekkürler hakediyordu.
"Sakura. Çok teşekkür ederim."
Ellerini saçımda hissettim. Sakura sahip olabileceğim en iyi arkadaştı kesinlikle. Karin ve Suigetsu gideli çok olmamıştı ve Sakura, çok üzülmesine karşın benim için uğraşıyordu. Aslında hep ben ve Naruto için uğraşıyordu. Omzumda hafif bir ıslaklık hissettim. Belli ki o da ağlıyordu. Belki de ona ilk kez bu kadar yakın davrandığım içindi. Belki de başka sebebi vardı. Bilemiyorum. Ondan ayrılıp gözyaşlarını sildim. Gülümsüyordu. Benimki gibi mutluluk gözyaşlarıydı bunlar. Naruto'ya baktım. O da gülümsüyordu. Paramparça olan ailem düzeliyor gibiydi. Belki de eskisi gibi olabilirdi her şey. Bilmiyorum. Ancak çok acıkmıştım ve onlarla konuşmadan önce yemek yemek istiyordum.
*Naruto*
Sasuke'yi böyle mutlu görmek çok güzeldi. İtachi san ve Shisui san'ı görmek de öyle. Sakura demek ki bu yüzden beni takmamıştı. Sasuke, İtachi san ve Shisui san ile salona geçince Sakura'ya sarıldım. O da bana sarıldı.
"Teşekkür ederim. Bunca derdin arasında Sasuke'yi böylesine mutlu ettiğin için. "
Gülümseme ile karşılık verdi ve beraber salona geçtik. Gelmeden önce yemek yediğimden kendime tabak koymamıştım ancak Sasuke canım çekerse diye koymuş. Gülümsedim hafifçe. Diğerlerinin yanında oturup masada duran çerezlerden yerken bir yandan da konuşmalarını dinliyordum. Onlar da pek bir şey hatırlamıyorlardı. Sadece uyandıklarında yanlarında birer doktor raporu ve bazı ilaçlar varmış ve buradan başka bir şehirdelermiş. Sasuke için bu şehre gelmişler. Hafızaları çoğunlukla geri gelmiş gibi duruyordu. Ancak hala hatırlayamadıkları çok fazla detay var. Onlara bunu yapanın kim olduğu gibi. Sakura'nın gözlerine baktım. Daha fazlası vardı. O ikisini nasıl bulmuştu? Daha da önemlisi gerçekten aradığı şey onlar mıydı? Başka bir şeyi ararken belki de onlarla karşılaşmıştı. Bir şey, ya da biri? Sorsam da anlatmazdı eminim. Şu aralar gerçekten garip davranıyordu Sakura. Ne yapmaya çalıştığını anlamıyordum. Ancak eninde sonunda öğrenecektim.
*Sakura*
Onları tekrar beraber görmek gerçekten harikaydı. Sasuke eski haline benziyordu. Eskisi gibi neşeliydi. Gülüyordu. Ve bana teşekkür etmişti. Mutlu olmuştum beni abisinin ölümünden sorumlu tutmuş olsa da İtachi san şu an sapasağlam karşımızda duruyordu. Shisui san da öyle. Her ne kadar aradığımı bulamasam da çok önemli iki insanı bulmuştum. Ancak aradığım kişiyi bir an önce bulup Nagato san'nın masumiyetini kanıtlamalıydım.
Birkaç saat kadar sonra onları yalnız bırakmaya karar verdim ve ayakkabılarımı giyip evden çıktım. Merdivenleri inerken şimdi ne yapacağımı düşündüm. Öğle saatiydi ve ne yapmam gerektiğini bilmiyordum. Nagato san'dan aldığım adrese gitmiştim ancak aradığım kişiyi hala bulamamıştım. Kutuyu göstermek aklıma geldi. Saate baktım. Sahi, Nagato san'ın görüş günü bugün değildi. Yarını beklemem gerekiyordu. Bahçe kapısından çıktım düşünceler içinde. Daha birkaç adım atmıştım ki kaşlarımın çatılmasına sebep olan tanıdık bir yüz gördüm.
"Sakura. Seninle konuşmam gerek. "
Evet. Buradan itibaren biraz aksiyona gireceğiz. Serinin bu kitabı biraz durgun ilerliyordu zaten ve artık aksiyona girmem gerekiyor. Yakında da bitecek zaten. Bundan sonra diğer kitaplarıma bakarım biraz. Bir de yeni planladığım kitabım var. Onunla da uğraşıyor olacağım ancak sasunaru olmayacak.
Her neyse. Bu kadardı.
Kendinize dikkat edin ^^
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Son Dilekler (Acı 3)
FanfictionSaçlarımı öptü, sarıldım bende sıkı sıkı. Hayatımın en değerli iki parçasından birini tutuyordum kollarımda. Naruto'yu dünyanın en mutlu insanı yapacağım. "Naruto, benimle evlenir misin? " Kısa bir sessizliğin ardından ışık saçan o gözlere baktım u...