Bölüm On Dokuz "Aşk"

311 258 209
                                    

İyi okumalar ballarım. Aklıma kolaylıkla bölüm fikirleri gelmiyor eğer istediğiniz sahne ve görmek istediğiniz şeyler olursa yazarsanız sevinirim .Hadi bakalım sizi bölümle baş başa bırakayım.

Özlüyorum. Bazen bir yabancı olan, bazen canımın içi; kocaman kıvırcık bir gülümseme bazen, bazen de dünyanın en güzel ihtimali...

Birine aşık olmak doğaüstü bir şey. Milyarlarca ihtimalin bir araya gelmesi. O ihtimal ki iki insanın birbirini görüp kendine yuva yapması. Daha önceleri başka birinin bardağından su içemezken onun dudağından nefes bulması. İnsanın en güzel duygusudur umut. Günlerce onunla yaşanılacak anlar düşlemesi. O güldüğü için iyi hissetmenin keyfi. Çocukluğunun en güzel ve en kanayan yerlerini paylaşması.

Ailesini açması. Onunla uyanılacak sabahları düşlemenin heyecanı, ona sahip olmanın verdiği huzur. Arkadaşlarına heyecanlı bir dilde onu anlatmak, boğulduğun anlarda keşke o olsa anlatan diye aramak. Kimseye benzememesi. Küçücük huylarının, diğerlerinden farklı birkaç kelimenin seni esir alması. Can yetiyor da insana, en güzeli birinin "canım" deyip canına sarılması. Sinemalarda heyecanlanmak, ertesi gün telaşlarını paylaşmak, ne giyeceğim derdine düşmek. Ona sarılmak, eve döndüğünde o kokmak.

Sen, ben diyebiliyor insan her yanındakine ama "biz"li konuşmak. Üç harfin sihri ne büyük. Ömür boyu beraber uyuyup uyanmak. O öyle güzel bir ihtimal ki aşk; aşk milyarda birdir ve ben galiba o aşkı bulmuştum. Bugün tatilde dönüyorduk bu hepimizi her ne kadar çok üzsede mecburduk burdan ayrılmaya. Tekrardan havaalanına gidiyorduk ama ben endişeliydim, gelirken Semihi oyalayabilmiştim ve korkusuna yardımım olmuştu fakat şimdi nasıl yardım edeceğimi bilmiyordum. Semihin telaşlanmaması ve korkmaması için her şeyi yapmaya hazırdım. Hepimiz taksiye binmiştik ve havaalanına doğru yol almıştık.

Çok geçmeden gelmiştik ve kısa sürede uçağa binmek için sıraya girmiştik. Uçağa bindikten kısa bir süre sonra hareket edecekti ve Semihin elleri titriyordu.

"Canım korkmana gerek yok ben senin yanındayım, elimi tutabilirsin istersen olur mu yada başını omzuma koy olur mu?" O kadar naifdi ki şu an onun o bakışları ne bileyim insana çok büyük bir etki yaratıyor. Semih bana geçenlerde öyle bir şey söylemişti ki o naif kalbinden o güzel kelime beni benden almıştı, bana ilerde onun annesi gibi bir anne olabileceğimi söylemişti beni annesine benzettiğini, bende annesini bulduğunu ben... ben bu adama her seferinde her sözün de yenik düşüyordum. Semih derin bir nefes aldıktan sonra konuşmaya başladı.

"Uçakta kendimi nasıl sakin tutabilirim diye çok düşündüm ve buldum. Senin için içimden geçen her şeyi seninle buluşturmak ve sen bunları okurken bunlara odaklanacağım ve korkumu unutucam. Yani senin yüzün, gözlerin her şeyin bana korkumu yendirebilir." demişti.

Onun bu söyledikleri karşısında yanağına küçük bir buse kondurup geri çekldim. Artık uçağa binmiştik ve Semih bana yazdığı notu verecekti, bu beni çok heyecanlandırmıştı. Ben resmen dünyanın en şanslı kızıyım, başta yaşanan küçük kavgalarımız bizi biz yapmıştı. Kağıdı açıp okumaya başladım.

"Gözlerinde kainatın çiçekli mevsimlere büründüğü kalbimin güzel kadını... Sen anlamsız ve karşılıksız hayatıma varlığınla anlam, sevginle hayat katan aklımın ve kalbimin cennet sevdasısın. Seviyorum seni, Seni hayatıma mutluluk varlığıma anlam sayacak kadar çok seviyorum. Hayat sevginle, anlam varlığınla ifade ediliyor kalbime. Hayatım ve varlığım senin sevginden, her şey ama her şey seni sevmekten ibarettir kalbime. Şu yeryüzünde hayata yüklenilmiş en büyük anlam bir insanı sevmektir. Bir insan da hayatı anlamlandırmak, hayat diye onu yaşamaktır sevginin adı. Anlamsız ve karşılıksız bir hayat ancak bu kadar güzel ve ancak bu kadar duygu dolu bir sevgiyle yaşanabilir. Sen benim hayatımın sevgisi, sevdasıyla hayatımı anlamlandıran güzel kadınısın. Güzel seveni güzel üzerler diyorlar, sen beni üzme olur mu? Şikayetim acı çekmekten değil, sevginle gelen acı baldan tatlıdır kalbime. Ben seninle üzülmekten ziyade, mutluluğun bir kalpte yarattığı huzuru ve mutluluğu en derin haliyle yaşamayı istiyorum. Çok şey istemiyorum aslında, hayatıma mutluluk, varlığıma anlam olmanı istiyorum. Ben sevginle anlam kazanmayı, bir ömür yüreğimin yüreğinde atmasını hayat bilmek istiyorum kalbime. Gel, anlamsız ve karşılıksız hayatıma anlam ol. Durma gel, huzurdan ve mutluluktan hayat yaratan anlamım ve mutluluğum ol. Hatta bunların hepsi olduğun için sana teşekkür ederim küçük kızım."

Ben bunları okurken gözümden teker teker yaşlar süzülüyordu, çünkü bu... bu gerçekten anlatılacak bir şey değildi. Semih sessizce beni izliyordu ve gerçekten kendini bana odaklamıştı. Ağlamam gittikçe hızlanınca Semih müdahale etti.

"Şş hayır güzelim sakın, mutluluktan dahi olsa gözünden gelen bir yaş benim canımı acıtıyor sakın ağlama. Hem bak ben senin sayende korkumdan uzak durdum ve sana odaklandım bu hayatım boyunca odaklandığım en güzel görüntüydü. Ağlama lütfen hem bak incez birazdan kızlara açıklamak zorunda kalırsın sonra başının etini yerler bak demedi deme" diyip güldü. Seni seviyorum Semih Özcan hemde her şeyden çok.

Uçaktan yavaş yavaş iniyorduk. Hepimiz uçağı terk ettikten sonra havaalanının önünde durup herkes sevgilisiyle vedalaştı. İlk olarak Mert ve Miraçı duymuştum.

"Canımın içi gider gitmez ara beni olur mu? Seni merak ederim çünkü."

"Ederim tabii ki, sende uslu dur Mert bey" demişti Miraç. Sonra da Ayça ve Efe'ye bakmıştım.

"Ayçam yarın buluşuruz her gün birlikteyken bir gün olmak ağır gelir bana."

"Ya Efe, buluşuruz tabi hatta söz bekletmeyeceğim seni." demişti Ayça ve bu Efeyi hem güldürmüş hemde sevinmişti. Son olarakta benim diğer çiftlerim, konuşan ayrılıp arabaya geçtiği için ben hepsini duyuyordum son da ayrılmanın fırsatları tabi.

"Civcivim, eve varınca konuşuruz yine seni seviyorum." demişti Ayaz. Şaka gibi kaynım ve civcivim çok tatlı olmuşlardı.

"Bende seni hayatım, konuşuruz tabi ki" diyip ayrılmışlardı onlarda. Son olarak ben ve Semihy kalmıştık.

"Seni seviyorum nefesim." demişti ve beni yine düşürmüştü.

"Bende seni canım" dedikten sonra ayrılmıştım yanından.

Kızlarla birlikte bekleyen taksiye binip bizim eve gelmiştik. Kızlar bizim eve gelmek istemişlerdi çünkü güzel bir kurul toplantısı lazımdı. Bir saate yakın süren yolculuğun sonunda eve varabilmiştik. Bizim kızların ailesi ve benimkiler de bizim yokluğumuzda bir tatil kaçamağı yapmışlardı ve onlarda yarın döneceklerdi. Kızlarla eve girdiğimizde bavulları odama çıkarttıktan sonra herkes sırasıyla duş alıp çıkmıştı. Yavaş yavaş karnımızın acıktığını fark edince internetten bir şeyler sipariş etmeye karar verdik. Yiyecek bir sürü şey sipariş ettikten sonra beklemeye başladık. Çok geçmeden yemekler geldi ve yerken konuşmaya başladık.

"Anlat bakalım civciv hanım, noldu da Ayaz beyi kendinize aşık etmeyi başardınız?"

Ülger gülerek anlatmaya başladı.

Evet biraz heyecan verip bırakmak istedim.

Umarım sevmişsinizdir. Lütfen görüşlerinizi yazın.

Sizleri seviyorum kendinize iyi bakın.

Yeni bölüm 40 oy 200 yorum da gelecektir.






Kelebek EtkisiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin