''İLK KARŞILAŞMA'' Bölüm 2

44 6 4
                                    

(GÜNÜMÜZ 10 EKİM 2020)

Biraz  geç olcak ama size hayatımı anlatıyım. Ben ece zengin bir ailenin çocuğuyum.18 yaşındayım ama başımdan geçen olaylar yüzünden babama  okulumu dondurtmuştum . şuan 11. sınıfa geçtim. saçım uzun kahverengi renkli,siyah büyük göz bebeklerine sahip bir kızım.1.65 boyundayım. Ve uyumayı çok severim :)

Mecburen giyinmeye başladım. üstümde, fosfor yeşili üzerinde küçük bir kalp olan sweatshirt giydim.Altınada çok kısa bir şhort ve  diz altı siyah beyaz bir çorap giydim. Saçımı dağınık bir topuz yaptım ve daire gözlüklerimi takıp hızla evden çıktım. Buraya yeni taşınmıştık ve burayı pek iyi bilmiyodum .Annem evden çıkmadan önce okulu  yolunu anlatmıştı ama yolun sadece çeyreği aklımdaydı. Hatırladığım kadarıyla annem düz git ve ilk yol ayrımından sağa dön demişti. Hafızama güvenerek ilk yol ayrımından sağa döndüm ve 10-15  adım ilerledikten sonra karşıma 2. yol ayrımı geldi ve ben hangi yoldan gitmem gerektiğimi bilmiyordum. Şansıma güvenmekten başka çarem yoktu ve ben sola dönmeye karar verdim. Kaybolsam bile etrafta çok insan var birisi yardım eder diye kendimi avuturken kendimi bir çıkmaz sokakta buldum. Ve önümde 4 tane benimle aynı yaşta olduklarını tahmin ettiğim, ellerinde küçük viski şişeleri olan dört erkekle karşılaştım. İçimde çok büyük bir korku olsada aklımda, korktuğumu  hiç belli etmemeye çalışarak sakince önlerinden geçip insanlara ''SAVAŞAN KOLEJİ'İNİN'' yerini sorarak sakin ve olaysız bir şekilde okuluma gitmek gibi bir planım vardı. Ama işler öyle olmadı.

''Ooo yeni kız naber? yoksa okulunun yolunu mu kaybettin''

Doğru ya bu çocukların üzerinde savaşan koleji yazan rozetler var. İyide bu çocuklar okulda yeni olduğumu nerden biliyordu?

''Okulda yeni olduğumu nerden biliyorsun. daha önce karşılaştığımızı hatırlamıyorum.''

Yüzüme çapkın bir gülümsemeyle baktı ve bu gülümseme benim sinirlendirmeye yetmişti.

Çocuğa bir adım daha yaklaştım ve sinirli bakışlarımı yüzünde gezdirmeye başladım. Aramızda sadece 5-6 santim kalmıştı. Çocuk kusursuz görünüyordu. çene kasları ve ela gözleri baştan çıkarmaya yetiyordu. Off ne diyorum ben. çocuğun yüzüne yaklaşık 10 saniye baktıktan sonra dayanamayıp konuştum. Çünkü ben konusmasam o konuşmıyacaktı.

''Dilini yuttun galiba''

''Hayır''

''E o zaman cevap vermiyecek misin.''

Boyu çok uzun ve benimde boyum 1.65 olduğu için bana doğru eğildi ve gözlerini gözlerime dikti.

''Hayır''

Off tam bi gıcık.

''iyi. Bari numaramı veriyimde okulun konumunu at, madem o okulda okuyorsun okulun yerinide bilirsin heralde.''

''Numaramı almak için bu kadar çabaya gerek yok istesen veririm zaten KÜÇÜK.''

Bana 1 yıl aradan sonra ilk defa birisi 'KÜÇÜK ' demişti. Ve o an hiç istemediğim bir şey oldu ve gözlerimden 1'er 1'er yaşlar akmaya başladı, ama ben hayla gözlerimi onun ela gözlerinden çekmemiştim. Titreyen sesimle konuşmaya başladım.

''Numaranı isteyip istemememle hiçbir alakası yok sadece buraya yeni taşındık ve okulun yerinin neresi olduğunu bilmiyorum. Ve bir daha bana sakın ama sakına 'KÜÇÜK ' diye hitap etmeye kalkma.''

                                                                     DEVAMI 3. BÖLÜMDE ;)

                                          VOTE'YE TIKLAMAYAYI VE YORUM YAPMAYI UNUTMAYIN!



LİSEDEKİ İMKANSIZIMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin