KIRIK KALPLER DURAĞI

94 20 106
                                    

Bugün o her zaman gittiğin yere gittim. Evet, yağmur altında hiç bıkmadan oturduğun o durağa. Oraya gittim. Neden, diye sorma. Cevabını verebilir miyim, bilmiyorum.

Yağmur yağıyordu, sanki yağmur bile seni özlemiş gibiydi. Senin oturduğun yere bu sefer ben oturdum. Yağmurun beni ıslatmasını umursamadım. Bende farkındayım, şu sıralar baya şeyi umursamıyorum. Aslında umursamam gerekir gibi.

Önümden toplamda dört tane otobüs geçti. Hepsi binmemi bekledi ama ben hiçbirine binmedim. Hatta bir otobüs şoförü aynen şunları söyledi: Hasta olacaksın kızım, yazık, kalk oradan.

Hasta olacakmışım. Komik bir durum aslında. Kalbim bu kadar hasta ve acılıyken nasıl öksürebilir, nasıl hapşırabilirdim ki? Hasta olmazdım ben. Aynen şöyle söylemek istedim; kalbim hasta ve yaralıyken bir şey olmaz bana. Ama söyleyemedim. Sadece sustum.

Sana ve çevremdeki herkese sustuğum gibi yine sustum. Susmak bazen iyi geliyor, denemelisin. Gerçi, sen susmak ne onu da bilmezsin şimdi! Anlatmamı ister misin? Zamanı kafana takma, bugün iki dal sigara yakacağım. Fazlaca zehir istiyor ciğerlerim.

Susmak, içindeki her bir dil çığlık atarken senin oturmandır. Konuşamamandır. İnsanlar sana sorarlar, neyin var, diye. Cevap veremezsin. Neden cevap veremezsin biliyor musun? Çünkü sen de neyin olduğunu bilmiyorsundur. Susmak bazen de kendini tanıyamamaktır.

Açıklama yapamıyorum. Dilim düğümlendi ve içim kapkara. İnsanlar ölmüş, ben de ölüyorum. İçime çektiğim her bir zehirde ben de ölüyorum. Kimse görmüyor, duymuyor, bilmiyor... Kimim var ki zaten benim? Ben kimsesiz bir ölüyüm. Belki mezarım bile olmaz.

Sigaramın son demlerindeyim. İçime çekecek iki nefeslik zehirim kaldı bugünlük. Sana yazarken içiyorum sadece, iyi geliyor. Geçmişi ve şimdiyi düşünürken zehir iyi geliyor.

Kırık kalpler durağı, adını verdim o durağa. Bu ismi kendimden dolayı vermedim. Bulutların kalbini kırmışsın, ağladılar yine. Rüzgara küsmüşsün, dokundu bugün kollarımdan tenime. Geceyi ağlatmışsın, yıldızlarını göstermedi bu sefer. Sadece beni değil, geceye ait olan her şeyi kırmışsın sen yine.

Geceyi de, bulutları da, rüzgarı da kırdığın için Kırık Kalpler Durağı. Kendimi yok saydım, çünkü sen yine görmeyeceksin beni. Görme sen, ben yine bakarım sana. Bakıyorum artık. Çünkü ben bile göremiyorum seni bu saatten sonra.

 Çünkü ben bile göremiyorum seni bu saatten sonra

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Sigaramın Küllerinden Yanan SayfalarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin