Saçmalıklarla bezeli bir yerde olabilecek en garip duygudur belki de kaybolmuşluk.
Canınız acır, kalbiniz ağrır, vücudunuza baskı kurulur. Anlık olsa da nefesiniz kesilir, avuç içleriniz terler. Korkarsınız.
Yalnızlıktan değildir, bu korku. Bilinmeyenin getireceği yüktür. Zarar verir size. İçinizi yer bitirir. Çözümü de yoktur. Bilmece gibidir, düşünürsünüz hatta detaylar önünüzdedir ama o his sizi yok edene kadar yayılmaya devam eder.
Bu olanlar benim çöküşümün kanıtlarıdır.
Hayat zor. İnsanlar acımasız. Ezilmek istemiyorsanız ezmek zorundasınız. Ezmedim ama ezildim. Çok ağladım, çok sızlandım. İnsanlar bunu görmedi. Gördükleri sadece ailesini bile sevmeyen soğuk nevaleydi.
İnkar edemem, diğer insanlara hiç benzemiyorum. Ne zaman mutlu olduğumu düşünsem, aynı zamanda mutlu değilimde. Gülerim. Çok fazla gülerim hatta. Sadece ağlamamak için yüksek sesli kahkahalar atarım. Umursamam. Çoğu zaman insanların o itici bakışlarını görmem bile.
Sonra tekrar en başa dönerim. Saçlarımı toplarım, şapkamı takar, pencerelerimi kapatırım. Ağlamamak için dudaklarımı kanatırım. Acı çekmek kapatır yaralarımı. Yaz kış soğuktur parmak uçlarım benim. Kalbimin soğukluğu vücuduma sıçradı derim hep.
Hayatımın biraz olsun yola gireceğini sanarak kaçtım. Sonrasında olanlar ne istediğim, ne de dilediğim şeylerdi. Bir avuç huzur isteyen bedenim lacivert gözlü, toprak kokulu adam tarafından yok edildi. Parçalandı. Yakıldı. Külleri onun dalgalı denizlerinde süzüldü.
Benim adım Elise Rosey. Boktan hayatımın satır aralarında kaybolmamanız dileğiyle.
Dedim ya en başta, hayat zor.
İnsanlar acımasız.
Eller soğuk.
Gözyaşları beş para etmez...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TÜKENMİŞ (askida)
General FictionLaf kalabalığına gerek yok. Doğduk, yaşıyoruz ve öleceğiz... Ben Elise Rosey. Okuyacaklarınız da benim bir intikam oyununda nasıl yok olacağımın kanıtları.