İyi okumalar :)
Boğazımdaki yumru gittikçe büyüyordu. Nasıl bu hale gelmiştim.? Sadece kendim için ayırdığım gecenin sonuçları niçin bu kadar ağırdı ki? Hayatta olmamın bedelleri neden gittikçe kötüleşiyordu?
Elimde tuttuğum kağıt, hayatımdı şu an. Hayatta kalmam şu lanet kağıda bağlıydı. İmzaladığım anlaşma şartları zihnimde dört dönerken şakaklarıma iyice yer eden ağrının da faydası olduğu söylenemezdi.
1- Anlaşma şartları kağıt imzalandığı an yürürlüğe girecektir.
2- İmzalayan kişi bu şartları yerine getirmek zorundadır.
3- Anlaşma hayat boyu bağlayıcıdır.
4- Kişi, iş verenin ticaretine aracı olacaktır. Söylenen her cümle bağlayıcı nitelikli olup, eğer bu şartlar yerine getirilmezse gereği görülen ceza uygulanacaktır.
Boğazıma dizilen kelimeler dişlerimi takırdatıyordu. İstemediğim, yapmak zorunda kaldığım bir şey yüzünden bu batağa saplanıyordum artık. Ticaret yazıyordu. Lanet olası bir torbacı olacaktım. Hayat boyu.
--
İmzaladığım o kağıdı sindirmem fazla zaman almadı. Beklediğim bir şeydi. Hislerim bir an fırtına koparmış sonrasındaysa sessizliğe gömülmüştü. Geldikleri yere geri dönmüşlerdi. O kapalı mahzene.
Bardaki işim artık sadece solistlikten ibaretti. Geri kalan tüm zamanımı Chris'in diğer barlarında geçirecektim. Uyuşturucu satarak.
Sadece bir gün vermişti bana pislik herif. Tamam suçluydum ama açıklamama fırsat vermeden boğazıma saldıran da oydu. Neyse zaten bu iş çoktan geride kalmıştı. Boğazımda o günü hatırlatan kırmızı lekeler kalmıştı. Bir kaç morluk da, silik vücudumda parlıyordu. Alışkın olmadığım olaylar değildi kısacası.
Diğer bir konuysa peşime takılan adamlardı. Sadece kaldığım ev de yalnız kalabiliyordum. Barda ve satışlarda peşime taktığı adamların bakışları üzerimden bir saniye olsun ayrılmıyordu. Ayrıca kapının önüne hava almaya bile çıkmam oldukça zordu. Ben bir köşede, devciklerde karşı köşemde oluyordu. Öyle bunalmıştım ki şu bir hafta içinde ama kahrolası gururum yüzünden Chris'in yanına sokulmaktan mümkün olduğunca kaçınıyordum.
Kahrolası bir korkaktım.
--
Günler süratle geçerken yanlış yapmamaya gayret ediyordum. O şahin bakışlı devler etkiliydi bunda daha çok. Her hareketimden Chris'in de haberdar olduğunu da unutmayalım.
Geçen iki haftayı atlatmak oldukça irade gerektiriyordu tabi. Ama o gün satışta Devlinle göz göze gelince işler sarpa sardı hatta boka battı. Çünkü paniklemiş ve yapmamam gereken bir şeyi yaparak kapıya yönelmiştim. Anında yanımda beliren devcikler Chris'e haber vermiş ve beni ite kaka B' ye getirmişlerdi.
Sonrası bolca azar. Anlaşma şartlarının hatırlatıldığı 2 saatlik konuşmaydı. Buraları hızla geçiştirmemin nedeniyse bu konuşmaları yapanın Alec olmasıydı. Kim bilebilirdi Alec ve Eric'in bile bu işe dahil olduğunu.
--
Eve adım atmak için kendimi zorladım. Yanağım sızlıyor, gözlerim sızlıyor ve yanıyordu. Nasıl kurtulacağımı bile düşünmeyi bıraktım. Kurtuluşumun olmadığı belliydi. O Devlin denen herifi bir elime geçirsem; ki bu durum oldukça rahatsız ediciydi, çünkü elim ayağım boşalırcasına titremişti onu görünce.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TÜKENMİŞ (askida)
Ficção GeralLaf kalabalığına gerek yok. Doğduk, yaşıyoruz ve öleceğiz... Ben Elise Rosey. Okuyacaklarınız da benim bir intikam oyununda nasıl yok olacağımın kanıtları.