8.

59 7 1
                                    

İyi okumalar :)

--

Buz gibi akan suyun altında yere çökmüş, düşüncelerimin temizlenmesini bekliyordum. Zehirleniyordum. Gün geçtikçe daha da kötüleşeceğinden emindim.  Kanımda dolanan düşüncelerin önüne geçememek canımı yakıyordu. 

Uzak durmayı düşündükçe ona kapılmak. 

Dudaklarımı elimin tersiyle sürtmeye devam ettim. Yapmamalıydım. İzin vermemeliydim. Engel olmalıydım. İradesiz olmamalıydım. 

Ondan nasıl uzaklaştım tam olarak hatırlayamıyorum bile. Sadece üzerimdekileri yırtarcasına çıkarmıştım. Sonrası ise buydu. Kendimi düşüncelerimle zehirliyordum.

--

Kapı aralıksız çalmaya devam ediyor. Kapıyı kimin çaldığını biliyorum. Ama açmaya cesaretim yok. Açarsam olacaklar belli. 

Sesler kesiliyor. Takırtılar sona eriyor. Tam o sırada sesini duyuyorum.

"Lütfen " Acizleşen sesini duymak zor. Kısık ve çatallı. Acı çektiğini anlıyorum.

Ben de acı çekiyorum.

"Git burdan "derken beni duyamayacağından nerdeyse eminim. En son ne zaman kendimi kapalı bir yere kilitlediğimi hatırlamaya çalışıyorum sonra. Ama düşüncelerimi dağıtıyor. Kapıyı çalmaya başlıyor. Yine.

Dur durak bilmeden bağırmaya başlıyor hemen arkasından.

Ayaklanıyorum. Titrek adımlarla kapıya ulaşıyorum. Kilidi döndürmek için elimi uzatıyorum. Açacağımı anlamış olmalı ki sesler tekrar kesiliyor.

Kilidi açtım. Kapı açıldı. Bulanıklaşan görüntüm yerine gelirken kapıyı açtığıma pişman oldum.

Mason. Mason. Mason.

Uyarı zilleri çaldı. Susmak bilmese de şimdi sessizdi. Fırtına öncesine benzeyen bir sessizlik. Tüylerim ayaklanıyor. Özlediğimi idrak etmem öyle kısa sürüyor ki.

Elini uzatıyor. Geçmişe dönüyorum. Her şeyin başladığı güne. Ona aşık olduğum o güne. Yüzünde herhangi bir ifade arıyorum. Hiç bir zaman ifadesiz olmazdı yüzü. 

Soğuk, çok soğuk. Gözleri donuk. Kahverengiye dönük haleleri cansız. 

Elini tutuyorum. Kendime engel olamıyorum. Hareketlerim kontrolsüz. Gözlerim dövmelerine kayıyor hemen ardından. Nasıl farketmediğimi anlamıyorum. Kolları kırmızıya bulanmış. O an anlıyorum.

Bitti.

--

Nefes nefese uyandığımda hızla etrafıma bakındım. Kan yoktu. İçimden şükürler edip, hala banyodaki küvette olduğum gerçeğini yok sayarak sıcak suyu açtım. Çabuk hastalanan bir yapım olmadığı için sevinmeliydim belki de. Neyse.

Sıcak su kaslarımı gevşetirken çoktan gözlerimi kapatmıştım. Mason' ı görmek iyi hissettirir diye düşünürdüm her zaman. Gittiğinden beri ilk görüşümdü onu. Bir öpücüğün bu kadar etkisinin olması iyi değildi. İlkim değildi o öpücük ama yine de yıkıcı olması bir ilkti. Benim ilklerim Mason' a aitti. Öyle kalması gerekliydi.

TÜKENMİŞ (askida)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin