wrong thought || tododeku

Bölüm 7

Kesinlikle şarkıyla okumalısın! <3

•_Yazar'ın Anlatımıyla_•
Todoroki sinirle odasına çıkmıştı. Bir kere olsun yalnız kalamıyorlardı değil mi? Odasına girdiğinde karşısında Toga'yı görmek beklediği son şey bile değildi. Toga daha Todoroki olayı kavrayamadan elindeki eterli bezi Todoroki'nin burnuna tutmuştu. Kokuyu alan Todoroki bilincini anında kaybetmiş ve Toga'nın kollarına düşmüştü. Toga ağzındaki lolipop yalayarak güldü ve camı kırdıktan sonra cebinden çıkarttığı kağıdı yere bıraktı. Ardından Kurogiri yanına geldi. Toga kendi kendinde mırıldandı.

"Izuku bu kadar ağır değildi, ama neyse! Yine de çok yakışıklı!"

Uzun tırnaklarından biri Todoroki'nin yanağını kanatmıştı. Kurogiri'nin özgünlüğünü kullanarak gelen ikili kaçarken üç kişi olarak dönmüştü...

Izuku odaya girip sakin ve kısık sesiyle konuştu. "Todoroki-kun?"

İçeri girdiğinde yerde kırık cam parçalarıyla karşılaşmıştı. Eğilip yerdeki kağıt parçasını aldı ve okudu. Bacakları bedenini kaldıramadı, dizlerinin üzerine düştü. Cam parçaları ince derinin içine işlerken Midoriya titreyen sesiyle konuştu. "T-Todoroki-kun..."

Midoriya'nın kalbinden bir parça koparmışlardı, ikinci kere... ve Midoriya artık anlıyordu. Bunu anlaması için Todoroki-kun o kadar çok zarar görmüştü ki... Hatırlıyor musunuz? Aynısını en başta Todoroki diyordu, ama Midoriya'nın da yardımıyla atlattı yanlış düşüncesini. Peki Midoriya'nın Todoroki'ye olan aşkı onu bu yanlış düşünceden kurtarabilecek mi? Yoksa bu düşüncenin sebebi başlı başına aşk mıydı?

Perşembe Günü/ 00.00
Midoriya buraya hiçbir şey düşünmeden gelmişti. Zaten bir şey düşünemiyordu ki... Aklında Sadece Todoroki, kalbinde sadece Todoroki... Onu düşünmekten kaçamıyordu. Ondan kaçamıyordu. Bir türlü yeniden kendisini onunla buluyordu. Midoriya içeri girdi. Etrafına bakındı. Todoroki-kun'ı bir sütuna yaslanıp otururken buldu. Todoroki-kun neden ona gitmiyordu? Çünkü gidemiyordu. Vücudundaki çizikler, morluklar ve ezikler buna engel oluyordu. Midoriya onu gördüğünde nutku tutulmuştu. Hareket edemedi, gözünden sadece bir damla aktı. Yanağından ilerledi. Çenesinin altından yere damladı. O ses yankılandı bütün odada. Todoroki zorla gözlerini açtı ve kısık bir sesle kendini zorlayarak konuştu.

"M-Midoriya... Neden buradasın? Tu-tuzak olduğunun farkında değil misin? Çabuk... git..."

Midoriya sesini çıkarmadı. Bir adım attı Todoroki'ye doğru. Sonra bir tane daha ve bir tane daha. Yanına geldiğinde çöktü ve aşık olduğu adamın haline baktı. "Benim yüzümden." dedi içinden. Todoroki'yi ensesinden tuttu ve ona sarıldı. Başını göğsüne yasladı. Öptü, bir daha asla öpmeyecekmiş gibi öptü. Saçlarını okşadı melez gencin. "Çok özür dilerim Todoroki-kun. Merak etme, hepsi geçecek. Bir daha asla bunları yaşamayacaksın."

Midoriya ayağa kalktı. Sütunun arkasından çıkan Shigaraki olmuştu. "Aslında Midoriya, seninle savaşmak için burada değilim. Sadece bir uyarı yaptım. Eğer karşımıza çıkarsan herkese bu olacak. Bunu bilmen için yaptım. Şimdi, kendi yoluma gidiyorum. Yarı ölüyü alabilirsin."

Shigaraki barın koridorlarında kayboldu. Izuku uzatmadı. Şu an sadece Todoroki'yi Şifacı Kız'a götürmek istiyordu. Midoriya sevdiği adamı kucakladı ve gücünü son zerresine kadar kullanarak olabilecek en hızlı şekilde yurda ilerledi. Todoroki endişeliydi. Ama kendisi için değil, sevdiği için endişeliydi. Çünkü o gözleri daha önce görmemişti Todoroki. Bilmiyordu ki, Genç Midoriya'nın bakışları artık hep böyle olacaktı...

***

•_Todoroki_•
O günün ardından bir hafta geçmişti. İki gün boyunca hastane de yatmıştım. Ve biliyor musunuz, bu süre boyunca Midoriya bir kere bir ziyarete gelmemişti. Uyumamış, onu beklemiştim. Yememiş, içmemiş beklemiştim. Ama gelmemişti. İyi bir nedeninin olduğunu hissediyordum. Okula döndüğümde soğuktu. Kimseyle konuşmuyor, sadece derslerine ve çalışmalara odaklanıyordu. Onunla konuşmaya çalıştığımda kısa kesiyor ve işinin olduğunu söyleyerek benden uzaklaşıyordu. Hissediyordum, onu yavaş yavaş kaybediyordum...