Bölüm 9

1.1K 85 74
                                    

Bu şarkı harika, şarkıyla oku lütfen~!

•_Todoroki_•
Sınıfa girdiğimde yeniden Midoriya'nın herkesten önce geldiğini görmüştüm. Momo'ya selam verdikten sonra onun önündeki yerime geçmiş ve çantamı asmıştım. Bir anda duyduğum çarpma sesiyle bakışlarım Midoriya'ya kaymıştı. Hışımla ayağa kalkıp hızlı adımlarla uzaklaştığında istemsizce arkasından ilerlemiştim. Hiç bilmediğim bir koridordaki tek sınıfa girip kapıyı kapadığında camdan içeriyi görebiliyor olmaya şükrettim. Ama ben, ne yapıyordum? Tam gidecekken duyduğum sözler olduğum yerde kaskatı kesilmemi sağlamıştı. "YETER! RAHATIN BIRAKIN BENİ! YETER!" Duyduğum şeyler elimin kapı kulpuna gitmesini sağlamıştı ama kendimi durdurabilmiştim. Midoriya, çok acı çekiyor gibi görünüyordu... Derin bir nefes alıp ayağa kalktığında kapının arkasına geçmiş ve çıkıp sınıfa ilerleyişini izlemiştim. Ders başladığında temsilci olarak bizim seçilmemiz rastgele olmadığı belli bir seçimdi. Bana söylediklerinde haklıydı, kişisel meseleleri bir kenara koymalı ve işimize odaklanmalıydık. O önümden yürürken bende arkasından ilerliyordum yavaşça. Merdivenlerden inerken bir anda durup önceden yaptığı gibi kulaklarını kapamasıyla öne doğru bir adım attım fakat durdum. Beni ilgilendirmiyordu. "LANET OLSUN!" Kulaklarıma dolan ses ile yutkunmakla yetindim. Ona ne oluyordu? Daha iyi hissettiğinde ilerlemeye devam etmişti. Ben ise bir süre bekledikten sonra aramıza mesafe koyarak ilerlemiştim. Düşünmeden edemiyordum. Bir şey oluyordu fakat anlamış değildim. Yurda geldiğimde hızlıca odama geçip ödevlerimi bitirdim ve çantamla Midoriya'nın odasına ilerledim. Kapıya tıklattıktan birkaç saniye sonra açılmıştı.

"Hoş geldin Todoroki."

Evet, artık bana Todoroki diyordu.

"Hoş buldum Midoriya."

Oda da gözlerimi gezdirdiğimde hiçbir şeyin değişmediğini gördüm. Yine All Might'la doluydu. Aklıma onun odasında geçirdiğimiz vakitler gelmişti. Cidden, ona verdiğim tişörte ne olmuştu acaba?

"Ne yapacağız Todoroki?"

"Öğrencilerle başlayabiliriz. Listeye bakarak doğum tarihlerini ve özgünlüklerini yazalım. Ben ilk on kişiyi yazarım sende son on kişiyi. Tamam mı?"

"Tamam Todoroki-kun-"

Todoroki-kun demesiyle beraber yeniden elleriyle kulaklarını kapamıştı. Elimde olmadan endişeyle konuştum.

"Midoriya, iyi misin?!"

"Hayır, lanet olsun! Sus! Sırası değil! Tamam, unuttum! Unuttum! Hayır kendime yalan söylemiyorum. Git başımdan, sadece git."

Sakimleşmemesi üzerine yanına gitmiş ve kollarımın arasına öncesin oranla daha da ufalmış bedeni aldım. "Geçti Midoriya... ben buradayım."

Ne kadar ihtiyacım varmış bu sarılmaya... onu hala sevdiğimi inkar etmiyordum. Fakat kabul de etmiyordum. Aradaydım. Bırakma yolundaydım ama böyle zorlaşıyordu. Midoriya sakinleştiğinde omuzlarından tutarak yüzlerimizi aynı hizaya getirmiştim. Midoriya'nın burnundan akan kırmızı sıvıyla beraber ellerimi çekmiştim. "M-Midoriya, burnun..."

Bir anda eli burnuna gittiğinde hızlıca kalktı ve lavaboya ilerledi. Onda ciddi bir sorun vardı... Geri döndüğünde soğuk gülümsemesini yerleştirdi yeniden yüzüne. "Özür dilerim Todoroki. Devam edelim."

Hiçbir şey olmamış gibi yeniden yere çömeldi ve yanıma oturdu. Sanki içinden bir şeyler tekrar ediyormuş gibi görünüyordu. Neyi unutmaya çalışıyordu? B-Beni mi....? Yani hala seviyor muydu...? O zaman neden bıraksın Todoroki? Sevmiyor işte, zorlama. İç sesim beni sanki üzmeye çalışırken çantamı açtım ve içerisinden listeyi çıkardım. Bilgisayardan beraber yeni bir liste hazırlıyorduk. Ve böyle, sadece listenin bitmesi tahmin ettiğimizden daha uzun sürdü. Zaten bir haftamız olduğundan yarın devam ederiz demiştik. Çantamı alıp kalktım ve kapıya ilerledim. Kapıyı açmadan önce ona döndüm.

"Neden böylesin Midoriya? Hala anlamıyorum. Neden soğuksun herkese?"

Yutkundu sırtı bana dönükken başını biraz bana çevirdi ve yeniden önüne döndü. Sessiz odanın içinde rahatlıkla duyulabilen "şıp" sesinden dolayı ağladığını anlamıştım.

"Sizi çok seviyorum Todoroki-kun...Bu yüzden soğuğum."

Yine yapmıştı yapacağını, kafamı iyice karıştırmıştı.

"Ne zaman kafamdaki soru işaretlerini cevaplayacaksın?"

"Kendine yeni bir sevgili yaptığın zaman."

"Ne?!"

"Evet Todoroki. Beni unutmanı istiyorum. İyi geceler."

Oturduğu yerden kalktı ve yatağına ilerledi. Ben bir süre orada beklemiştim. Neden bunun olmasını istiyordu? Birkaç saniyenin ardından odasından çıktım ve kendi odama ilerledim. Sevgili yapmak zor değildi. Yapyorozu'ya teklif edebilirdim. Ama bu, onun duygularıyla oynamak gibi olmaz mıydı? Neden olsun? Belki gerçekten severdim. Hatta beklemeye hiç tahammülüm yoktu. Odamdan çıktığım gibi kızlar yurduna ilerledim. Yaoyorozu'nun kapısına geldiğinde çaldım ve beklemeye başladım. Kapıyı açıp beni gördüğünde şaşırmış ve yanakları al al olmaya başlamıştı bile. "Evet Todoroki-kun?"

Bana böyle demesi o kadar sinirimi bozuyordu ki bilemezsiniz. Fakat sesimi çıkarmıyordum. İçimde bir hırs vardı. O beni unutmaya çalışıyordu değil mi? O zaman bende onu unutmalı ve sebebini öğrenmeliydim. Kararlıydım, başaracaktım.

"Momo, bana karşı hissettiğin duygulardan haberim var. Ben, atlatmaya çalışıyorum. Yani, bana yardım edebilir misin? Benimle, sevgili olur musun?"

Momo şaşkındı. Bir süre bir şey diyemedi. Kelimeleri seçiyor gibiydi. Aslında, reddedilmeyi pek takmazdım. Dudaklarımda hissettiğim baskı kabul ettiğinin kanıtıydı. Bir süre sonra ayrıldığında istemsizce sola dönmüştüm. Gördüm onu, duvarın kenarında. Bu bana bir şeyi hatırlatmıştı. Ben ne kadar mahvolmuştum gördükten sonra... o da aynısını yaşar mıydı? Göz göze geldiğimizde geri çekilmişti duvarın arkasına. Duyduğum adım sesleri gidiyor olduğunun kanıtıydı. Gözlerimi kabalık etmemek adına Momo'ya çevirdim.

"Tabii ki sana yardım ederim Todoroki-kun. Bu günü ne kadar bekledim bilemezsin."

Dudaklarım, istemiyordu. Bu Midoriya'yla hissettiğim gibi değildi. Yutkundum ve zoraki gülümsedim.

"Şimdilik yatmaya gidiyorum, iyi geceler Momo."

"İyi geceler sevgilim."

Çekinmiyordu. Hızlıydı. Gerçekten de öyleydi. Oysa Midoriya böyle yapamazdı, çekinirdi. Yanakları allaşırdı. Bizim için sevgili bile demeye çekinmişti ve bu, onu çok tatlı yapıyordu. Adımlarım istemsizce Midoriya'nın odasına ilerlemişti. Sadece kapıyı aralayıp birazcık bakacaktım. Kapı kulpunu indirdiğimde açılmamıştı. Ama Midoriya kapısını hiç kitlemezdi ki... adımlarımı odama yönlendirdim. İçeri girip kendimi yatağa attım ve düşünceler arasında yavaşça uykuya daldım.

Bu aralar çok savaş, kaçırılma falan yok ğelvğwovğwlvğ o da olur ama şimdi şu yanlış düşünceleri çözsünler ilk bi değil mi? Diğer bölümde görüşürüz sizi seviyorum meleklerim mWah.

wrong thought || tododekuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin