fragman

329 21 13
                                    




Baekhyun gözlerini açtığında huzura kavuşmak için zihnine çekildiği her sefer kendisini karşılayan boşlukta olmayı beklemişti, Chanyeol'ün kendisine inşa ettiği küçük taş kulübede olmayı değil.


Düşündükçe şaşırmaması gerektiğini anlıyordu. Huzuru aradığı zamanlar asla evi olmamış bir binada, daima avcıları olmuş kişilerin arasında yaşıyordu, gözlerini son kapadığında ise hayatını dönüm noktasından itibaren dolu dolu ve heyecanla, arzuyla yaşamıştı. Bir evi, ailesi, arkadaşları, sevdikleri ve kendisini sevenler vardı.


Bu taş kulübe yeşil çayırlar üstünde, yanından akan derenin şırıltıları arasında huzurunun timsali haline gelmişti.


Gülümsedi ve yürümeye devam etti. Hiçbir zaman ilerlemeyi kesmemişti hayatında, daima kovalanmıştı. Chanyeol'den önce avcılar tarafından, Chanyeol'den sonra akmayı bırakmayan zaman tarafından. Ama şimdi, şimdi oturup dinlenme vaktiydi.


Kapının açıldığını gördü. Chanyeol oradaydı. O yamuk gülümsemesiyle kapı pervazına yaslanmış tek eli kapı kolunda kendisine bakıyor, gözlerinde dolaşan yaramaz pırıltılar gözlerini son kapattığındakinin tıpkısı, kendisini bekliyordu.


Artık ne kendisini kovalayan vardı, ne de kendisinin kovalaması gerekenler. Baekhyun burnunun direği sızlarken fark etti. Bu rahatlık huzurdan geliyordu. Chanyeol oradaydı. Onu son gördüğü anı hatırladı, yerde kendi kanından oluşan havuzun ortasında, Baekhyun'un kolları arasında, son nefeslerini solurken. Baekhyun artık kavrayabiliyordu. Huzura kavuşmuştu. Her şeyi başarmış, Chanyeol'üne kavuşmuştu.


Koştu, evinin patikasına giden yolu takip etti. Sonunda Chanyeol'ü bekliyordu, onun Chanyeol'ü.


Ona vardığında kollarını anında boynuna sarmış, belini kavrayan kollarla havada asılı kalmıştı. Yüzünü Chanyeol'ünün boynuna gömdüğü yerden çıkarıp kendisini yere indiren alfanın yanaklarını kavradı. Dudakları birbirine yaslandığında hayatları boyunca en yumuşak öpücüklerinde bile eksik olmayan alev alev arzu o an için yoktu. Saf bir aşk, sevgi, yumuşaklık, sevdaydı o anda hissettikleri. Yeryüzüne ait insani duygular o an bedeni arzulardan çok uzak ruhları için uzaktı.


"Bu sefer sen geç kaldın."


"Bu sefer de benim işlerim yoğundu."


Chanyeol başını arkaya atarak kahkaha attığında Baekhyun ağlamak istedi. Mümkün değildi. Onların karşısında artık sadece gülücükler ve sevda ve neşeyle dolu bir sonsuzluk vardı. Kovalanmıyorlardı. Ama yine de Baekhyun çok özlemişti, manzarayı içine çekmekten kendisini alamadı.


"Ah, hayır bir tanem, ben hiçbir zaman senin için aşırı yoğun değildim. Ve hiçbir zaman senin kadar yoğun olmadım.""Ne önemi var? Artık sonsuzuz, iki yerde de. sonunda arkamda bıraktım yeryüzünü, sadece sensin bundan sonra."

***

A/N:

Selam, baş belanız geldi cınım 🙃🙃

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Selam, baş belanız geldi cınım 🙃🙃

Ehehe ben buradan kopamam herhalde, elit ortamlara geçelim dedim ama ao3 de çok elit kaçtı galiba bana uymuyor: SATIR ARASI YORUM YOK BEN O KADAR YAZARKEN KENDİMDEN GEÇİYORUM YOK YANİ BENİMLE HYPE UP OLUP YERİNDE ZIPLAYANLARI GÖREMİYORUM AĞLİYCAKTIM ŞU DEPRESYONİK DÖNEMİMDE ben de mutlu olayım diye önceden yazdıklarımı editleyip buraya atim da beni mutlu edin diye paylaşmaya karar verdim

Eğer wattpad yazılımcıları çalışanları falan da benim kadar petty ise şu an ooooh canıma da deysin tükürdüğünü yaladın diye bağırıyorlardır ama büyük ihtimalle haberleri dahi yoktur neyse bu da benim acınası toksik kişiliğim napalım

pls mutlu edin beni satır arası yorumlar ve hype up olmuş okuyucular istiyorum çebal

ateşle oynamakHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin