A/N: ksoo'ya karşı sempati mi antipati mi besliyorum hala çözemedim... açıkçası ksoo'nun yerine ksoo'yu koyduğum için pişmanım... ama ksoo da chanayeol'ün yanına çok güzel yakışıyo yani anlık gafletime denk geldi baek de yani anca böyle güzelinden kıskanır gibi o anki kafa yapımla şeyettim... uğff pişmanım
neyse soo'nun rolüne küfredebiliriz soo'ya değil diyelim en azından... olay kapansın mı? kapansın.
***
Jongin kahvaltı tepsisini Chanyeol'ün mutfağına bıraktıktan sonra yanına geçtiği Joonmyeon'un anlattıklarını dinlemeye mecbur kalmıştı. Şifacı dur durak bilmeden saçma sapan, kesinlikle Jongin'in umursamadığı şeyler anlatıp durmuştu. Jongin hangi bitkinin neye yaradığını bilmek hiç istemiyordu zira. Ama Joonmyeon'un söylememesi gereken şeyleri bildiği ve ağzından kaçırmak üzere hissettiği zamanlarda çenesini ezbere bildiği şeyleri defalarca tekrar etmek için açtığını, böylelikle ağzından laf kaçırabileceği insanları bezdirip yanından göndermek gibi bir mekanizması olduğunu biliyordu ve o sakladığı baklayı öğrenmek için can atıyordu.
Joonmyeon'un üstündeki hali çözdüğünden beri beta kurt ne kadar çok bitkinin özelliklerini sayarsa saysın şifacının peşini bırakmayan Jongin, Joonmyeon'un kendisini bezdirme planını suya düşürmek ve Joonmyeon'u bezdirmek konusunda kararlı adımlarla ilerliyordu.
Joonmyeon ısırgan otunun özelliklerini üçüncüye saymaya başladığında Jongin gönderildiği beşinci kuryeliğini de tamamlayıp şifahaneye dönmüştü. Sabahın erken saatlerini geride bırakmışlardı ve güneş bulutların arasından kurtulalı biraz oluyordu. Jongin o sırada kendisini tutamayarak güldü.
Başını kaşıyarak dayandığı ilaç dolabının yüzeyinde gezdirdi gözlerini. "Joonmyeon hyung," Jongin şifacıya döndüğünde ve betanın gerilip yutkunduktan sonra kendisine döndüğünü, yüzündeki zorlama sırıtışı gördüğünde sinsice sırıttı. Tek kaşını kaldırarak konuştu. "Bence yeter."
Tekrar yutkunan ve bu seferki daha sesli olan Joonmyeon eğer kapı açılıp içeri Baekhyun ve arkasından sürü alfası girmeseydi her şeyi döküleceğini biliyordu. Kai değildi belki de ama Jongin eğer takarsa çok pis takan tiplerdendi ve inadı bir kaya kadar sağlamdı. Joonmyeon alfa sabah şifahaneye geldiğinde gerilip Jongin'den kaçındığı için kafasını duvarlara vuruyordu.
Jongin'e bakarken aptalca açtığı ağzını hızla kapatıp kocaman gülümsedi ve acayip bir gülümseme ile Baekhyun'a hızla döndü Joonmyeon. "Ah! Geldiniz! Endişeleniyordum ben de tam!"
Hızla Baekhyun'a ilerleyip küçüğün koluna hamle yaptığında gerileyen ve Alfa'ya çarpan gümüş kurt Joonmyeon'u duraksattı. Öyle ki yüzündeki acayip gülümseme de solmuştu.
Jongin arkada dikleşip gelenleri dikkatle izledi. Sabahki küçük kurt üstündeki paspal kıyafetlerden kurtulduğunda güzelliği ortaya çıkmıştı. Küçük bedeni Chanyeol'ün gömleği içinde kaybolmuştu. Gri saçları üstündeki beyaz temalı kıyafetlerde parlıyordu. Chanyeol'ün bedenine yaklaştığında iyice küçük kalmıştı üstelik. Jongin Chanyeol'ün Baekhyun ürküp kendisine çarptığında hızla çocuğu tutuşuna kaşlarını çatarak baktı.
Sadece sürüsü olarak kalacak gibi durmuyordu gelen küçük kurt. Chanyeol doğru olanı yapacak...
Jongin sinsi sırıtışını tekrar dudaklarına oturttu.
Chanyeol'ün dokunuşuna başta sesini çıkartmayan küçük kurt Chanyeol'ün ateşe değmiş gibi kendisini çektiği anda kendisi de kaçmıştı Sürü Alfası'ndan. Jongin, pek yakın değil, ama yolun sonu belli canım, dedi kendi kendine.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ateşle oynamak
Fanfiction"Bu sefer sen geç kaldın." "Bu sefer de benim işlerim yoğundu."