üç

100 16 25
                                    

A/N: yarabbim baek ilk zamanlarda nasıl sevimli nasıl uysalll ağlicam bebişim çok özledim ben senin bu masum hallerini içten pazarlıklı yosma seni 😭😭😭 şimdi canı sıkıldı ya da ters baktı diye elaleme savaş açma kararı alıyo kendi kendine yaaa keşke ilk zamanlara dönsen ben o aralar seni kontrol edebiliyodum... ya da dönme ya canım bebişim bitanemin canı çok yanıyodu buralarda no no no istemiyorum fikrim değişti.... 

neyseeee... canınız isterse yazın birlikte bizim sevimli ve tamamen kendi halinde zararsız kyungsoo'muz baekin ensesindeki tüyleri ürpertti diye sövmeye başlayalım

pek adil değil ama baekhyun özgüven problemleri olan ve cchanyeol'e sülük gibi yapışan bi çocuk sorgulamıyoruz cınım onu da böyle sevicez napalım

***

Baekhyun kendisini kulübeye getiren Joonmyeon'un hayret dolu bakışlarla kapıda dikilip kendisi Chanyeol'ün verdiği anahtarla kapıyı açarken beklemesini anlamlandıramadı. Şifacı, kendisi kapıyı açtığında ve içeri girdiğinde başını uzatarak içeri bakmaya çabaladığında ise belli etmekten bile çekinmeyerek yadırgayan bakışlarını Joonmyeon'a doğrulttu.

"Joonmyeon-ssi?"

Ayak ucuna kalkıp başını uzatarak giriş koridorunun ucunu görmeye çabalamakta olan beta, Baekhyun'un seslenişi ile hemen tabanlarının üstüne düştü ve zorlama bir gülücükle Baekhyun'a baktı. "Ha? Ahaha. Immmm..." Joonmyeon bahane uydurmaya çabalarken Baekhyun da hala yadırgayan bakışlarını ona bahşediyordu. "Şey... İyi geceler?"

Joonmyeon'un yakışıklı suratını garip hallere sokan zorlama gülücükle bahane bulamayarak söylediği son söz Baekhyun'un başını sallaması ve "Bence de iyi geceler." diyerek hızla uzaklaşan adamın arkasından kapıyı kapatması ile sonuçlandı. Arkasına dönen Baekhyun çökmüş gece karanlığı arasında yolunu bulmak için yavaş adımlarla dikkatlice yürüdü.

Kapı kapandığında içerisi tamamen karanlığa gömülmüştü. Perdeler pencereleri örtmüştü, Baekhyun koyu renk perdeler tarafından engellenen gece ışığının yoksunluğundan dolayı koridordaki yüksek sehpanın üzerinden bir mum almak zorunda kaldı. Duvara yaslanmış beyaz yüksek sehpa karanlıkta dahi rengini belli ediyor ve üzerindeki cisimlerin yerlerini görünür kılıyordu. Bu sayede üstündeki kâsenin içinde bir kutu kibrit buldu Baekhyun ve mumunu yaktı.

Kolunu öne uzatarak önündeki cisimlere baktı Baekhyun. Mumun kızıl ışığında tahtalar daha koyu görünüyordu sanki. Yerde koridor boyunca devam eden, ortalanmış ve mumun ışığında biraz daha turuncumsu duran ya kırmızı ya da pas kahverengisi bir halı vardı. Baekhyun duvarlara baktı. Çoğunlukla boşlardı ama bunun salona girdiğinde uzun koltukların kenarlarında duran sehpalara yerleştirilmiş çerçeveler, koridor tarafında kalan duvara dayalı şifonyerin üstüne bırakılmış süs eşyaları ve iki tane fotoğraf çerçevesi ile giderildiğini gördü Baekhyun.

Kendi evleri böyle değildi. Asla sessiz olmaz, içindeki ışık asla sönmezdi. Babası evdeyse ve uyumuyorsa mutlaka salonda olurdu. Annesi çoğunlukla mutfakta iken bazen babasının isteklerini yerine getirmek için salona gelir giderdi. Abileri bahçede olurdular ve sabahı edene kadar içip muhabbet ederlerdi. Beta kız kardeşi ve ailenin en büyük çocuğu, babasının ilk eşinden olan alfa ablası evde çok gözükmezdi. Eğer gelirlerse odalarında olurlardı, gelmezlerse de önemsenmezdi. Ailesinin tek omega çocuğu olmak Baekhyun'un utanç duyduğu bir konuydu. Çünkü ona utanç duyması gerektiği empoze edilmişti.

Bu düşüncelerden kurtulup o cehennemde olmadığını, artık oraya dönmesine gerek olmadığını fısıldadı kendi kendine. Kurtulmuştu.

Nerede yatacağını Chanyeol ona söylemişti ama Baekhyun sürü alfasının ölmüş abisinin odasında uyumak konusunda tereddütlüydü. Chanyeol her ne kadar sorun olmadığını, abisinin aslında hiç orada kalmadığını söylese de Baekhyun sanki bir hatırayı rahatsız ediyor ve kendisini sürüsünde barındırıp hayatta tutan adama daha çok yük oluyormuş gibi hissetmekten alamıyordu.

ateşle oynamakHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin