A/N: bu biraz diğerlerine kıysala kısa olabilir sorgulamayın bence boşverin :D ehe
***
Chanyeol gerçekleşecek yaşlılarla toplantısında görmeyi beklemese de Bayan Kang'ı, Bay Kim'den onun gelmeyeceği haberini aldığında şaşırmadan edememişti. Sonunda korkmayı öğrendi demek, diye düşündü. Bu üç alfa ve dört ölüm aldı, ama sonunda öğrendi. O günü de Bay Kim'in sürekli huysuzlanışını, Bay ve Bayan Song'un gelmek üzere olan kavga ya da düğünle alakalı tavsiyelerini dinleyerek, yüz ifadelerini inceleyerek ve onların ardından gün içerisinde eline ulaşmış tutanakları ve gerçekleşmiş toplantıların kayıtlarını gözden geçirerek bitirdi.
Artık tek yapmak istediği evine gitmek ve iyi bir uyku çekmek haline gelmişken ancak Alfa kulübesinden çıkabildi.
Evine giden yolda ilerlerken Byunları hala misafir eden evin kapısında toplanmış grubu gördü. Geçerken selam verdiği gençler ve başlarında olan orta yaşlarında bir alfa topluca başlarını eğdiğinde Chanyeol kendisini gülümsemeye zorladı ve tanıdık gelen bir çocuğun omzunu okşadıktan sonra yoluna devam etti.
Byunları ağırlayan Bae ailesiyle de konuşması gerekiyordu. Ertesi gün için aklına not düştü. Onlara yaptıkları fedakârlıktan dolayı memnun olduğunu belli etmesi gerekiyordu. Yaptıklarının karşılıksız olduğunu, omegalarını ve kızlarını boş yere tehlikeye sokup o kurtların yanında tuttuklarını düşünmeye başlarlarsa bu Chanyeol'ün yararına olmazdı.
Bazı saniyelerde tamamen boş olan ve bazı saniyelerde de doluluğu yüzünden başını ağrıtan aklıyla yürüdü Chanyeol.
Evde yürüyen ve vakit geçiren, Jongdae ve Sehun ile olması gerektiği gibi, gençliğini yaşayan bir omega gibi gülen ve neşeyle konuşan Baekhyun'un hayali, dudaklarını içten bir gülümseme için gerdi. Eve giden ayakları hızlandı ve Baekhyun'un seslerini duyacak mesafeye girdiğinde rahatlamayla iç çekti.
Ailesinin hayaletleri ile dolup taşan evde kendisine geçmişin hayaletlerinden uzak bir hayat kurmaya başlamış çocuğun koşuşturuşu, Jongdae'ye mızmızlanıp bak yosun çorbası sevdiğine eminsin değil mi diye direten Baekhyun Chanyeol'ün gülümsemesini genişletti. Jongdae'den duyduğu evet, ay Allah aşkına Baekhyun merhamet et, kaç kere aynı soruya aynı cevabı verdireceksin bana? Evet! yakınışıyla güldü.
Eve varmak için daha bir acele etti. Kendi çitlerinin önüne geldiğinde, Baekhyun'un sesini duyabiliyordu. Geldi mi? Geldi değil mi? Jongdae, geldi! Allahım ne yapacağım ben!, çığırışıyla kıkırdadı. "Sadece sakin ol."
Cevabı duyulduğu anda yükselen koşar adım sesleri Chanyeol uzun bacaklarıyla bile kapıya yeni varmışken kapının önünde durdu ve Chanyeol tıklamak için elini bile kaldıramadan kapısı açıldı. Baekhyun'un içeride utançtan kıpkırmızı olduğunu fısıldadıktan sonra Jongdae Baekhyun'un yeni bir tiradına daha maruz kalmamak için koşarak uzaklaştı. "Alfa Chanyeol, yalvarırım ona başımın etini yememesini öğütle. Karşı taraf için çok acı verici bir eylemmiş, dersimi aldım lütfen onu dizginle!"
Baekhyun içeriden "Jongdae!" diye çığlık atarken Chanyeol gülüyordu. "Minseok sensizlikten çıldırmak üzeredir Jongdae, git sen artık."
Çitlerin dışında bekleyen, Baekhyun'un herhangi bir görüntüsüne karşılık koşmaya başlamak için hazır Jongdae el salladı ve suratındaki sırıtışla uzaklaştı. Chanyeol o sırıtışın kendisine mi yoksa mutfağın ön bahçeye bakan camına çıkmış Baekhyun'a mı olduğuna karar veremedi.
Evine girdi ve rahatlamayla nefes aldı. Ayakkabılarını çıkarıp kaldırdı ve koridorda ilerledi. Mutfağın kapısında bekleyen ve alt dudağını ısırmış bir şekilde parmaklarıyla oynayan, kendisine çekingen bakışlar atan Baekhyun'a kaşlarını kaldırdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ateşle oynamak
Fanfiction"Bu sefer sen geç kaldın." "Bu sefer de benim işlerim yoğundu."