BÖLÜM 15 •Özür•

40K 1.3K 806
                                    

Victor bana hala sarılıyorken ne tepki vereceğimi bilemedim. Söylediği sözler bir anda sindirilecek bir şey değildi. Kalbim son sözleri ile gümbür gümbür içeride delirirken bunu ne kadar uzun zamandır beklediğimi fark ettim. Victor'u istiyordum. Amma velakin o bana önemsizmişim gibi davranıp duruyordu. Şimdi ise karşıma geçmiş çok öncesinden duymak istediğim sözleri şimdi söylüyordu. Tam ben vazgeçmeye meyilli iken...

Ama bu sefer ona izin vermeyecektim. Ben kendisinin istediği zaman gelip, istediği zaman gidecek bir kız değildim. Bunu anlamasının zamanı gelmişti artık.

Ellerine uzanıp beni sardığı kollarını bedenimden çözerken yüzümü yavaşça ona döndüm. Gözleri...ah gözlerinde ilk defa bu kadar duygu barındırıyordu. O kadar çoktu ki hangisi hangisi olduğunu anlayamıyordum.

Zümrüt yeşili gözleri bana beklenti dolu bakışlar yollarken cümlelerimi seçerken yutkundum. Tam arkasında Conner durmuş bize bakıyordu. Gözlerim bir anlığına onun gözlerine kayarken bize daha doğrusu bana öyle bir bakıyordu ki sanki gözleriyle bir şeyler anlatmak istiyor da ben anlamıyordum. Conner'ın gözleri de parlıyordu, o da vereceğim cevabı merakla bekliyordu. Daha fazla onun gözüne bakamadım.

''Victor.'' dedi bir kadın sesi. Ben sesin sahibine bakarken Victor gözlerini bir an olsun benden ayırmıyordu.

Restaurantta ki kadın dışarı çıkmış bize burada neler döndüğünü soran bakışlar atıyordu. Victor'un ona bakmadığını görünce bakışlarını bana çevirdi. Göz göze geldik.

Daha demin yanında oturan, birlikte kahkahlar attığı adam şimdi bir başkasının karşısında duruyor, ona bakıyordu.

Victor bana resmi çerçeve içinde görüşmek istemediğini söylüyordu ama bir başkasıyla yemeğe çıkıyordu. Üstelik bu da yetmiyormuş gibi kızı yemekte bırakıp yanıma geliyordu.

Bakışlarımı kızdan ayırıp karşımda devasa boyuttaki adama baktım. Dudakları aralanmış, gözleri kısılmıştı. Tekrar restauranta ki kıza baktım. Onun yerinde ben olsaydım nasıl hissederdim? Hoşlandığım adam beni bırakıp bir başka kıza gitse mesela...

Ah Bay Kalpkıran, daha ne kadar kızın sevgilerini hiçe sayıp kalplerini kırmaya devam edeceksiniz?

Geriye doğru iki iç adım atarken Victor'un gözlerinin içine bakarak ''Özür dilerim, ama ben artık seninle görüşmek istemiyorum. '' dediğimde gözlerindeki yıkımın daha da hızlanmasını sağlayacak cümlelerim dudağımı ısırmama sebep oldu. ''Ne normal hayatta, ne de bir çerçeve içinde..''

Gözlerim gözlerindeki yıkıma şahit olurken daha fazla bakamadım. Bakışlarımı ondan çevirdiğimde Victor'un arkasında duran Conner'ın bakışlarına kaydı. Onun bakışlarında rahatlamış olmanın verdiği saf iz besbelli okunuyordu.

Victor boğazını temizleyip konuştuğunda ona bakamadım. ''Neden? Neden bir anda vazgeçtin?''

''Her şeyin bir nedeni olmak zorunda değil Victor. Bazen sadece öyle karar alman gerekir ve alırsın. '' dedim çenesine bakıp. Çünkü Tanrı da biliyordu ki zümrüt yeşili gözlerinin içine bakacak gücü kendimde bulamıyordum.

''Bu piç yüzünden mi?'' dedi biraz sesini yükseltip işaret parmağıyla Conner'ı gösterirken. Conner'a ikinci defa piç demesi sinirlerimi bozuyordu. suçun kendisinde olduğunu göremeyecek kadar nasıl aptal olabiliyordu ki bir insan?

Kaşlarımı çatıp ''Ona piç demeyi kes.'' dedim.

''Yoksa?''

Cevap vermeden kaşlarım çatılı beklediğimi görünce sorusunu yineledi.

BENİM KÜÇÜK KADINIM (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin