KTK-8

20 7 3
                                    

"Bir güldü gezegen mavileşti 🌍"

8.BÖLÜM (GÜLMESİ)

Bu sefer uyandığım saatten daha erken uyanmıştım bu sıra biraz erken yattığım için erken kalkıyordum bugün biraz evde takılacaktım akşam üzeri gibi dışarı çıkacağım bakalım akşam Kore nasıl oluyor.

Yatağımda biraz daha yattım Koreye geleli 1 hafta oluyordu, vay be zaman ne çabuk geçiyordu bir bakmışsın Okulum bitmiş Türkiyeye geri dönüyorum.

Hemen papatyalı yatağımdan kalktım ve üzerimi düzelttim, yatak çarşafını, yastık kılıfı ve yorgan kılıfını çıkarmaya başladım, çıkardıktan sonra hepsini kucaklayıp banyoya gittim çamaşır makinesinin kapağını açıp içine attım, çamaşır makinesi benim değildi evin için deki kendi özel eşyalarım hariç diğerleri ben geldiğim de ev de vardı.

Elimle yüzümü soğuk suyla yıkıyordum soğuk suyun etkisiyle biraz üşüyordum ama nedense soğuk suyla yüzümü yıkamak hoşuma gitmişti deliriyorum herhalde diyerek güldüm, demir askılıkta ki beyaz havluyu alıp yüzümü kuruladım. Ardından içeriye gidip çalışma masasının altında ki küçük sepeti çıkardım için de Seoul de gezerken dağıttıkları maskeler vardı toplam da 6 tane vardı tekini aldım ve üzerin deki yazanları okumaya başladım.

Sivilce ve gözenek küçültücü maskesiymiş geri lavaboya dönüp nasıl kullanılacağını okuyordum, ilk nemli yüzümüze uygulayıp kuruyana kadar yani yaklaşık 10-15 dakika bekleyecekmişim, yüzümü biraz suyla ıslattım ve maske paketini açtım, dikkatli şekilde yüzüme yapıştırdım bir de hava almaması için yüzümün her yerine elimle masaj yaparak bastırdım.

Geri içeriye gittim kendime büyük bir bardakta filtre kahve yapmak için su ısıtıcısına su koydum, bardak dolabından büyük geniş siyah bir kupa aldım ve tezgaha koydum kahveyi de ilk çekmeceli dolaptan aldım ve ağzını açtım siyah geniş büyük bardağa 1 2 kaşık filtre kahvemi koydum üzerine de kaynayan suyu koydum, kahvemle beraber dışarı balkona çıktım.

O dekore ettiğim köşeye geçip oturdum masanın üzerin de ki kitabımı Sabahattin Ali'nin İçimizde ki Şeytan romanını aldım ve okumaya başladım, kitap okumayı çok seviyorum buraya gelirken 7 8 tane Türk edebiyat romanlarını da getirmiştim, kitaplarım biterse Türkiyeye gidince bir daha alacaktım.

10 sayfa okuyup kitabı geri yerine koydum, içeriye gidip banyoya girdim ve yüzümde ki maskeyi yavaş yavaş çıkardım ardından suyla yıkadım ve demir askılıkta ki havluyu yine alıp yüzümü kuruladım. Elimle yüzüme dokundum o kadar yumuşaktı ki hamur gibiydi, yüzüm iyice nemlensin diye zeytinyağlı nemlendirici sürdüm ve banyodan çıktım.

Canım hiç bir şey yemek istemiyordu ama yemem gerekiyordu, küçük bir ekmeğe yanımda getirdiğim salçayı sürdüm ve bir kenara oturup ekmeği yiyordum. Küçüklüğümden beri salçalı ekmeği çok severdim bir de üzerine nane ekeceksin o zaman daha güzel oluyor.

Ekmeğimi bitirdikten sonra banyoya yeniden gittim iki bez ve cam sil tarzı spreyi aldım, masamın önün de ki camı silecektim, masayı biraz kenara çektim ve camın önüne geçtim spreyi cama sıkıp bezle iyice köşelerine kadar sildim biraz ıslak kaldığı için ayrı kuru temiz bir bezle de üzerinden geçtim sonra banyoda ki küçük camı silmeye gittim ona da aynısını yaptım ilk spreyi sıktım ardından bezle sildim en son ıslaklığını iyice almak için temiz bezle bir daha sildim.

Kore deki TÜRK kızıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin