sixth month

1.5K 126 99
                                    

Bundan sonraki bölüm cuma günü gelecek, tabii sabredebilirsem. Bölüm yarın gelmeyecek çünkü, hem okunma, oy ve yorum çok az -normalde bu değerler umurumda olmaz ama hikaye eski okuyucu kitlesini kaybetti- hem çok hızlı bölüm yayınlayıp hemen final yapmak istemiyorum, hem de bunu yazmak çok eğlenceli, bitmesini istemem. Bu bölüm en az üçüncü ay kadar uzun, hatta en az onun kadar.

Dean, uykusunda Castiel'e sarılmak için ona doğru döndü ancak meleğe sarılamadı. Aralarındaki engeli görmek için gözlerini açtığında mavi irisleri şaşkınlıkla büyüdü. Castiel'in karnı bu kadar büyümüş müydü gerçekten!? Dean, onun artık her zamanki kıyafetlerini giyemeyeceğini düşündü, meleğe giyecek bir şeyler almalıydı. 

Onu uyandırmamaya çalışarak yataktan kalktı. Saat sabah sekiz civarındaydı, kahvaltıyı hazırlayabilir ve Castiel'i uyandırabilirdi. Bunu bir an düşünse de onu uyandırmaktan vazgeçti, şu bir aydır melek bebeklerinin tekmeleri yüzünden uyuyamamıştı. Onun uyanmasını bekleyebileceğini düşünerek mutfağa ilerledi. Kahvaltıyı hazırladıktan sonra Castiel'in uyanmasını beklemek için masanın yanındaki sandalyelerden birine oturdu. 

Birkaç dakika kadar sonra Castiel'in kendisine seslendiğini duyduğunda odalarına gitti. Meleğin yatakta ağladığını gördüğünde kaşlarını çattı. 'Cass, neden ağlıyorsun?' Castiel, başını eğdi. Dean onun neden yataktan kalkmadığını düşündü. 'Cass, sabah oldu. Neden kalkmıyorsun?' Castiel'in ağlaması şiddetlendiğinde Dean, hızla yanına gitti. Sırtına elini koyduğunda melek irkildi ve Dean'a baktı. 'Kalkamıyorum.' Dean, kaşlarını çattı. 'Nasıl yani?' Castiel altı aydır oldukça büyüyen karnına baktı. Avcı gözlerinde anlayışlı bir parıltıyla meleğe döndü. 

'Cass, bunun için ağlamana gerek yok. Yardım istemen yeterliydi.' Castiel, başını eğdi. Normalde yapabildiği şeyleri yapmak için yardım almak zorunda kalacak olmak onu kırmıştı. 'Bilmiyorum, sadece...yapabilirim sanmıştım.' Dean, elini yavaşça Castiel'in karnına koyduğunda melek şaşkınlıkla ona baktı. 

'D-Dean, ne yapıyorsun!?' Dean, güldü. 'Babanı yorma tamam mı?' Castiel, anlamamış bir şekilde kaşlarını çattı, Dean kiminle konuşuyordu!? Melek, onun kiminle konuştuğunu anladığında tekrar ağlamaya başladı. Dean, bunu fark etmeden konuşmaya devam etti. 'O seni çok seviyor, bende seni çok seviyorum.' Sonra elini Castiel'in karnından çekmeden başını kaldırdı ve onun ağladığını gördü. 

'Castiel, neden ağlıyorsun?' Melek bir şey yok dercesine elini salladı. Dean tek eliyle onun gözlerini sildi. 'Sana kalkmanda yardım etmemi ister misin Cass?' Castiel gülümsedi. 'Aslında iyi olur.' Avcı elini onun karnından çekti ve kalkmasına yardım etti. 

                                                                                            *** 

'Cass, doktora gitmek ister misin?' Castiel, Dean'ın sesiyle başını kaldırıp ona baktı. 'Sanırım onu ihmal ettik. Evet, doktora gitmek istiyorum.' Avcı başını salladı. 'Ama önce sana giyecek bir şeyler almalıyız ha?' Castiel, karnına baktı. 'Tamam, bende geleceğim.' Dean, dışarıda ona bir zarar gelebileceğini, en azından insanların garip bakışlarının onu üzeceğini düşündü. Tam ona gelemeyeceğini söyleyecekken Castiel kalktı ve elinde trençkotuyla geri döndü. 

O trençkotu giyerken Dean, ona nasıl söyleyebileceğini düşündü. 'Cass, benimle gelemezsin.' Meleğin hafifçe hıçkırdığını duyduğunda söylediği yüzünden ağlayacağını sandı. Ama Castiel'e baktığında onun ağlama nedenini gördü. Melek, karnı yüzünden ilikleyemediği trençkota bakıyordu. Gözyaşları yanaklarından süzüldüğünde avcı sandalyesinden kalkıp onun yanına gitti. 

Nine Month //: DestielHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin