eighth month

1.4K 118 76
                                    

Merhaba :D Bu bölümü yaklaşık üç saattir yazıyorum ve çok tatlı oldu :D Haftaya bölüm yayınlayamayacağım :( 

Castiel, koltukta oturmuş televizyon izlerken yediği tekmeleri görmezden gelmeye çalışıyordu. Sekizinci ayındaydı ve sanırım karnı daha fazla büyüyemezdi. Bir sonraki tekmenin şiddetiyle Castiel acıyla inledi ve yanında oturan Dean hızla ona baktı. 'Ne oldu Cass?' Castiel karnına baktı, iç çekti. 'Tekmeleniyorum.'

Dean hafifçe gülümsedi. 'İstersen şarkı söyleyebilirim. Tabii yararı olur mu bilmiyorum ama-' Castiel'in delici bakışlarını görünce sustu. Melek onun irkildiğini görünce bakışlarını yumuşattı. 'Aslında söyleyebilirsin. Denemeye değer sanırım.' Dean, aklına gelen ilk şarkıyı mırıldanmaya başladığında Castiel kaşlarını çattı. 

'Ne kadar uzak olsak ta çok yakınız

Daha yürekten olamazdım

Daima kim olduğumuza güveniyorum

Ve başka hiçbir şey önemli değil' 

Castiel, tekmeler durduğunda şaşkınlıkla gözlerini büyüttü. Dean söylemeyi bıraktı ve ona baktı. 'Evet Cass?' Castiel, şaşkın bir gülümsemeyle ona baktı. 'Tekmelemiyor, o..durdu.' Dean gülümsedi. 'Kızım, babasının sesini tanıyor ha?' Castiel gözleri dolarken sıkıntıyla nefes aldı. 'Dean, ağlamak istemiyorum ama bu kadar duygusal konuşursan kendimi tutamayacağım.' Avcı kollarını açtı. 

'Gel buraya.' Birbirlerine sarılırken, geri çekilen Castiel oldu. 'Dean...' Dean onun kızarmasını izledi. 'Ne oldu Cass?' Hamileliğinin getirdikleri arasında Castiel en çok aşermekten nefret ediyordu. Dean'dan bir şeyler istemek ve onu yormak zorunda kalmak meleği üzüyordu. Dean, onun aşerdiğini ama utandığını anlamıştı, meleğin elini tuttu ve gözlerine baktı. 'Cass, beni üzmek istemezsin değil mi?' Cass, başını salladı. 

'O zaman utanma Cass. Kendimi kötü hissediyorum.' Melek başını eğdi. 'Üzgünüm Dean, sadece eskiden böyle değildim ve bu biraz garip geliyor.' Dean gülümsedi ve ellerini Castiel'in karnına koydu. 'Bir şey söyleyeyim mi Cass? Ne kadar güçlü olduğunu biliyorum ama şimdi savunmasızsın ve ben sizi korumam gerektiğini hissediyorum. Biliyoum, ben pekte iyi biri değilim ama iyi bir baba olmaya çalışacağım.' Castiel, hıçkırarak ağlamaya başladığında Dean telaşla onun gözyaşlarını sildi. 'Cass, neden ağlıyorsun ki?' Melek hıçkırıklarının arasından cevap verdi. 'Sana söylemiştim, duygusal konuşmalar...' 

Avcı anlayışla güldü. 'Üzgünüm Cass.' Castiel gözyaşları dinerken gülümsedi. 'Şey, istediğim şeyi söylemek gerekirse...' Dean'ın uyarıcı bakışlarıyla karşılaştığında pes etti. 'Tamam, tamam! Sadece tavuk çorbası istemiştim.' Dean'ın ağzı şaşkınlıkla aralandı. 'Cass... Ben tavuk çorbası yapmayı bilmiyorum.' Meleğin yüzü düşerken hızla durumu toparladı. 'Ama getirebilirim. Olur mu?' Castiel başını salladı. 

                                                                                          ***

Dean dönmüştü ve iki kase tavuk çorbası getirmişti. Çorbalarını bitirmiş, televizyon izliyorlardı. Kapının kilidinden gelen anahtar sesiyle ikiside kapıya döndü. Kim gelmiş olabilirdi ki!? Daha doğrusu başka kimde anahtar vardı ki!? 

İçeri Sam girdiğinde ikisi de şaşkınlıkla ona baktılar, Sam uzun süredir avdaydı ve...Ah ona haber vermeyi unutmuşlardı. Sam, şaşkın ikiliye gülümsedi. 'Ben geldi-' Castiel'i görünce yüzünde tanımlanamaz bir ifade belirdi. 'Cass! Sana ne oldu böyle!?' Dean bir açıklama yapmak ayağa kalkacakken Castiel bir elini beline koydu ve zorlukla kalkarken gülümsedi. 'Ben...biraz hamileyim diyelim.' 

Dean ve Castiel, Sam'in bayılmasını, ona söylemedikleri için bağırıp çağırmasını bekliyorlardı; Castiel'e sıkıca sarılmasını değil. Sam, geri çekildiğinde Dean ve Castiel'in şaşkın bakışlarıyla karşılaştı. Dean, Castiel'den önce kendine geldi. 'Sana haber vermediğimiz için bağırıp çağırmayacak mısın?' Sam başını iki yana salladı. 'Amca oluyorum!' Castiel, hala kendine gelememişken Dean gülümsedi. 'Yaklaşık bir ay sonra.' Sam hızla Dean'a baktı. 'Sekiz ay oldu ve bana haber vermediniz mi!?' 

Castiel, sonunda kendine geldi. 'Üzgünüm Sam. Sana haber vermeliydik.' Sam gülümsedi. 'Şey, artık önemli değil. Yeğenim nasıl?' Castiel bir elini karnına koydu. 'O iyi, sadece bazen fazla sert tekmeliyor.' Sam, Dean'a bakarak güldü. 'Korkarım babasına çekecek.' Dean, onun söylediğini anladığında kaşlarını çattı. 'Hey! Ben senden büyüğüm.' Castiel, Dean'a bakarak gülümsedi. 'Bunu kabul etmelisin Dean.' 

Dean, gülerek pes etti. 'Tamam, bazen aptalca şeyler yapabiliyorum.' Sam ve Castiel kendisine baktığında başını eğdi. 'Tamam, siz kazandınız. Her zaman aptalca şeyler yapıyorum.' Bir süre durakladı ve hızla başını kaldırdı. 'Carmen buna dahil değil.' Sam kaşlarını çattığında Cass ve Dean kahkaha attılar. Sam kaşlarını daha da çattı. 'Hey, bana bir açıklama borçlusunuz!' Dean kahkahasını bastırmaya çalışarak cevapladı. 'Bebeğimiz, kız. Onun adı Carmen.' 

Sam kahkaha attı. 'Gerçekten amca oluyorum!' Castiel, dolan gözlerini sildi ve üç kafadar birbirlerine sarıldılar. 

Nine Month //: DestielHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin