Sevgililer Günü ve Sonya

86 18 16
                                    

Pardon ödevim vardı. Devam edelim hikayemize.

- O gün babası yaptıklarından pişman olmuştu. Neden mi hemen öğrenelim.

Red Baron

Buddy: Bu harika hahahahaha! Ünlü oldun!
Ben: Bunu bana sarma umrumda değil! Tek düşünebildiğim Arh!
Buddy: Neden çıktığınızı bize söylemedin? Senin böyle bir çapkın olacağını bilmezdim.
Bardo: Ben de! Ben de!
Ben: Biz çıkmıyoruz.
Buddy: Her çiçeğe konan serserilerden misin yoksa?
Ben: Ne? Hayır! Onu utandırmaya çalışıyordum! Eğer onu bıraksaydım kaçacaktı. Öpülmeyi sevmiyor anlaşılan! Ben de onu kızdırmak istedim. Onu sinir etmek! Ondan nefret ediyorum.
Buddy: Bu kadar kötü ne yaptı? Hem ona bakarsan sen de utanacaktın!
Ben: Eğer onu öfkelendirseydim, utanmazdım.
Bardo: Sen de bir şey var!
Buddy: Bardo haklı! Bu arada bakalım bu videodan nasıl kurtulacaksın!
Ben: Umrumda değil!

- Videonun likelerı gitgide artıyordu ama RB buna hiç aldırış etmiyor ve hala Mel'in gerçekten ölüp ölmediğini düşünüyordu.

Ya ölmediyse ya Berserk yalan söylediyse! Offf galiba bunu bilen tek kişi o ama.... Ama... Ama ona boyun eğmeyeceğim. Eğer Mel öldüyse onun intikamını alacağım. Bunun için ne yapmam gerekiyor bilmiyorum ama rezil olmam umrumda değil, ne kadar dalga geçtikleri de umrumda değil. Mel eğer şuan yaşıyorsan lütfen yaşamaya devam et! Seni bulacağım.

- Böyle günler geçti. RB'un öfkesi dinmiyor aksine artıyordu. Üstüne bir de dedikodular iyice artmıştı. RB bunlara takmıyordu ama Berserk bunlara birazcık sevinmişti sanki içinde bir şeyler kıvılcım ediyordu.

Berserk

Bu dedikodular Arh! İkide bir neden bana soruyorlar! Hem bu gerçek bile değil. Gerçek değil... Hiçbir zaman da gerçek olmadı ve olmayacak. Arh anne! Neler yaşadığını anlayabiliyorum. Aynı zamanda senin de baba! Ama.... Aması yok gerçek değil. Bu sadece bir görev.

- Hal böyle olunca bu iki takım sohbeti bırakmış ve sadece savaşıyordu. Ta ki o güne kadar!

Brat: Sevgililer günü! AAAAA acaba hangi çikolatadan yapsam.
Ben: Sen ondan ayrılmamış mıydın?
Brat: Hadi ama Bersek haklı olduğunu hepimiz biliyoruz.
Ben: Madem haklıydı neden ayrıldın seni salak!
Brute: Bu da onun saçmalığı.
Brat: Saçmalık felan değil. Biz kızız biraz naz yapmalıyız. Hem siz de yapmayacak mısınız?
Brute: Ben yaptım.
Brat: Vay be hızlısın. Hem zaten onu kabul etmene şaşırdım doğrusu!
Brute: Ben asla salak bir şey yapmam. Tabiki bir nedeni vardı!

- O gün böyle geçti ve herkes okulda sevgiler günü için hediyeleşiyordu.

Red Baron

Sabah dolabımda bir çikolata buldum. Bir sürü çikolata bulmuştum. Yarısının adı yazmasına rağmen yarısının ismi yoktu. Aslında bir tane bekliyordum. Çünkü geçen seferki okulumda sadece bir tane vardı. Galiba dolaplar kilitli olmadığı için gelen herkes bir öncekini çöpe atıyordu.

- RB dolabından ayrılıp kantinden iceceğini aldıktan sonra öğrenci konsey odasına emin adımlarla ilerledi. İçeri girdi ve Alexsa'ya merhaba anlamında el salladı. RB'un ardından Bardo geldi, o da el salladı ve direk Alexsa'nın yanına geçti.

Bardo: İşte hediyen!
Alexsa: Bu da çikolatan!

- RB içti içeceği püskürttü ve Bardo'ya döndü.

Ben: Sen Brute ile sevgili değil miydin? Bu çok kaba!
Alexsa: Aldatıldım!
Ben: Bu kadar dramatikleştirme sen ne ara onun sevgilisi oldun!
Alexsa: Bu yılla beraber 3 yıl!
Ben: NE?!
Bardo: Sevgililer günü sevgilisi! Harika bir şey!
Ben: Ha?
Alexsa: Yani ben ona çikolata yapacağım p da bana hediye alacak!
Ben: Kendin alabilirsin biliyorsun değil mi?
Alexsa: Ev yapımı seviyormuş.
Bardo: Beni iyi tanıyorsun sevgilim.
Alexsa: Cıvıma seni çikolata çılgını.
Ben: Bunu kabul ettiğine inanamıyorum.
Alexsa: Hey beni yargılama! Hediyeler güzel.
Ben: Peki Brute bunu biliyor mu?

- O sırada içeri Brute girdi.

Brute: Elbette biliyorum beni aptal mı sandın? Al çikolatan!
Ben: Peki çıkma işi?
Brute: Bedava yemek!
Alexsa: Bu benim neden aklıma gelmedi?!
Ben: Siz kızlar şeytansınız! Al Bardo bunlarda büyük ihtimalle el yapımı.
Bardo: Teşekkür ederim! Ama sana verecek hediyem yok. Hem de bu kadar hediye!
Ben: İşi garipleştirme! Al ben yemeyeceğim!

- Birden canavar alarmı çaldı.

Ben: Bu da ne siz kızlar yine neyin peşindesiniz?
Brute: Bana bakma bugün izinliyim.

- Telefon çaldı. RB'un telefonuydu. Telefonunu cebinden çıkardı ve arayan kişiye baktı. Bu Buddy'di. Telefonu açtı ve konuşmaya başladı.

Ben: Alo!
Buddy: Nerdesiniz şu yeşil canavarlar artıyor.
Ben: Brat ve Berserk'ten mı bahsediyorsun?
Buddy: Ekşi limonum hakkında asla böyle bir şey demem! Hadi gelin yeşil canavarlar burada!
Ben: Tamam geliyoruz!

- Telefonu kapattı ve Bardo'ya döndü.

Ben: Yürü Bardo gidiyoruz!

Bu nasıl olabilirki? Yeşil canavarlar? Acaba Buddy abartıyor mu? Gerçi bu konularda abartacak biri değil.

- Şehrin ortasında bir yerde gerçektende 4 yeşil canavar vardı.  Gittiler ve dövüşmeye başladılar. Bu seferki kızlar kadar güçlü olmasa bile yine de çetin cevizlerdi. Birden RB zor duruma düştü ve bir ışın geldi.

Prenses: Bensiz eğlenceye gitmeyin bir dahaki sefere!
Üçü Birden: Prenses!
Prenses: Hızlı olalım. Birkaç yerde daha görülmüş onlara bakmalıyız.
Ben: Ne, nasıl?
Prenses: Bilmiyorum ama sizin o taşlardan daha fazla varmış anlaşılan!
Buddy: Ayvayı yedik!
Prenses: Daha olay çıkartmamışlar. Sadece dedikodu ama yine de teftiş edilmeli.

- Canavarları yenmişlerdi ve okulun yolunu tutmuşlardı ki RB'un gözü bir şeye takıldı.

Berserk'in burada ne işi var! Haklıymış bir sürü düşman hakkında ama.... Ne olduğunu öğrenmem lazım.

Ben: Benim halletmem gereken bir şey var.
Buddy: Senin için okuldan önemliyse baya hayati.
Ben: Kısmen!

- Oradan ayrıldı RB. Berserk'e doğru gidiyordu. Berserk onun kendisine geldiğini fark ettiğinde kaçmaya başladı ama yersizdi. Çünkü güçleri denkti. Bersek yorulmaya başlayınca bir yere saklandı ama kendini çıkmaz sokaktan daha kötü bir yere sıkıştırdığının farkında değildi. RB'un evinin garajı.

Bersek

Ben: Kurtuldum.
RB'un annesi: Öyle mi?
Ben: Sonya!
Sonya: Burada ne işin var?
Ben: Şey ben kaçıyordum garajınıza saklanmak zorunda kaldım. Hemen gidiyorum pardon!
Sonya: Hiçbir yere gitmiyorsun Balbeyts!
Ben: İmkansız! Hatırlamaman lazım.
Sonya: Hafızam hala tam gitmedi.
Ben: Tam gitmemiş olabilir ama her şeyi tamda hatırlamıyorsun. Ben Balbeyts değilim onun kızıyım.
Sonya: Ne? O evlendi mi?
Ben: Burada daha fazla durmayacağım.
Sonya: Dur! O bağ sende de var mı?
Ben: Onun kanındanım elbette var! Yani hayatım baştan yalan! Hepsi senin hatan.
Sonya: Özür dilerim.
Ben: Olan oldu! Tek pişmanlığım gerçek sanmam, olanları gerçek sanmam!
Sonya: Ben gerçekten...

- O sırada kim garaja girdi dersiniz?

RB'un Babası: Tatlım kumanda... Sensin! Ah gerçekten özür dilerim şey...
Ben: Berserk!
Sonya: Onu tanıyor musun?
RB'un Babası: Oğlumuzun kız arkadaşı demiştim ya. Videoyu göstermiştim.
Sonya: Kız arkadaşı!
Berserk: Şey işler biraz karışık.
RB'un Babası: Ben video çektiklerini bilmiyordum. Seni de oğlumuda rezil ettim. Onun suçu değil. Onunla barış lütfen.
Ben: Şey....
RB: Haydi içeri geç. Evindeymiş gibi davran sıkıntı değil. O kadar rahatsızlık verdim.
Ben: Sorun değil zaten beni düşündüğünüz için yaptınız.

- Bu sözler hiçbir işe yaramıyordu. Adam onu içeri sürüklüyordu ve başka çaresi olmadığını anlayan Berserk içeri girmek zorunda kaldı.

DEVAM EDECEK

HAYDİ! Dediğinizi duyar gibiyim. İyi meraklanmalar.



J-J Boys ve PpnkgHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin