BÖLÜM 21 / ''Sevgiyle rengin kokusu.''

132 6 28
                                    


Merhabalar!

Geldik 21. bölüme umarım seversiniz. ♥️

***

Onunla, hayatına girdiğinden bugüne dek değişmeyen isimle bir gündüze daha varmıştı: Güneş'le. Sabaha kavuşmadan gecesinde düşünceleri Rüzgar'ı uykusundan uyandırmıştı. Güneş'i seyrederken beraber atlattıklarının gücündeydi. Ömürle aşklarında fikren duygularını zamanla güzelleştirerek kuvvetlendirdiğinin beraberce farkındaydılardı. Dolayısıyla onu izlediği başka, yeni bir gecede de hisleri sağlamlaşıyordu. Simasına bakarken hangi düşüncelerle uyuduğunu önemsemeden edememişti. Empati kurarken emin oldukları mevcuttu. İzlediğinin uzunca ötesindeki karmaşayı barındıran duyguları oradaydı. Ona görülen pencereden sesliydi.

Hepsinden ayrı yargı duvarlarının çoklu etken tarafından örülmesiydi. Benliğinin yüreğinin gözlerine ipler bağladığı birisine aşık olduğunun bilincindeydi. Nedensizce Güneş'in kendisine güvendiğini hissetmek bile içini yeniliyordu. Belki de şu ana kadar ikisinin de akışana bırakarak üstüne kafa yormadığı bir şeyle karşılaşmışlardı. Güneş'e bu arzuyu hissettirmediğine dair kendinden kuşku duymuyordu.

Fark etmeksizin baskı altında bırakmak gerçekten ürkütücü sayılırdı. Güneş'in duygularını dozunu, yükselişini elinden kaçırarak mantığıyla alakalı hafızasının yaralı ve henüz ikisinin de hazırlıksız olduğunu unutturarak gönlünün kandırmasıydı. Yüreğiyse temiz bir saflıkla inanmıştı. Dokunaklı alana inmemişken süssüz durumda anlatılışı buydu. İki insanın, aşığın arasındaki bedensel yakınlaşmanın doğurduğu ihtiras en az duygusal ve ruhsal olduğu kadar zorlanmadan karşılıklı hür iradesi ile ihtirasının çizdiği onayla gerçekleşirdi. Samimi sevginin derinliğinden özeldi, sevgiyi barındıran eylemler...

Rüzgar'da aşkla ilgili netçe deneyim edinmemiş bir insandı. Onun da saf bir sevgisi yanındayken aşkı ilk defa anlamlandırdığı, yaşadığı Güneş'ken kalbi hissetmeden önce belirsizdi. Aileden, arkadaştan, herhangi bir kişiden sadece sevgiyi bile alamadığından kendisi de büsbütün yargıda bulunabilirdi. Tüm algılarını kapatmaya meyillide görünebilirdi. Ancak böylesi ıraklık Rüzgar'a yargıda bulunma, olumsuz bir duyguyu benimseme fırsatını da tanımamıştı. İçindekilerin esiri olmamışlardı. Sevgileri son yaşanan badirede alınabilecek zedelenme adına olabildiğince zırhtı. Körü körüne bir hüküm vermek ile belirsizlik, ikisi de zehirleyici anlaşmalardı. Yan yana geçmişte, yalnızken keşfedemedikleri yaralara dek şifa bulacaklardı. Kabul edilmesi gereken sorgusuzca edilecekti. Sabah olmadan, gece aydınlığı güne bırakmadan düşünmek istediği çoğu şeyi uzunca düşünerek uykuya dalan Rüzgar'dı. Yeni günü ikisinin bugünden iyi hissedebilmesine ayırmak için olabildiğince berrak, dingin ve sağlam bir psikolojiyle değerlendirmeye yardımcıydı. Güneş'e bakarken yanında o varken, ruhunda sevgisi dolanırken ışığının her koşulda sönmeyeceğini hissederek kapanan gözleri ayrılacaktı.

Üstlerini bağlarının, aşkın kıvamında ısısında ayaz sayılabilecek sabahın yankısı vuruyordu. Ertesi gün başlarken Güneş'i deliksiz uykusundan uyandıran dünyayı kucaklayan sarı gezegenin gözlerine değmesiydi. Dün geceyi, içindekileri ve yanındaki soluğun onu gözlerini kırpmak istemeden seyredişini anlatır gibiydi. Güneş'se gerçekten, düşünen veya irdeleyen beyninin aksine hayatının ender bir sürecine gelerek hiçbir şey düşünmemeyi seçen yapısıyla açtığı gözlerini az önce uyanmamışa yakınken tekrar geri yummuştu. Benliğini ele alacakları kenara bırakarak anı yaşama arzusu muydu? Veya ruhunun bitkin, perişan düşen duygusunda iflas edişi miydi? Kapattığı bakışları yeniden aralandığında son yaptığının ardından saatler geçse de Güneş'te biraz bile sayılmazdı. Bariz anın kalbine çökenlerine kıyasla daha dinç hissettiği kesindi.

ONSRAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin