Merhabalar!
Geldik 20. bölüme umarım seversiniz. ♥️
***
Bekleyeniniz ile beklemeye değeniniz mevcutsa kıymetti. Kavuşulmazsa dahi değerdi. Vuslata erildiğinde bayramlar ilan edilirdi. Aniden verilen karardan memnunuydu. Döndüğünden katbekat artan mutlulukla yuvasındaydı. Evindeyken yuva kılanın yanındaydı. Onun, Rüzgar'ın. Varlığı ne de muhteşemdi? Her gün ayrı çözebiliyordu. Gönlünün kıyılarına umut tanecikleri yaymaktaydı. Günün ilk öğünü birlikte hazırlanmıştı. Sofrada olması gereken ne varsa masaya keyiflice indirilmişti. Etrafa gülücükler saçılırken can kulağıyla dinleyenlerdi. Hevesli anlatımla kalp bakışlarından ışıl ışıl sevgileri hissediliyordu. Güneş, şu ara öyle bir mutluluğun deryasına kapılmıştı ki her an üzülebilir mi diye kuşkusunu bile hissetmiyordu. Rüzgar'da aynısıydı. Mutlulukta hüzünde hayatımıza her koşulda dahil olacaktı. Mühim olan ve belki de birçoğumuzun yapmayı denediği fakat başarı elde edemediği şey anı yaşamak değil midir? Güneş ile Rüzgar'da şu anda tam anlamıyla bunu gerçekleştiriyordu. Hoştu. İkisine de yaraşacak bir mutluluğu yaşama geçiriyorlardı.
Kahvaltı edilirken arada koyu bir muhabbet dönüyordu. Tatilden çok kısa süreli bir uzaklaşmanın ve kafa dinlemenin planlaması Rüzgar tek başına değilken beraberde yapılmıştı. Rüzgar, fikirlerini Güneş'e danışarak paylaşınca bazıları değiştirilmişti. Zekâları birleşince yenileri ile daha iyileri de listeye eklenmişti. Akıllarındaki arzuladıkları konumlarla gezginlerdi. Seyahat etmek için gittiklerinde ikisine bir otel odası eşlik edecekti.
Rüzgar, aklına geldikçe sorgulamadan edemiyordu:
''Abinle nasıl barıştınız anlatmayacak mısın?''
Güneş'in zihnine düşünce mimiklerini değişimi merak ettiriciydi:
''Senin adında geçti. Bilmek hakkın...'' anlatacak gibi başlasa da giriş cümlesiydi. Hemen esas düşüncesini söylemekteydi: ''Ay, ya da en doğrusu hatırlamazsam daha iyi olacak gibi...'' sözlerini yarıda bırakmıştı.
''Üstelik sizin aranızda da mesele bendim. Sen de bana hiçbir şey anlatmıyorsun.'' beklentiliydi.
''Çaba gösterdin bu konuda...'' masadaki yiyeceklerden gözünü ayırmıştı. Güneş'e bakıyordu: ''Anlatmayacağım Güneş. Hakikaten büyütülecek bir durum yoktu.'' demişti. Geçmişe dair kelime eklemek takılmadığının başka düşüncesiydi. Aşırı önemli olsa söyleyebilirdi. Ancak buysa deyim yerindeyse incir çekirdeğini doldurmayacak husustu. Hastane görüntüsü gölge düşürüp gerdirmişti. Paylaşırsa narin yürekte yüzde doksan elem bırakacağı netti. Empati duygusunu yeşerirken hüznü kök salardı. Bir tane abisine istemsizce kırılabilecek kadar da üzebilirdi. Dolayısıyla göz önünde bulundurmuştu. Tüm kanıtlar bahsetmeme kararlılığını temelden tutuyordu. Haricinde Cem abisiyle başka bir sevdiğiyle ilgili memnuniyet hatıralarını işitmesini arzulardı.
Yumuşak ses tonuyla tamamen ikna ediciydi. Bir daha dillendirmemeye karar vermişti. Rahat eminliğiyle dudakları inceliyordu. Ara verilmemiş tarzında muhabbete dönüyordü. Masumiyetle harmanlanan telaşa verilmişti. Kendisini şimdiki zamandan sinir eden veya sitem ettiren kısımları anımsarken bulmuştu. Rüzgar'ın sevecen bakışlarıyla unutmayı denerken başarısız olduğunda aniden iç sesinin dışa vuruluşa sebep vermişti: ''Resmen çocuk gibi davranarak azarladı beni. Yanına iki medeni insan gibi olacağıma inanarak konuşmaya gitmişim, o ne yaptı? Ayrıca sesi yükseldi bir ara. Hangi araydı net aklımda yok. Olmasın da harbiden, ciddiyetle bağırdı bana.'' beklenmedik hızına benzer susmuştu. Kendisinde ummadığı kadar saf gelişen sözlerinden örnekti. Yaptığını fark edince ses tonunu düzeltiyordu. Karşısındaki gözlerin minik tebessümlerle gülmemek için kendini tuttuğunu anlayabilmişti. Onunla böyle şakacı eğlenceli anlarda ilgisine giriyordu. Hassasiyeti neşeye çevirmek aşıkken iyice çocuk oyuncağıydı. Her şeyi birlikteliklerine has bağlarıyla güzel yapabiliyorlardı. İlişki dümdüz gitmiyordu. Birçok vaziyetini keşfederek beraberce yaşıyorlardı. Bu da aradaki tutkuyla heyecanı dağıtıp kaybetmeden sıkı tutuyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ONSRA
Romance"Yaşarım, senin için bile olsa yaşarım ben sen korkma. Seni korkutmalarına izin verir miyim?" "Vermezsin, vermezsin de kendin için de yaşa." "Senden önce sadece vardım, sen gelince yaşamaya başladım. Hayatı yani hayatımı buldum." Telafi amacıyla yal...