Ne Yapacaktım Şimdi?

11.3K 90 7
                                    

Ne yapmaya çalışıyordu? Burnu burnuma değiyor, nefesi daha çok yaklaşıyordu. Ona kendine gelmesini söyledim. Dinlemedi ve beni öpmeye çalıştı. "Bırak beni Can! Kendine gel!"dedim. Bağırıyordum, ona defalarca beni bırakmasını söyledim. Çırpınıyordum. Ne yaptığını bilmiyordu. Beni zorluyordu. Hangi cürretle böyle bir şey yapıyordu. Çok sinirlenmiştim. Benim en iyi dostum beni zorla öpmeye çalışıyordu. Seslerimi duyan Duru ve Mert koşar adımlar ile geldiler. "Ne oldu?!" Diye bağırıyordu Duru ve çırpındığımı fark eden Mert, Can'ı çekiyordu. O anda sinirden ağlamaya başladım. Ağlamama dayanamayan Duru, gelip beni sarıp öpüyordu. Mert'te Can'a küfürler ederek içeri, benden uzağa götürüyordu. Olanlara inanamıyordum. Yere çömelip dizlerimi göğüslerime çektim. Kafamı dizlerime koyup hıçkırıyordum. Evet hıçkıra hıçkıra ağlıyordum. Sonra içerdeki kavga sesleri birden bitti. Ve evip kapısı açılıp sertçe kapandı. Duru koşar adımlarla içeri baktı ve yanıma geldi. "Gitmişler, bak güvendesin, ne oldu anlat bana güzellik" dedi. Neden bu kadar ağlıyordum? Can'ın beni zorla öpmeye çalışmasımıydı yani her şey? Yoksa tuvaletten Kaya'nın bir kızla çıkmasından dolayımıydı? Bana kahve yaptı. Bir sigara yaktım. Biraz Duru ile konuştuk. Bu gece ile ilgili her şeyi teker teker konuştuk. Kaya'yı, Can'ı her şeyi. Konuyu değiştirmek için, "Mert ile ne yaptınız?" Dedim. Baktı ve gülümseyerek, "Hiçbir şey sadece konuştuk, yeniden birlikte olmak istiyor. Hatalarımızdan bahsettik. Olmasını istediğimiz şeyleri konuştuk, o kadar." dedi. "Sonuç olarak sevgili misiniz?"dedim. "Bilmiyorum oraları konuşamadan senin güzel sesini duyduk." dedi. Hiç oralı olmadan, sigaramın dumanı izlemeye başladım. Sonrada uyumak için benim odama gittik. Beraber uyuduk. Bana sımsıkı sarıldı. Birimizden biri üzgünken hep böyle yaparız. Sarılınca unutucakmışız gibi düşünürüz. Daha rahat uyuruz.

Bir yerdeyim. Issız ve karanlık bir yerde. Havada ürpertici bir esinti var. Ama etrafım kayalıklar ile kaplı. Bir mağara gibi bir yerdeyim. Çok karanlık, hiçbir şey göremiyorum. Çığlık sesleri geliyor uzaklardan. Tanıdık bir çığlık sesi. İnleme gibi. Bir bayan bu. Yürüyorum duvarlara dokunarak. Yürümeye devam ettikçe ses dahada yakınlaşıyor. Yaklaştıkça siyah beyaz ile karışıyor. Etraf aydınlanmaya başlıyor. Ama yinede karanlık. Sadece önümü görebiliyorum. Ve ışık..
Bir kadın var. Sarışın güzel bacaklı bir kadın. İki elinden zincirle bağlanmış bir kadın. Kafası aşağı doğru eğik. Ve fısıldıyor. "Yapma.. Ne olur yapma.. Bırak beni.. Ne olur sana yalvarıyorum.. Yapma..."
Görünmemeye çalışıyorum. Bir erkek var simsiyah giyinmiş. Elinde gözümü alan bir şey var. Bıçak, hemde çok büyük bir bıcak. "Aman tanrım." diyorum kendi kendime. Kaçmalıyım. Evet olabildiğince hızlı kaçmalıyım. Arkasını dönüp olduğum yere bakıyor. Yüzü görünmüyor. Kız kafasını kaldırıyor " Sonunda geldi." diyor adama. Adam kıza yeniden dönüp ona yaklaşıyor. Bıçakla südyenini tam ortadan kesiyor. Boğazından aşağı göğüslerine doğru kesmeye başlıyor kızı. Aşağı.. Dahada aşağı. Göbeğine kadar dümdüz kesiyor kızın vücudunu. Sonra kilotunun olduğu yerde duruyor. Bıçağın sivri tarafı ile tek bir hamlede kesiyor kilotunu. Kız tamamen çıplak ve inliyor. Kızın vücudundan akan kan adamın hoşuna gidiyor. Parmağı ile kanına dokunup parmağını yalıyor. Sonra bıçakla kızın içine giriyor. Kız çığlıklar atıyor. Bıçağı kızın bacak arasına, kadınlığına sokuyor. Derine, dahada derine sokuyor. Ve kızın zincirlerini açıyor. Adam kıza, "Çıkart onu içinden" diyor. Kız ilk baş yavaşça denemeye çalışıyor fakat bırakıyor. Yapamıyor çığlık çığlığa kalıyor. "Çıkart onu diyorum sana" diyor adam kadına ve kadında kafasını hayır anlamında sallıyor. "Hemen çıkart o bıçağı!" Diyor adam çok sinirlenmiş bir şekilde bağırarak. Kadın "Hayır!" Diye bağırıyor adama. Adam sinirlenip kadının yanına gidiyor bıçağı içinde döndürüyor birkaç defa ve birden çekiyor. Kadından su gibi kanlar akıyor. Çığlıkları. Beynimin içindeki çığlıkları. "Hoşgeldin Arzu, bende seni bekliyordum." diyor adam bana dönerek. Geriye dönüp koşmaya başlıyorum. Koşuyorum fakat o benden daha hızlı. Sonra arkamdan bir el beni tutup kendine döndürüyor. "Merhaba Prenses."

O anda çığlıklarımı duyan Duru kaldırıyor beni. "Uyan Arzu, uyan!" Diyip sallıyor beni. Uyanıyorum. Nefes nefese kalmışım. Kalbim çok hızlı atıyor, korkuyorum. Korkum geçmiyor. "Sadece bir kabustu, ne gördün?" Diyor. Yutkunuyorum. Konuşmaya çalışıyorum ama konuşamıyorum. Nefes nefeseyim. Bana hemen su getiriyor. İçiyorum. Ve anlatıyorum. Bana sımsıkı sarılıyor. "Peki adamın yüzünü gördün mü?" Diye sordu. Evet anlamında başımı salladım. "Kimdi?" Dedi. Baktım gözlerine ve "Kaya" dedim. "Ahh bebeğim bilinç altın sana kötü bir oyun oynamış sadece o kadar." dedi. "Biliyorum ama gerçek gibiydi." dedim. Beni kaldırıp yüzümü yıkattı. Sonra kahvaltı hazırladı. Beraber kahvaltı yaptık. "Giyinip alışveriş yapalım" dedi. "Hiç havamda değilim"dedim. "Sana fikrini soran olmadı gidiyoruz." dedi. " İstemiyorum dedim bende ama" dedim. "Ama alışveriş yapmam gerek ve ben alışverişten pek anlamam o yüzden bana en yakın arkadaşım olarak yardım edeceksin hanımefendi" dedi. Bu kızı kırmak mümkün değildi. "Tamam tamam ama ben istediğimde geri döneceğiz." dedim. "Oldu say fıstık." dedi. Amacı alışveriş yapmak değildi. Alışverişleri sevmezdi bile. Sadece aklımı dağıtmaktı amacı. İyi olabilirdi. Banada iyi gelebilirdi. Bir saat sonra hazırlanıp Forum'a gittik. Gider gitmez Jelibon standına gittik. Çok sevdiğim için baya bir jelibon aldık. Yerken dolaşmak daha zevkliydi. Mağazalara baktık. Birkaç kıyafet beğendim. Kendime yeni etekler ve elbiseler aldım. Bana pon ponlu kırmızı bir patik aldı. Çılgın diye geçirdim aklımdan. Bu kız olmasa ne yapardım ben? İyiki benim arkadaşımdı. En iyi en kötü her anımda yüzümü güldürmeye çalışırdı. Akşam 6 olmuştu. Telefonuma mesaj geldi. Can..
Dün çok sarhoş olduğunu, öyle bir şey yaptığı için kendinden utandığını benle acil görüşmek istediğini yazan bir mesaj göndermiş. Duru'ya söyledim. "Düşünmen için sana yeni jelibonlar alalım mı?" Diyip elimdekini gösterdi. Kendi torbamdakileri bitirdiğim yetmezmiş gibi onunkileride yemişim. O anda farkettim. "Bence ben sana alsam daha doğru olur" diyip kalktım. Bir torba ona bir torbada kendime aldım ve yanına gidip oturdum. Can ile ilgili konuştuk. "Beni şaşırttı, açıkcası böyle bir şeyi ondan asla beklemezdim. İstersen bir şans verip gelmesine izin verebilirsin. İstemezsen sonra konuşmazsın olup biter." dedi. Mantıklıydı. Neden böyle bir şey yapmıştı, bana verilecek bir hesabı vardı. Mesaj attım gelmesini söyleyip nerde olduğumuzu söyledim. Yarım saat sonra geldi ve...

Aşkın RengiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin