Ben Sarhoşluğa Değil, Sarhoşluk Bana Büründü

13.1K 92 0
                                    

Hayatım boyunca ilk defa bilardo oynayacaktım. Bana sıra geldiğinde Can bana ne kadar eğilmem gerektiğini nasıl durmam nereye vurmam gerektiğini söylüyordu. Her defasında topa vuramıyordum hatta vurduğumda top sıçrayıp aşağı düştüğü oluyordu. En dayanamayıp Can belimi tuttu beni kendiyle beraber hafif eğdi. Vücudumuz tek bir bütün oldu. Bana kendi vücudu ile şekil veriyordu. Istakamı benimle tuttu ve bana yüzünü döndürdü. Nefesini hissediyordum. Kalbim istemsizce hızlanmaya başladı. Gözlerini gözlerime temas ediyordu. Bakışları bakışlarıma dokunuyordu. Sessiz ve düzgün bir ses tonu ile, "Üçe kadar saydığımda tam ıstakayı buraya vuracaksın anladın mı Melek?" Dedi. Tamam anlamında başımı salladım. Ama hala birbirimize bakıyorduk. "Bir" dedi. Saymaya başlamıştı fakat ben hala ona bakıyordum. Gülümsedi. "İki" dedi. Hala ona bakıyordum o da hoşnut bir şekilde bana. "Ve üç"dedi. Ama ben hala ona bakıyordum."Vurman gerek Melek"dedi. O anda Kaya'nın içeri girdiğini farkettim. Göz göze geldik. Can bunu farketti. "Hadi Melek"dedi. O anda baktım ve vurdum. İnanamamıştım. Ben bir tane topu bir deliğe sokabilmiştim. "Mükemmelsin Melek"dedi. Duruşumuz hala aynıydı. "Teşekkür ederim Can"dedim. "Ben teşekkür ederim siyah topu soktun, biz kazandık Melek."dedi. Çok mutlu oldum. Şaşırdım ve birden kalktım. "Cidden mi?"dedim. "Evet Melek"dedi. Sevinçle boynuna sarıldım Can'ın ve bana sarılıp burnuma masum bir öpücük kondurdu. Masamıza ilerlerken Kaya'nın bana bakışını yakaladım. Can elimi tutup beni kendi yanına oturtturdu. "Eee mert bey çok istekliydiniz ne oldu yenilince sustunuz"dedim. Gülerek "Sadece bir topa vurabilen sen mi söylüyorsun bunu Arzu?" Dedi. Can "Ne fark eder oyunu bitiren o oldu sen sonuca bak"dedi. Can'a bakıp gülümsedim. Sonra sohbet değişti. Tatil planlarımızdan bahsetmeye başladık. Duru ile Mert Antalya'ya tatil yapmaya gitmeye karar verdiler. Mert'in ailesinin orda yazlığı var ve hiç gitmezlermiş. Her sene Mert giderdi sadece, ısrar edip Duru'nunda onunla gelmesini istedi. Duru'da ısrarı üzerine tamam dedi. Duru bize bakıp, "Eee siz ne yapacaksınız?"dedi. Can, "Ben burda olacağım."dedi. Bende. "Bende bura ve Ankara arasında gidip gelmeler yaşayacağım"dedim. Mert,"Tatil yapmıyorsunuz yani"dedi. "Biraz öyle olacak"dedim. O sırada Can kalktı biri aradı, onunla konuşmaya başladı. Sonra geldi ve "Gitmem gerek"dedi. Mutsuz görünüyordu. Mert,"Neden daha ne kadar oldu geleli sanki?"dedi. Can, "Gitmem gerek diyorum, evden aradılar bensiz eğlenin görüşürüz"dedi. Hepimiz ev olaylarını bildiğimizden bir şey demedik. Can'ın gözleri bana bakıyordu. Bana ihtiyacının olduğunu biliyordum. Kalkıp yanağına bir öpücük kondurdum ve kulağına eğilerek, "Bir şey olursa bize gel, konuşuruz"dedim. Alnımı öpüp gitti hiçbirşey demeden..
Can gideli bir saat olmuştu ve iki sevgilinin yanında durmak biraz tuhaftı. Daha doğrusu artık çok sıkılmıştım. Kalktım ve biraz hava alıcağımı söyledim. İçerisi çok gürültülü ve yoğun alkol kokuyordu. Dışarı çıkarken birton insanla çarpıştım. Herkes son derece mutlu görünüyor, kahkaha atıyorlar, gülüyorlardı. Bu insanları bu kadar mutlu eden şey ne acaba diye düşündüm kendi kendime. Derin bir nefes alıp gözlerimi kapattım. Dışardaydım. Kapı arkamdan kapandıktan sonra bir huzur gelmişti bana. Gözlerimi açtım ve nereye yürüsem diye düşündüm. En iyisi dümdüz gitmekti. Öyle yaptım. Yürüdüm, yürüdüm, yürüdüm. Kaya'nın evinin önünden geçiyordum. Sahi ya o nereye kayboldu acaba? Muhtemelen başka bir kızla daha tuvalette seks yapıyordur. Seks kelimesi aklımdan geçerken bir an ürperdim. Seks.. Kırmızı.. Tutku..
O anda sahil aklıma geldi. Dokunuşları aklıma geldi. O anda çok uzaklaşmaya başladığımı farkedip geri dönüp mekana doğru ilerledim yavaşça. Ama aklımdan çıkmak bilmeyen o görüntüler.. Dakikalar.. Sanırım o dokunuşları düşünmemek kolay değil. O bambaşkaydı. Tekrar Kaya'nın evinin önünden geçecektim ki Kaya'nın apartmandan çıktığını gördüm. Aniden telaşlandım tam aynı noktada yolumuz kesişecekti. Ne yapmalıydım? Saklanıp gitmesini mi beklemeliydim? Ahh lanet olsun sanırım beni gördü. Neyse herhalde konuşmaz zaten benimle değil mi? Göz göze gelmemeliyim bakmamalıyım ona. Ama bu çok zor bir şey. Elimde değil bakmak istiyorum. Ve göz göze geldik... Bakmamam gerektiğini biliyordum..
Bana bakıp kafasını çevirdi ve benden daha hızlı adımlarla önümde yürüyordu. Bir merhaba bile demedi. Onu bırak umursamadı beni. Gerçi ne bekliyordum sanki daha farklı bir şey olacaktı. Duru ile Mert oldukları yerde yoklardı. Nereye gitti bunlar? Tek kalmış bir şekilde bara oturdum. "Üç tekilla shot" dedim. Doldurup önüme koydu. Üçünü ard arda içtim, "Üç tane daha olsun"dedim. O doldururken Duru'yu aradım."Hangi cehennemdesin sen Duru?"dedim. "Lavabodayım geliyoruz."dedi."Ne ikiniz birlikte mi?" Demeye çalışırken telefonumun şarjı bitti. Hep böyle zamanlarda olur zaten. Kaya beni umursamaz, arkadaşlarım gider, telefonumun şarjı biter.. Üç tekillayı arka arkaya yeniden içtim. Bir üç tane daha istedim. "Biraz ağır ol Arzu"dedi bana barmen. "Doldur işte."dedim. "Tamam sen bilirsin."dedi. Üç tane daha doldurdu. Onlarıda içtim. Bir üç tane daha, ve bir üç tane daha.. Kalkmam gerekti, lavaboya gitmeliydim. Kalkmaya çalıştım. O anda dengemi kaybettim az kalsın düşüyordum ki biri belimden tuttup beni kendine çekti. Teşekkür etmek için kafamı çevirdiğimde karşımda Kaya'nın olması beni çok şaşırtmıştı.

Aşkın RengiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin