Bölüm 4- LORENZO KRALLIĞI

137 98 6
                                    

👑

•~• Karanlık. Yalnız kalmaktan en çok korktuğum zamanlardır. Ama bu kez, ilk kez kendi karanlığımda hapsolmak ve tüm gerçeklerden kaçmak istedim.

Her şeyin bir sonu olduğu gibi büründüğüm karanlığın da bir sonu oldu. Tüm evrenin yükü benim göz kapaklarımda birikmiş gibi bir ağırlıkla gözlerimi zar zor aralayabildim.

Tüm görüşüm bulanıklıktan ibaret. Gözlerimi tekrar kapattım ve bir süre sonra tekrar açtım. İlk önce sütlü kahve tonlarında boyanmış tavana değdi bakışlarım. Daha sonra yavaş yavaş aşağıya indim ve bir kadının bana doğru gülümseyerek yaklaştığını gördüm. Yanıma geldi ve eliyle alnıma dokundu. Elleri sıcacık ve yumuşaktı. Beyaz kanatları onu daha çekici bir hale getiriyorlardı. Ben ona alık alık bakarken, bana sorular sormaya başladı.
-Nasılsın bebeğim? Kendini daha iyi hissediyor musun?
Bebeğim mi? Sadece annem bana bebeğim diye seslenirdi. Annemi hatırlayınca aklıma gece konuştuklarımız tekrardan geldi ve tüm parçalar yerine oturdu. En son odama doğru giderken hatırlıyorum kendimi. Sanırım bayılmışım.
-Önemli bir şeyim olduğunu düşünmüyorum. Kendimi daha iyi hissediyorum şu an.

-Strest, yorgunluk ve özlem birleşince kendine çok eziyet etmişsin tatlım. Sana bir ilaç vereceğim. Bunu her gece, yatmadan önce suyuna karıştırıp içmelisin. Emin ol çok rahat bir uyku çekeceksin.

-Ne ilacı o?
Sorumla birlikte biraz durgunlaştı. Ne diyeceğini düşünüyor gibiydi.

-Önce ki boyutunda yaşadıklarının büyük bir kısmını unutman için. Emin ol bebeğim böylesi senin için daha iyi olacak. Yoksa sana burası cehennem gibi gelir. Senin iyi olman tüm halk için çok önemli. Sen bize yardım edebilecek tek kişisin. Lütfen kendine dikkat et.

Neden böyle söylemişti? Onlara neden sadece ben yardım edebilirim, benim onlar gibi kanatlarım bile yok.

-Neyse tatlım, bunlar bana düşmez. Sağlığın için söylediğim gibi bu ilacı almayı sakın unutma.

Konuşmamız bitince omuzumdan tuttu ve yataktan kalkmam için yardımcı oldu. Şimdi tam olarak nerede olduğumu görebiliyorum. Sanırım burası Saray'ın sağlık bölümü falandı. Etrafımda bir sürü yatak ve ne olduğunu bilmediğim aletler vardı.
Gözlerim tüm odada gezinirken bir yere takıldı. -Okyanus?
Ben daha bir şey diyemeden doktor olduğunu düşündüğüm kadın konuştu.
-Okyanus seni buraya baygın halde getirdi. Sabaha kadar da burada bekledi.
Okyanus'un eli ayağına dolaştı ve küçük küçük öksürmeye başladı. Sonra gözlerime baktı ve sıcak bir gülümsemeyi yüzüne yerleştirdi. Sanırım ona teşekkür etmeliydim.

-Okyanus.
Bir anlık şaşırmış gibi birden gülümsemesini kesti.
-Efendim
-Teşekkür ederim. Sabaha kadar beklemişsin ama hiç gerek yoktu kendini bu kadar yormaya.

-Sorun yok. Ben alışığım uykusuz kalmaya. Seni odana götüreyim mi?

Aslında hiç odama gitmek istemiyordum. Tüm gün yatmak yerine Kahvaltı yapmak ve benim olduğu söylenilen Saray'ı gezip her yerini öğrenmek istiyordum. Ama üzerimi değiştirmem hiçte kötü bir fikir değil.

Bana bu konuda en çok Gazel'in yardımcı olabileceğini düşündüm.

-Gazel nerede?
-Yemekhane bölümündedir. Çalışanları kontrol etmek için her sabah oraya gider. İstersen çağırabilirim?

-Öncesin de odama gidelim mi lütfen?
Okyanus yine şaşkın gözlerle bana baktı. Cümleyi sanırım çok yanlış kurdum. Aptal kafam yerinde değil ki ne diyeceğimi bilmiyorum.
-Üzerimi değiştirmem gerekiyor. Sonrasında akşam olduğu gibi birlikte kahvaltı yapalım.

PERİ HALKALARIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin