9

2.1K 167 333
                                    

MEDYA KDLDKPDLFLD

Antrenmanlar başlamıştı. Herkes topu atabildiği kadar uzak atmaya çalışıyordu. Bunu daha önce denemiştim ama şu an  yapacağım  şeyi ilk defa deneyecektim. Aklım sürekli nomu projesine kayıyordu. Villainler nomularda bazı hatalar yapmıştı. Hataları UA gezisinde yapılan saldırıda farketmiştim. Hatalar düzeltilmeyecek şeyler değildi.

"Deku?" Adımı seslenen kat-chan'a döndüm.

"Ha?"
"Sıra sende sana çağırıyoruz ama duymuyorsun."
"Kafam dalgın biraz. Üzgünüm."

Çemberim ortasına geçtim ve deneyeceğim şeyi hesaplamaya başladım.

"Hadi ama!" Melezden çıkan sesle arkamı döndüm. 1-A sınıfının anlamaya çalışır gibi bir hali vardı. Mırıldandığımı farketmemiştim. Hep böyle olurdu. Düşünürken mırıldanırdım.

"Üzgünüm."

Hesaplamalarım doğruysa...
gücümü parmağımda topladım ve parmağımla destek vererek topu havaya attım. Peşinden de hava kurşununu gönderdim.
Hesaplamalarıma göre eğer sivri bir şekilde atarsam top ikiye yatılır. Fakat daha yumuşak ve aynı zamanda sert atarsam topa arkadan bir etki uygular ve topun hızlanmasını sağlar.

Sanırım sivri attım. Ne de olsa bu bir antrenman değil mi?

"Sensei hesaplamalarımda bir hata yaptım. Tekrar denemek istiyorum."

Elini devam et der gibi salladı. Sanırım ne yapacağımı merak etmişti.
Daha yumuşak bir vuruş denemek istedim. Top dışında bir yeri nesneyi hedef aldım ve atışı yaptım. Nesne ikiye bölündü. Tekrar daha yumuşak. Hadi yapabilirsin. Sen en iyi villainsin. Sana inanıyorum deku.
Ortadan ikiye ayrılmış olan nesnenin bir parçasını hedef aldım ve atılı yaptım. Bu sefer geriye savrulmasıyla gülümsedim.

Tamamdır bu iş. Parmağımda gücü biriktirerek tekrar topu havaya attım. Peşinden hava kurşununu yolladım ve topu göremez olduk.
Aizawa sensei elindeki alete baktı.

"923." Dedi
Şaşırma nidaları yükseldi.
"Baya iyi bir skor." Dedi yorgun bir sesle. Ardından devam etti.
"Tüm kişiler bittiğine göre uyuyabilirim. Rahatsız edilmek istemiyorum. Biraz da kendi halinizde çalışın." Yorgun sesi yerini mırıldanmışlarsa bıraktı. "Konuşurken bile yoruldum."

Herkes kendi halinde takılıyordu. Uraraka gözünü kırpmadan beni izliyordu. Ahh ben olsam ben de beni izlerdim.

Bu nasıl cümle lan?

Bakışlarımı kol saatimi çevirdim. Bir sonraki ders yaklaşık yirmi dakika sonra başlıyordu. Bir dakika da Toga'nın yanına gidip nomuları kontrol edip eksikleri anlayabilirim. Bir dahaki gelişimde de bunları düzeltirim. Evet.

Telefonumu alıp okulun arkasına yürüdüm. Kurogiri yi aradım.
"Hey dostum. Yaklaşık yirmi dakikalık boşluğum var. Yardım için geleceğim beni alabilecek misin? Işınla beni. Buluşma noktasında bekliyorum seni."

"Çocuk çıldırdı. Yemek yemiyor sayıklayıp duruyor. Bence onu geri vermeliyiz."
"Çocuk mu? Bu riski göze alamayız. Her şeyi anlatabilir."
"Tomura ile konuşacağım. Ya da sen halledersin."
"Tamam al beni. Önce ben bir deneyeyim olmazsa artık. Neyse bekliyorum seni hadi."

Erkenden gelsin sürünsün ehehehe. Bu gülüş ağzıma hep toga yüzünden alıştı.

Omzuma değen el ile irkildim. Yavaşça arkamı döndüm ve bunun kat-chan olduğunu öğrendim.
"Kiminle konuşuyorsun?"

VİLLAİN DEKUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin