0.3

3.7K 292 297
                                    

"Ya her şey ani bir hırsla oldu. Birden iddaya girdik işte."

"Sen ısrar etmişsin oğlum."

Suna sırtıma vurup kolumun üzerine daha çok ağırlığını verdiğinde bende yaslandığım sütuna daha da yapıştım.
Osamu ise karşımda oturmuş yeni gelen "çilek-kivi" içeceğini deniyordu.

"Osamu biraz benimle ilgilensene."

Elindeki içeceği alıp kendi önüme bıraktığımda biraz dikkatini bana vermesini sağlayabilmiştim.

"Ne yapayım?"

"Bilmiyorum, kardeşim değil misin motive et biraz."

"Adamın şeyini kaldırabileceğine inanıyorum Tsumu oldu mu?"

"Çok sağol."

İçeği tekrar önüne bıraktığımda dalga geçer gibi sırıtmaya başlamıştı.

"Suna, ne yapacağım ya!?"

"Atsumu bunu not al çünkü seni kurtarıyorum. Onu bir filme götür ve film senin seks hayatına benzemesin."

"İyi de benim- bekle. Bu dahice. Kalk üzerimden!"

Evet Suna'nın da bildiği üzerine bir seks hayatım yoktu.
Yani çoğunlukla hayatım yok gibiydi, bunun hakkında konuşmak istemiyorum.
Sakusa'yı bulmak için Suna'yı üzerimden kaldırmam gerekiyordu ama kalkmadığından dolayı gidemiyordum.

"Samu yerime geç, Suna efendimiz rahatını bozamıyor."

Osamu'nun söylenerek yerineden kalkmasını beklediğimde Suna beni sonunda salmıştı.

"Osamu hızlı ol belim ağrımaya başladı."

O belini tutup sızlanmaya başladığında Osamu yerime yeni geçebilmişti.
Onları böyle bırakıp hızla okula girdim.
Öğle arasıydı, yani nerede olabilirdi ki?
Aklıma gelen ilk yerin kantin olmasıyla adımlarımı oraya yönelttim.
Burası tam bir kaos ortamıydı.
Etrafa bakınıp onu göremediğimde geçenlerde konuştuğu kızların masasına yerleşmeye başladım.
Tatlı bir gülümsemeyle sandalyeye oturup kolumu tanımadığım bir kızın oturduğu sandalyesine attım.

"Selam kızlar, Sakusa'yı buralarda gördünüz mü?"

Çaprazımdaki kız soruma karşılık sırıtıp eliyle üst katı işaret ettiğinde tuhaf gülümsemelerini çözmeye çalışıyordum.

"Kütüphanedeydi."

Teşekkür edip masalarından ayrıldığımda garip konuşmalarını duymamak için daha hızlı yürümeye başladım.
Okuldaki kızlar çok tuhaftı.
Fazlasıyla tuhaftı hemde.

Bir kaç kişiye çarpmamı umursamadan merdivenleri çıkmayı bitirdiğimde; kütüphanenin kapısının pervazında dikilip tanıdık bir yüz seçmeye çalıştım.
Ve evet seçebilmiştim de, Sakusa ayaklarını masanın dışına uzatmış ciddi tavrıyla kitap okuyordu.
Kendimi kısa süreliğine gergin hissetmiştim.
Nefesimi verip masaya sakin adımlarla yaklaştığımda geldiğimi fark etmiş olacak ki kafasını hafifçe yukarı kaldırmıştı.
Alnına düşen saçlarını kaldırma zahmeti bile göstermiyordu.
Oturma izni almadan sandalyeye yerleştiğimde; beş yaşında annemden gizli, kötü bir şey yapmışım ve söylemeye çekiniyormuşum gibi hissetmiştim.

"Benimle filme gelmelisin."

"Hayır."

Kitabını okurken yüzüme tokat gibi gelen bir reddetmeyle ellerimi masada birleştirdim.

"Hadi ama bir şekilde kanıtlamam gerekiyor, gelmek zorundasın!"

"Benim problemim değil."

Sesinin soğukluğu beni bu sıcakta bile üşütürken sinirlerime hakim olmakta zorlanıyordum.
Ben koskoca Miya Atsumu, en iyi pasör, öğretmenlerin favori öğrencisi, kızların ve çoğu çocuğun gözdesi olan ben iki defa üst üste red ediliyordum.

"Anlamıyorum, yani sonuçta iddaya girdik değil mi? Benimle filme gelerek biraz yardımcı olabilirsin. Diğer türlü nasıl ispatlayabilirim ki?"

Derin bir nefes alıp kitabı masaya bıraktığında ellerini ceketinin ceplerine yerleştirmişti.

"Sadece iddaya girdik. Sana her hangi bir konuda yardımcı olmam gerekmiyor. Bu senin sorunun, beni ilgilendirmez."

"Yani reddediyorsun?"

"Sonuna kadar."





İki bolum sonra sakusa:

ŞKA YAPTIMVNSKVNSKVNDMVNDMVN

asexualHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin