1.0

2.9K 303 211
                                    

Günümün çoğunu okul sıralarında uyuyarak geçirdikten sonra; çıkışta Osamu ve Suna'nın beni ekmesine izin verdim. Hiç birşeyden haberim yokmuşçasına davranıyordum.
Açıkcası Omii-kun'a ne kadar küfretsemde bazen iyi olan tarafları açığa çıkıyordu.
Salak Samu ve Suna benim onlarla gelmeyeceğimi düşünerek aşırı mutlulardı.
Ve ismimin üzerine yemin ediyorum bu mutluklarını bozacaktım, beni hiçbir şey engelleyemezdi.

Söylenerek sınıftan çıkarken aklıma nişanın nerede yapılacağını bilmediğim geldi.
Omi'ye mesaj atmak için telefonumu cebimden çıkarırken çarptığım bedeni yeni fark etmiştim.

"Özür dilerim hocam, iyi misiniz?"

İngilizce hocasının samimi gülümsemesine göre ona herhangi bir zarar vermediğimi anlamıştım.
Yani bu gün nişanlanmıyor muydu?
En azından bu günlük izin alması gerekliydi ama hâla bu saatte okuldaydı.

"İyiyim Atsumu teşekkür ederim. Neden hâla buradasın bakalım? Okul biteli kırk beş dakika oluyor."

Elindeki dosyaları düzenlerken arada bir bana bakıyordu.
Bunu benim sormam gerekiyordu.

"Uyuya kalmışım da."

Elimi enseme götürüp mahçup bir gülümseme sunmuştum.

"Anladım tatlım, geç kalma o zaman eve."

Omzumu sıkıp koridorda yürümeye başladığında nefesimi verip ona seslendim.
Biliyorum, onun tarafından davet edilmemiştim ama bir sorun var gibiydi.

"Hocam!"

"Efendim?"

Bana dönüp endişeli bakışlarını üzerimde gezdirdiğinde aramızdaki mesafenin birazını kapattım.

"Sakusa söyledi, bu akşam nikahınız varmış."

"Sakusa mı söyledi? Evet. Akşama kadar hazır olmam gerekli."

"Bir sorun yok değil mi?"

"Yok."

Zorla gülümsediğini ve dolan gözlerini fark ettiğimde aramızdaki mesafenin tamamını kapatıp küçük bir sarılma sundum.
Sarıldığım anda daha çok ağlamaya başlamıştı.
Ne yapacağımı bilmeden sadece sarılıyordum.
Ama bu garip bir şekilde etkili olmuş olacak ki hoca kısa sürede kendini toparlayabilmişti.

"Anlatabilirsiniz hocam, elimden geldiğince yardım etmeye çalışırım."

Sonunda ondan ayrılabildiğimde elinin tersiyle gözlerinin altını siliyordu.

"Muhtamelen Sakusa'nın annesiyle evlendiğimi de biliyorsundur değil mi?"

Kafamı onaylarcasına salladığımda devam etti.

"Onu çok seviyorum ve evlenmeye karar verdiğimizde doğru kararı verdiğimide biliyordum. Ancak etrafımdan çok fazla olumsuz tepki alıyorum ve bu ona da çok fazla geliyor. Bunun onu üzdüğünü biliyorum, ne yapmam gerektiğini konusunda emin değilim."

Anlatmayı bitirdiğinde gülümseyip güven verircesine ellerini sıktım.

"Hocam aşk herkes içindir. İnanın bana sizin mutluluğunuz diğerlerini bir gram bile ilgilendirmez. İstediğiniz kişiyle hayatınızı birleştirebilir, istediğiniz kişiyi sevebilirsiniz. Özgürsünüz ve unutmayın ki yaşadığın hayat size ait, diğerlerinin saçma düşüncelerinin hayatınızı yönetmesine izin vermeyin. Mutlu olduğunuz şeyi yapın sadece."

İngilizce hocasının yavaş yavaş motive olduğunu fark ettiğimde ellerini bıraktım.
Ve birden gülmeye başladığında eliyle saçlarımı karıştırmıştı.

"Atsumu senden böylesine bir davranış beklemiyordum, teşekkür ederim."

Sırıtıp ellerimi ceplerime yerleştirdim.

"Bu sözlü notum yüz demek mi oluyor?"

"Hayır. Nikaha şahidim olarak katılabilirsin."

"Cidden mi!?"

Tekrar gülerken beni kolumdan çekiştirmeye başlamıştı.

"Tabii ama önce nikaha yetişmemiz gerekiyor."






Neden +kisi ekleyerek fic yazamadigimi dusunuyorum🤔🤔

asexualHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin