3.2

2.4K 227 74
                                    

Omii'nin sinirli ve yorgun bakışlarını aldırmadan onu başka büyük bir mağazaya sürüklerken sırıtmadan edemiyordum.
Beni sinirlendirip üstüne bundan zevk alması beni delirtiyordu.
Ve şimdi intikam zamanıydı.

"Yürüsene ya, ben seni çekmek zorunda mıyım?"

Tabii kolay olmuyordu; beni zorlayan yanları vardı.
Ben sürüklemezsem asla yürümüyordu mesela.
Somurtup bileğini bıraktığımda Osamu ve Suna'ya baktım.
Geldiğimizden beri benim üzerimden kazandıkları paralarla bir hamburgericiye birde atari salona giriyorlardı.
Ben ise sadece daha üç mağazaya girebilmiştim çünkü Omii kıpırdamak istemiyordu.

"Mağaza mağaza dolaşmak isteyen sendin,"

Umursamazca ellerini ceplerine yerleştirdiğinde daha çok somurtup kollarımı göğsümde birleştirdim.
Onu kullanmanın zamanı gelmişti...

"Pekala, kazandığım şu idda-"

"Neyden bahsettiğini bilmiyorum."

Gözlerimi kısıp maskesini düzeltmesini izlediğime onu boğmamak için zor duruyordum.

"Ne demek bilmiyorsun?"

Omii'yle evlenmemize gerek kalmadan şu cicim aylarını atlatmıştık.
Daha doğrusu haftalarını.
Sesimin tehditkarca çıkmasına özen göstermiştim ama o beni umursamayıp ellerini ceplerine yerleştirmişti.
Sinirimi bir kat daha yükselirken beni daha çok sinir etmek adına birde omuz silkmişti şerefsiz.

"Dalga mı geçiyorsun ya!? Sikeyim, cidden tamam ne giymek istiyorsan giy."

Onunla uğraşmayı bırakıp sinirle Suna ve Osamu'nun olduğu atari salonuna adımlarımı yöneltmiştim.

"Aldınız mı?"

Suna elindeki silahtan gözlerini ayırmadan konuştuğunda sinirle arkamda kalan Omii'ye baktım.
Bana masum bakışlar atsada hâla sinirlerimi bozuyordu.

"Hayır, birileri huysuzluk yapıyor."

"Osamu şunu tutta umutsuzluğun fotoğrafını çekeyim."

Silahı yavaşça Osamu'ya fırlattığında elimle yüzümü kapatıp hızla Omii'nin arkasına geçmiştim.
Suna'nın hatıra fetişi vardı büyük ihtimalle. Her anın fotoğrafını çekiyordu.
Kesinlikle telefonundaki fotoğraf albümü beş binden fazlaydı.

"Şimdi bir umutsuz birde huysuzun uyumunu fotoğraflıyorum. Osamu sende geç, bir de yakışıklı görelim."

"Neresi yakışıklı ya!?"

Omii'nin koluna tutunup arkasından çıktığımda Suna bir fotoğraf daha çekmişti.
Osamu'nun piç sırıtışı yine yüzüne yerleşmiş bize bakıyordu.
Ama yemin edebilirim ki bizden çok Rintarou'yu bakışlarıyla süzerek öldürüyordu.

"Yakışıklı arkadaş, az ye de bizede kalsın."

Kurduğum imalı cümlenin ardından Osamu'ya attığım itici gülüşe karşılık o da itici bir gülüş atmıştı.

"Bok ye."

Gidip o gri saçlarından tutarak yere serebilirdim ama it dövüş tekniklerinin çoğunu biliyordu. Ben ona doğru daha bir adım atmışken beni öldürecekmiş gibi davranabiliyordu.
Omii'nin tutunduğum koluna daha sıkı tutup bir adım daha geriye gitmiştim.
Burası sağlığım için güvenli değildi.

"Neyse, siz oynamaya devam edin. Bizde gidelim artık çok önemli bir işimiz vardı."

Yine onu sürüklemeye başladığımda bana sorgular gibi bakıyordu.
Osamu ve Suna beni hiç umursamamış; çıkardıkları kulaklıkları geri takmış, oyunlarına geri dönmüşlerdi.
Onlardan yeterince uzaklaştığımızda derin bir nefes alıp Omii'yi aydınlatmak adına durmuştum.

"Cumartesi için spor salonunu süslemeye söz vermiştim ve bu gün cuma günü. Yarına kadar şu süsleme olayını halletmem gerekiyor. Anahtarı almayı unutmadın değil mi?"

Tek nefeste her şeyi anlattığımda küçük bir gülüşle cebindeki anahtarı göstermişti.
Üzerine atlayıp sıkıca sarıldığımda minicik bir karşılık verip geri çekilmişti.
Doğru adamı seçtiğimi biliyordum...

"Öpeyim mi?"

Umutla sorduğum soruya karşılık gömleğimin yakasından tutarak kendisine yakınlaştırmıştı. Eş zamanlı olarak maskesini indirmiş etrafta olan insanları, ne düşüneceklerini umursamadan dudağımın kenarına bir öpücük bırakmıştı.
Ben yine utançtan yerin dibine girerken o maskesini yukarı çekiyordu.
Zorlukla kendimi toparlayıp elindeki anahtarı alabilmiştim.

"Teşekkür ederim."

Elbette teşekkür etmeyi unutmamıştım.
Yavaşça ondan uzaklaşırken o sadece gülüyordu. Kendimi onu ilk defa gülerken gördüğüm zaman ki kadar mal hissediyordum.
Elimi sallayıp karşılık vermesini beklemeden önüme döndüğümde ne zaman tuttuğumu bilmediğim nefesimi bıraktım.
Ne kadar zaman geçse bile buna alışamayacaktım.

asexualHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin