KATİLİN AKITTIĞI İLK KAN

16 5 4
                                    

Alex ile beraber yetimhaneden çıkmak için ana kata geldik. Ve ötekilere göle gideceğimizi söyledik. Göle gidiyorduk çok uzakta değildi ama 10 dakikalık yoldu. Burası pek değişmemişti. Değişen tek şey çok sessizdi ve ağaçların kurumuş olmasıydı. Böyle olması ortamı daha korkunç bir hale getiriyordu.

Alex ile gölün kenarında oturduk ve tüm olanları düşünmeye başladık. Arada bir o bana sorular soruyor, ben ona sorular soruyordum. Birden gölün karşısında simsiyah bir hareketlilik gördük. 

Alex:

-Sen yetimhaneye git ben bakıp gelicem.

-Hayır seni burda yalnız bırakamam.

-Hemen bakıp gelicem, bir hayvanda olabilir. Belkide önemli birşey değildir.

-Gitme nolur. Korkuyorum.

-Sen yetimhaneye koş ötekilere haber ver tamam mı.

-Tamam.

Sadece tamam'dı diyebileceğim ama oradan ayrılmaya hiçmi hiç niyetim yoktu önce benim gitmemi bekledi ben gittikten (yani biraz uzaklaşıp onun beni göremeyeceği bir yere geçtikten) sonra gölün karşısına koşmaya başladı.

Ve gözden kayboldu.

 1 saat... 

2 saat...

3 saat...

Derken gözlerim kapanmaya başlamıştı. Uyandığımda gölün etrafındaki ağaçların oradaydım. Alex yoktu.

ALEX YOKTU...

Gözyaşlarımı tutamadım. Ve koşmaya başladım. Gölün karşı tarafındaydım. Gözlerim Alex'i arıyordu. Biraz daha etrafı inceledikten sonra yerde 2 farklı ayakkabı izi bulmuştum. Biri Alex'in olmalıydı. Ötekisi peki ötekisi kimin ayak iziydi?

Ayak izlerini takip etmeye başladım. Yaklaşık 5 dakika sonra ayak izleri bitti. Hala Alex yoktu. Buralarda bir yerlerd olmalıydı. Etrafta biraz gezindim ama ortalarda yoktu. Bu böyle olmazdı, ben onu tek bulamazdım. Arkadaşlarımı çağırmalıydım. Elimi telefonuma götürdüm. Ve Andy'i aramaya koyuldum. Kahretsin telefon çekmiyordu. Koşmam gerekecekti. Ağaçların arasından hıphızlı bir şekilde koşuyordum. Birden ayağım bir taşa takıldı ve düştüm. Kafamda yeni bir yara oluşmamıştı fakat yaram kanamaya başlamıştı. Yetimhaneye koşmaya devam ettim. Bir elim kafamdaydı öteki elim hızlanmamı sağlıyordu. Yetimhanenin önüne gelmiştim.

Hepsi yemekhanede toplanmıştı.

Shelly:

-Alex buraya geldimi?

Mia:

-Onu en son senle göle giderken gördük tatlım. Yoksa ona birşey mi oldu?

Dün ve bugün olan herşeyi onlara anlattım.

Andy:

-O zaman ne duruyoruz hadi gidelim.

Sadece tamam diyebilmiştim. Her zaman bu böyleydi.

Yaklaşık yarım saat sonra gölün ilerisindeydik. Hepimiz bir tarafa ayrılmıştı.

2 saat sonra gölde buluşmaya karar verdik.

Kim'in Ağzından

Shelly bir lider gibi davranıyordu. Zaten bu olanlardan sonra ondan korkmaya başlamıştım. Ama birbirimize güvenmek zorundaydık ve ben ona güveniyordum. Hepimiz ayrı taraflara gitmiştik. Yaklaşık 1 saat sonra ağacın üzerinde kan görmüştüm.

Acaba bu Alex'in miydi?

Lütfen Alex olmasın dediğimde ağacın arkasındaki o ceset kokusunu alabiliyordum. Elimle burnumu kapatıp ağacın arkasına doğru ilerlemeye başlamıştım. Ve karşımda Alex'in cansız bedeni yatıyordu. Gözyaşlarımı tutamadım. Ben onla 7 yaşından beri arkadaştım. Onun ölümü beni çok yıktı. Ötekileri çağırmaya gitmeliydim. Ağla ağlaya yürümeye başladım. Bir buçuk saat sonra gölün oradaydım. Herkes bana ne olduğunu soruyordu.

Birden bağırarak:

-Alex'i buldum. Ama ölü olarak.

Dediğimde hepsinin ne kadar üzüldüğünü ağlamalarından anladım.

Shelly:

-Bizi onu bulduğun yere götürür müsün?

Dedi...

BU BÖLÜM BU KADAR ARKADAŞLAR LÜTFEN GÖRÜŞLERİNİZİ YORUMLARDA BELİRTMEYİ UNUTMAYIN VE 2 GÜNDE BİR BÖLÜM YAYIMLAMAYA ÇALIŞACAĞIM

İNTİKAM YEMİNİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin