ikinci bölüm

343 38 32
                                    

nico'nun başı, ağırlık konulmuş gibi ağırıyordu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

nico'nun başı, ağırlık konulmuş gibi ağırıyordu. aynı şekilde vücudu da. yatağa yapışmış hatta yatağın parçası olmuş gibiydi.

gözlerini açtığında aydınlığa alışması uzun sürdü. ne kadar da acıtıyordu bu parlaklık! gözlerini ovalamak istese bile ellerini kaldıramayacak gibiydi.

"sonunda uyandın." yatağın yanındaki sandalyede oturan esmer kız kitabının kapağını kapatıp yanına geldi. "kendini nasıl hissediyorsun?" altın gözlerinden endişe akıyordu.

"h-" yüzünü buruşturdu. "hazel?" sesi bir fısıltı edasıyla çıkmıştı. hazel gülümseyerek nico'nun elini tuttu. "tam yirmi sekiz saattir baygındın. diğerleri seni görmek istiyor ama istersen kafanı toplayabilirsin." gözü masadaki su şişesine takıldı hazel'ın. "su ister misin?"

nico bir süre hazel'ın ne dediğini anlamdırmaya çalıştı. "hiç kafamı kaldırasım yok hazel." hazel başını sallayıp derin bir nefes aldı.

"öyleyse-"
"burada kal hazel. ne olup bittiğini anlamam gerek. ne oldu, neden buradayım?" hazel gülümsemeye çalışarak sandalyeyi yakınına çekti. "neler olduğunu hatırlıyor musun?"

nico bir süre düşündü. ama büyük bir boşluk vardı geçmişinde. "ben... hayır." hazel tekrardan nico'nun elini tuttu ve okşadı. "travmadan dolayı olabilir. bu arada, will'de bu hastanede. onunla görüşmek ister misin, daha sonrasında?"

nico duraksadı. will'in kim olduğu hakkında en ufak bir fikri yoktu. "hazel, will kim?"

esmer kızın şaşkınlıkla gözleri büyüdü. "will'i hatırlamıyor musun? sevgilin?" nico başını belli belirsiz salladı. "hayır, hazel."

"peki, leo'yu hatırlıyor musun? jason? percy?" nico onları hatırlıyordu. süperman jason, yosun kafa percy ve "kızların-düştüğü-yakışıklı-supreme" leo. "hatırlıyorum. ama will kim hatırlamıyorum."

hazel dudağını ısırıp ayağa kalktı. "biraz dinlen, daha sonra diğerleri de seni ziyaret eder. istediğin bir şey var mı?" nico başını, pencereye çevirdi.

"pencereyi açayım mı?"
"hayır."

°°°

will, will, will... hatırlamaya çalıştıkça daha da çok batırıyordu. nasıl biriydi? sesi nasıldı? kişiliği nasıldı? hobileri, fobileri, en sevdiği müzik neydi? will kimdi?

kapının açılmasıyla irkilen nico gözlüklü çocuğu görünce derin bir nefes aldı. "jason."

"merhaba, nico. nasılsın?" jason nico'nun yanındaki sandalyenin yanıns gelse de oturmadı ve saçını düzeltti.
"iyi olmaya çalışıyorum." dedi nico gülümsemeye çalışarak. jason onun için çok şey ifade ediyordu. her şeyden önce onu bir abi olarak görüyordu. "piper nasıl?"

"o mu? harika." jason kısa bir süreliğine güldü ama daha sonrasında aklına bir şey gelmişçesine yüzü düştü. nico hafifçe kaşlarını çattı. "o iyi, değil mi?" jason, nico'ya döndü tekrardan ve başını salladı. "dedim ya, iyi. seni özledi. bu yüzden annabeth ile kurabiye yapıyorlar. mcdonald's şeklinde."

nico kıkırdadı. gülmek göğsünü sızlatsa da kendisini en azından biraz daha toparlamış hissediyordu. "hazel.. bana senin will'i hatırlamadığını söyledi."

"yalnız kaldığım vakit boyunca düşündüm ama aklıma kimse gelmiyor jason. nasıl biriydi? fotoğrafı var mı?"

bir süre durup telefonunu çıkardı jason ve bir dakika içinde will ve nico'nun mcdonald's koltuğunda yaslanarak oturdukları bir fotoğrafı gösterdi. nico uzun uzun will'e baktı. gerçekten de yakışıklıymış. kusursuz saçları ve yüz hatları, güneşin öptüğü saçlar, güneşin altında bronzlaşmış gibi bir ten... bir tanrı gibi muhteşem.

"tatlı çocuk kendisi, eğer iyi hissedersen, ve tabi ki de o da iyi olursa, seni onun yanına götürebiliriz."

"bize ne oldu?" dedi nico will'in görünüşünü aklına kazırken. "neden bu haldeyiz? ona ne oldu?" jason pencereye bakıp geri nico'ya döndü.

"şehirden uzaklaşıp biraz temiz hava almak için tatil gibisinden bir şeye çıkmıştınız ve... eğlencede bir saldırı olmuş. will vurulmuş, sen de başını çarpmışsın. biraz cılız olduğun için daha sert çarpmışsın yani. merak etme will'in durumu iyi. seninki de geçiçi bir hafıza kaybıdır eminim ki. olmadı... hayata onunla yeniden başlarsın. ah," iç geçirdi ellerini cebine sokarken, "aşık olduğun kişiyle yeniden tanışmak gibisi yoktur."

nico bakışlarını beyaz tavana çevirdi. aşık olduğum adamla bir daha tanışmak. "jason bana kafetaryadan atıştırmalık bir şeyler alabilir misin? kraker gibi. will'in yanına gitmek istiyorum."

jason nico'ya gülümseyerek baktı ve odadan çıktı.

aşık oldığum adamla yeniden tanışmak.

remember me'solangeloHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin