Gaz kokusu burnumu yakmaya başlarken telefonu yatağa fırlatıp, bütün gücümü ayaklarıma verdim ve camlara doğru koştum. Bütün camları teker teker açıyordum ama açmıyormuşum gibi gaz kokusu artıyordu. Yu Jin'in bana seslendiğini duyuyordum ancak alıcılarım kapanmış gibiydi.
Gözlerim etrafta herhangi bir yardım çağırma düğmesi ararken lobiye bağlanan ana telefonu görmemle telefona yapıştım. Telefonda yazan numarayı tuşlayıp kulağıma dayadım ve açmalarını bekledim ancak açmamaya yeminliler gibi son çalışa kadar açmadılar. En sonunda kapatıp tekrar arayacakken açmaları ise kalan son şansımdı sanırım.
"Çabuk 375 numaralı odaya gelin! ACİL DURUM! ODADA GAZ KAÇAĞI VAR HER YER GAZ KOKUYOR!"
Bağırmamla beraber beni onayladıklarını söyleyen görevliler ile telefonu kapattım ve cep telefonumu cebime atıp Yu Jin'e yöneldim. Rengi biraz atmış gibi görünüyordu. Kucağıma almamla kollarını boynuma doladı. Pencereye götürüp cama yaslanmasını sağladım biraz temiz hava alabilmesi için. Derin derin soluklanan Yu Jin biraz daha kendine geldiğinde bu sefer sırtıma aldım ve odadan çıkmak için kapıya yöneldim.
Kapıyı açmamla karşımda 10'a yakın görevli görmemle geri çekildim. Bir çırpıda olanları anlatıp odadan çıktım ve odayı aramalarını izledim öylece. Bu ikinci oluyordu. Kimin benimle derdi vardı bilmiyordum ancak bir an önce yüzleşmek istiyordum onunla. Yanımda başkaları varken bana zarar vermesi saçmalıktı. Sadece ben değil başkaları da zarar görüyordu ama o kişi sanırım bunları umursamıyordu.
Sırtımın ağrımaya başladığını hissettiğim vakit görevliler odadan çıkmaya başladı. Sırtımda duran bedenin duruşunu sabitlemek adına bir kez zıplatıp duruşumu dikleştirdim. Görevliler karşıma dizildiğinde konuşmaya başlayacak olan bir adım öne çıktı ve konuşmaya başladı.
"Efendim öncelikle bu tarz bir sorunla karşı karşıya kaldığınız için çok üzgünüm ancak bu gaz sorunu otelimiz tarafından olmamış. Şöyle ki; odanızdaki havalandırmalar ve ocak siz bizzat açmazsanız kullanım dışı olur. Ayrıca ocaklarımız elektrikle çalışıyor böyle bir şey mümkün değil. Havalandırmalarınız da kapalıydı. Bu olay dışarıdan yapılmış olmalı."
Gözlerimi kapatıp derin bir nefes aldım. Daralıyordum artık, bu olaylar beni çok yoruyordu. Bunları yapan kişi kimse beni bu kadar yormak yerine gerçekten derdi varsa ağzımı burnumu kırmasına izin verirdim, bu olaylar bitsin diye sesimi çıkarmazdım. O kıvama geldiğimi hissediyordum artık.
"Kameralar... Bu katta kameralar var mı? Eğer varsa yapanın kim olduğunu bulabiliriz belki..?"
Güvenlik Yu Jin'in sorusundan sonra fikri sanki kendi bulmuş gibi göğsünü kabartarak konuşmaya başladı.
"Elbette var efendim, hatta siz de gelin bizimle! Hanımefendi de biraz dinlensin."
Sorar bakışlarım Yu Jin'e döndüğünde beni bakışlarıyla onayladı ve diğer güvenliğe kollarını uzattı. Güvenlik kucağına aldıktan sonra gazdan temizlenen odaya götürdü. Odaya girmelerini görmemle beraber sırtımı kütlettim. Evet onu saatlerce taşıyabilirdim ancak ben de bir insanım ve sırtım ağrıyabiliyordu. Yine de bunu o gittikten sonra yapmam iyi oldu yoksa üzülebilirdi ayakta duramadığı için.
"Buyurun edendim, bu taraftan."
Eliyle yolu gösteren güvenlik ile yürümeye başladık. Asansöre bindikten sonra -2 numaralı tuşa basan güvenlik bir yandan da dikkatsizlikleri için özürlerini sıralıyordu. Özür dilemekte haklıydı çünkü burası bir oteldi ve herkesin elini kolunu sallayarak otele girmesi oldukça saçmaydı. Uyanık olmasam ve gaz kokusunu fark etmesem çok daha kötü şeyler olabilirdi. Felaketle sonuçlanabilirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Not Today(TEXTING) ' taekook
FanfictionBeni terk edebilirdin Jungkook. Ama evlendiğimiz gecenin sabahında yanımda seni beklerken o soğuk mektubunla karşılaşmak istemezdim. Beni terk edebilirdin. Ama o gün değil. Ve şimdi hiçbir şey olmamış gibi geri dönmek istiyorsun. Üzgünüm Jungkook...