- Tamamlandı -
Park Jimin kuzeni Kim Taehyung ile işlettiği spor salonununda çalışırken Jeon Jungkook'a aşık olur ve tüm hayatı o olmaya başlar.
Jikook, Taejin, Sope, Namje
NOT : KURGU BİR DİZİYE AİTTİR.
Tae, kuzeninin bu halinden çok sıkılmıştı onun bu hali kendisini üzüyordu, bir taksi durdurup bindi telefonu aralıksız çalıyordu Jimin sürekli arıyordu sinirle telefonu tamamen kapattı.
Restoranın önüne geldiğinde indi bir an bile duraksamadan restorana girmişti içeri girdiğinde geniş omuzlu güler yüzlü genç bir adamla karşılaşmıştı, şirin sesi ile konuştu genç çocuk.
"Hoş geldiniz efendim "
Taehyung kızgın bir ses ile konuştu.
"Jungkook nerede?"
Jin karşısındaki çocuğun kalın tok sesi ile kaşlarını çatmıştı.
"Buyurun ben ilgilenebilirim?"
"Bana Jungkook'u çağırır mısın onunla görüşmek istiyorum"
Jin karşısındaki adama yaklaştı koluna hafifçe dokundu ve sakin bir sesle konustu.
"Önce şöyle oturun, iyi misiniz ?"
Taehyung'u sandalyelere doğru yaklaştırdı. Tae koluna dokunan ele kısaca bakıp kolunu sert bir şekilde çekti.
"Anlamıyor musun nerede o!" Jin irkilerek geri çekildi sabrı taşmaya başlamıştı.
"Buradayım Tae" İçeriden gelen Jungkook'u gören Tae, ona doğru yürüdü önündeki tezgaha ellerini koyup yüzünü Jungkook'a yaklaştırmıştı.
"Sen kendini ne sanıyorsun ulaşılmaz falan mı? O çocuk seni gerçekten seviyor sen o sikik spor salonuna gelmeye başladığından beri aşık sana, senin için daha ne kadar üzülebilir. Gerçekten ne istiyorsun merak ediyorum ona karşı bir ilgin yoksa ona bunu direkt söyle ve bende ona göre onun yanında olayım belirsizliklerden hiç hoşlanmam ya hep ya hiç bir karar ver artık!"
Jungkook karşısındaki Tae'nin tavırlarına sinirlenmişti neyi biliyordu ki bu genç adam.
"Öncelikle o ses tonuna dikkat et!"
"Daha fazla onu üzmeni izleyeceğimi sanıyorsan yanılıyorsun kenarda durup sizi izlemeyeceğim. Ha bir de ona güvenmediğini söylemişsin o benim tanıdığım en güvenilir adam."
O sırada içeriye giren Jimin tezgaha yaslanan Tae'yi bileğinden kavrayıp hızla geri çekti.
"Ne yaptığını sanıyorsun sen Tae!?"
"Jimin çekil şuradan onunla konuşuyoruz!"
Jimin fazla sinirliydi Tae'nin böyle bir şey yapmasını beklemiyordu.
"Bu benim meselem tamam mı. Sana onunla konuş diye bir şey söylediğimi hatırlamıyorum!"
Jin daha fazla dayanamadı ve sesini yükseltip bağırdı.
"Burası benim mekanım ve içeride müşteriler var bu ne saygısızlık!"
Jimin ve Jungkook dışarı çıktığında içeride uzun bir süre sessizlik oldu Tae dönüp Jin'e bakmıştı. Göz göze geldiklerinde onun öfkesini gözlerinde görmüştü ona doğru yaklaştı
"Şey ben özür dilerim rahatsızlık verdim eline bir şey oldu mu ?"
Jin'in kemikli ellerini avuçları arasına aldığında Jin utançla ellerini kendine doğru çekmişti.
"Hayır bir şey olmadı "
"Çok mu sinirlendirdim seni? " Jin kısa bir saniye Tae'nin gözlerine baktı.
"Hayır sakinim."
"Gözlerin hiç öyle söylemiyor"
"Gözlerim ne söylüyormuş ?" Jin ona yaklaştığında Tae istemsizce gülümsemişti.
°°°°
Jungkook ve Jimin bir süre bakıştıktan sonra konuşan taraf Jungkook olmuştu.
"Beni ne kadar tanıyorsun? Ne yemeği severim? Boş zamanlarımda ne yaparım sinirlenince nasıl olurum bilmiyor musun?"
"Bilmiyorum, öğrenmem için bana şans verebilirsin."
"Daha önce 3 kere ilişkim oldu ve son ilişkim ciddiydi ama o beni terk edip bir kıza gitti onu sıktığımı ve bunalttığımı, fazla kıskanç biri olduğumu söyledi. Aynı şeyi yaşayabilirsin seni bunaltabilirim."
"Bana bunları senden vaz geçmem için mi söylüyorsun?"
Jungkook bir şey diyemedi ve karşısındaki adamın güzel gözlerine bakmaya devam etti, Jimin ellerini Jungkook'un ellerine götürdü ve tuttu.
"Seni çok seviyorum, benim hiçbir şey umrumda değil izin ver nasıl birisin kendim yaşayarak göreyim."
Jungkook ellerini Jimin'in sıcacık ellerinden çekti elleri hemen üşümüştü sanki.
"Buna izin veremem."
Jimin derin bir nefes aldı canı çok yanıyordu Jungkook'un omzuna çarpıp yürümeye devam etti ikisi farklı tarafa gidiyordu fakat on adımdan sonra Jimin dayanmamıştı hızla geldiği yolu dönüp sırtı dönük olan Jungkook'a arkadan sarıldı.
"Söz veriyorum seni asla bırakmayacağım"
Jungkook gülümseyip önüne döndü bu güzel adama nasıl karşı koyacaktı ki başaramadı. Kollarını sıkıca kısa olanın beline sardığında diğerinin kolları çoktan uzun olanın boynuna dolanmıştı
"Bana yalan da söyleyemezsin anlaştık mı?"
Jimin kollarını daha da sıkılaştırdı.
"Söz."
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
