12.BÖLÜM

416 28 5
                                    

Multimedia'da Günce var. Keyifli okumalar!=)=)=)

Duru’nun Ağzından

“Sana ne kadar âşık olduğumu bilemezsin kelebek”

Duyduğum cümle ile sırıtışım arttı. Her ne kadar onları kapı aralığından dinlediğim için vicdan azabı çeksem de ağabeyimin itirafı beni mutlu etmişti. Ama Günce ağabeyimin omzunda uyuyakaldığı için duyamamıştı. Sonra Doruk Günce’yi kucağına alıp Günce’nin odasına götürdü. Bende hala aynı sırıtışla kapıyı kapatıp yatağıma atladım. Eğer bu olaya ben el atmazsam ağabeyim hiçbir zaman Günce’ye açılamayacaktı. Biraz önce Günce’nin Eray’a âşık olduğunu duymuştum ama eğer Doruk’un duygularından haberi olursa hislerinin değişeceğinden eminim.  Eray’ı yılbaşı gecesinden hatırlıyordum. Bence çok fazla soğuk ve egoist birisi, üstelik Günce’ye değer verdiğini bile sanmıyorum. Uyumadan önce Doruk ile Günce’yi nasıl bir araya getireceğimin planlarını kuruyordum.

Sabah duyduğum seslerle birlikte gözümü açtım odadan çıktığımda Doruk ile Günce’nin kahvaltı hazırladığını gördüm.

“Domatesleri ne kadar kalın doğradığının farkında mısın sen? Bu gidişle evde kalacaksın” dedi Doruk.

“Herkes sen kadar iyi yemek yapamıyor beyefendi. Hem niye evde kalacakmışım? Beni ne doktorlar ne mühendisler istedi de ben kabul etmedim” dedi alay ederek Günce.

Ben kahkaha atmaya başlayınca ikisi de bana doğru döndü.

“Buradan bakınca karı koca gibi gözüküyorsunuz” dedim.

“Sana da günaydın Duru” dedi Doruk tehditkâr bir ses tonuyla.

“Günaydın ikinize de” dedim ve bir sandalye çekip oturdum.

“Günaydın bizde kahvaltı hazırlıyorduk” dedi Günce.

“Sizden çok uyumlu bir çift olurdu” dedim şansımı deneyerek. Bana yine kötü kötü baktıklarında sustum ama hep böyle yapıyorlar, konuşturmuyorlar ki beni…

Telefonuma mesaj gelince onlara bakmayı bırakıp telefonumu elime aldım.

‘Bugün baş başa bir şeyler yapalım mı?’ yazmıştı Emir. Aslında ondan biraz da olsa hoşlanıyordum ama ben bağlanmayı sevmeyen biriydim üstelik aynı şehirde bile yaşamıyorduk. O yüzden kalbim evet dese bile ben yapamazdım.

‘Hayır, istemiyorum’ yazdım.

‘Lütfen, sadece bir kere’ yazdı kısa bir süre sonra.

‘Kabul ederim ama bir şartım var’ yazdım aklıma gelen şeytani bir fikirle.

‘Hangi konuda?’ yazdı Emir.

‘Gelince anlatırım, beni her zaman gittiğimiz cafede bekler misin? Yarım saate oradayım’ yazdım.

Sonra hala karı koca gibi tartışmakta olan Günce ve ağabeyime baktım.

‘Benim gitmem lazım, hem sizi yalnız bırakmam gerek’ dedim ve bir şey söylemelerine fırsat vermeden kıkırdayarak uzaklaştım.

Cafeden içeri girdiğimde Emir’in çoktan gelmiş olduğunu gördüm.

“Selam” dedim gülümseyerek.

“Selam, bana ne anlatacaksın?”

“Fark ettin mi bilmiyorum ama ağabeyim Günce’den hoşlanıyor ama böyle giderse asla söyleyemeyecek”

“Benden ne istiyorsun?”

“Uygun bir ortam oluşturmada yardım istiyorum. Onları bir şekilde yalnız bırakmamız lazım. Aslında ben bir şeyler düşündüm ama işe yarar mı bilmiyorum”

BU BENİM HAYATIMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin